Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT
Evren Devrim ZELYUT

Yeni hükümete bankacılık uyarısı!

Bir ekonomiyi elmaya benzetirsek onun yarısı reel sektör, yarısı da finansal sektördür. Finansal sektör deyince ilk akla gelen bankacılık sistemidir. Bankacılık sisteminin devam etmesi demek, reel sektörün ihtiyacı olan kredi akışının devam etmesi demektir. Eğer bankaları zarar ettirecek olursanız bu kredi akışı kesilir ve şirketler üretimi azaltır, piyasadan çekilir. Üretim sekteye uğrarsa işsizlik artar ve tüm ekonomi krize girer. Bu nedenle bankacılık sistemi hassas bir konudur ve çok kurcalamaya gelmez.

2001 krizinde bankacılık sistemi çöktüğünde tüm ekonomi durmuştu. Bu durumu o zaman yapılan reformlarla avantaja çevirdik ve an itibarıyla dünyanın en başarılı yöneticileri Türk bankacılık sisteminde. Bankalarımızın mali durumları da kuvvetli.

Lakin AKP her yeri bozduğu gibi şimdi elini bankacılık sistemine de attı. Dün Merkez Bankası tarafından yeni düzenlemeler getirildi. Bu düzenlemeler üzerinden nelerin yapılmaya çalışıldığını ve riskleri ortaya koyalım:

1-Bilançodaki TL payı yüzde 60''ın altında kalan bankalar için daha önce 3 puan olan menkul kıymet yükümlülüğü 7''ye çıkarıldı. Oran yüzde 50''nin altında olan bankalar için 8 puan olarak uygulanıyordu.

Bu kararın tercümesi şu, eğer senin hesaplarında dolar, Euro, Lira''dan fazla ise, ceza olarak faizi enflasyonun çok altındaki tahvillerden alacaksın. Haliyle zarar edeceksin, çünkü faiz oranı düşük…

Peki bu ceza niye? Ya da bir bankada neden dolar, Euro, Lira''dan fazla olur? Cevap basit: Enflasyon!

Bu ülkede halk doları ve Euro''yu zevkten almıyor. Bankalar da bunları spor olsun diye saklamıyor. Hükümet enflasyonu düşürmek yerine parasını korumak isteyen insanları ve bu işte aracı olan kurumu cezalandırıyor. Böyle saçma sapan bir iş olabilir mi?

İşin özünde hükümetin yanlış tarım ve sanayi politikası, düşük faiz politikası var. Gıda üretimiz az, sanayi üretimi dışa bağlı ve sonuçta enflasyon artıyor. Faiz düşük, enflasyon yüksek dolara hücum var. İhracat ithalattan az, rezervler bitmiş, dolar kıtlığı oluşmuş… Ne yapacak vatandaş? Ama siz bankalara kendi beceriksiz politikalarınız yüzünden ceza kesmeye başlarsanız, onların kredi verme gücünü bitirirsiniz. Piyasa zorla düzelmez, piyasa, enflasyonu düşürecek gerçek politikalarla düzelir…

2-TCMB kredilerde referans faiz katsayısının üst sınırını aşan krediler için ek menkul kıymet yükümlülüğünü yüzde 90''dan yüzde 150''ye çıkardı.

Bunun tercümesi de şu, ben ticari kredi faizlerinin artmasını istemiyorum ama enflasyonu da düşüremiyorum. Hâliyle sen yüksek mevduat faizi ver para topla bunu da düşük faizle şirketlere dağıt!

İyi misiniz siz? Kızılay bile bu ülkede çadırı parayla satıyor! Bankaya 29''la para topla, 14''le kredi ver dediğiniz zaman o banka ne olur?

Merkez Bankası''nın esas görevi enflasyonu düşürmektir. Enflasyon düşerse faiz düşer, çünkü vatandaş için ana kriter Erdoğan''ın faiz buyruğu değil, enflasyon rakamıdır. Enflasyon kadar para eridiği için faiz en az o kadar olmalıdır der, olmazsa gider dolar alır…

Bankacılık sistemi üzerinde tepinerek kredi faizi düşmez! Birileri siyasi prim yapacak diye finansal sistemi bozmak bu ülke ekonomisine yapılmış en büyük ihanettir.

Bankalara zorla aldırılan bu toksik tahvillere (düşük faizli tahviller) karşı gelecek yeni hükümet, bankacılık sistem temsilcileri ile görüşerek bir çıkış planı yapmalıdır. Banka bilançoları bozulursa dış sermaye borsaya giriş yapmaz ve bu da dolar kıtlığının sürmesi anlamına gelir. Bu nedenle Mayıs sonrası yeni MB Başkanı ve Hazine-Maliye Bakanı''nın ilk toplantısı bankacılarla olmalı, hasar tespiti yapılıp faiz artırımlarının ve toksik tahvillerin etkilerinin minimize edilmesi amaçlanmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları