Yazar Eylem Tok’un oğlu Timur Cihantimur’un aracıyla çarptığı ATV’de bulunan Oğuz Aci hayatını kaybetmiş 4 kişi kazada yaralanmıştı. Yaralanan İbrahim Gümüş neler yaşadığını anlatarak “Biz benzinimizi aldık dönüş yolundaydık ama araç arızalandı. Biz 3 tane ATV’yi emniyetli bir alana çektik. Sonra Oğuz abi, karşıdan gelen görsün diye ATV’leri ters çevirip arkaya geçerek flaşörlerini yaktı. Görmemeleri imkansız. 4-5 tane araba geçti. Onlar yavaşladı, fark etti. Bir tanesi durdu, bir ihtiyacınız var mı diye sordu. Ama o çok süratli ve hızlı olduğu için göremedi ve yapıştırdı. Ben sadece farları gördüm. O anları pek hatırlamıyorum. O esnada kafama darbe aldım. Sadece arabanın çok süratli olduğunu hatırlayabiliyorum. Çarpmanın etkisiyle zaten biz savrulduk” dedi.
“TELEFONU ELİMDEN ALDILAR"
Yardım istemek için çıkarttığı telefonunun elinden alındığını söyleyen Gümüş, “Çarpmanın etkisiyle zaten biz savrulduk. Görmemle vurması bir oldu zaten. Daha sonra yardım istemek için telefonumu çıkarmıştım ama şifremi hatırlayamadım. Yüz kilidiyle açmaya çalıştım, açıldı telefon. O anda telefon benim elimden alındı. Kim aldı bilmiyorum. Çünkü etraf karanlıktı ve göremiyordum. Büyük ihtimalle aileden biri almıştır diye düşünüyorum. Ondan sonra telefonum alındı. Arkadaşımı görünce telefonu unutuyorum. Gerisini de hatırlamıyorum. Teyzem telefonla beni arıyor. Beni aradıktan sonra telefona bir hanımefendi çıktı. ‘Siz kimsiniz, İbrahim nerde’ diye bir sordu. O da ‘siz kimsiniz’ diye cevap verdi. Teyzemde diyor ki ‘Ben teyzesiyim sen kimsin’ dedi. Sonra telefonu yüzüne kapattı. Sonrasında telefonun güvenliğe bırakılıp oradan alındığı söylendi. Ne olacağını bilmiyoruz ama adalete teslim olduktan sonra her şeyin açığa çıkacağını düşünüyoruz. Ben yardım ya da oraya gelen bir bayan sesini duymadım. Zaten yarı baygındım. Kazadan sonra bunları hatırlıyorum. Telefonum elimden alındı. Alındığını biliyorum. Telefonu çıkardım, telefon benim yanımdaydı çıkarıp yardım istemek için aramıştım. Söylediğim gibi telefonu elimden aldılar ne oldu bilmiyorum. O esnada ambulans daha gelmemişti” açıklamalarında bulundu.
Gümüş açıklamalarının devamında şu ifadeler yer aldı:
“Ambulansı aramışlar ve bizi yatırmışlar. Ondan sonra olanları hatırlamıyorum bana gelen bir bilgi yok. Benim içimde bir acı var. Ben Oğuz abiyi abim gibi görüyordum. Vicdanlı bir açıklama yapmaya çalışmışlar. Kendilerini öyle göstermişler kendilerini, madem o kadar vicdanlılar adaletimize, Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim olsunlar. Bizim acımızı biraz dindirsinler ve bu basit bir kaza değil. Süratli bir şekilde bize vurdular, biz ise hepimiz savrulduk. Ben kalktığımda yanımda kimseyi göremedim. Herkes bir tarafa savrulmuştu”
“ANNESİ O ÇOCUĞU GERİ GETİRSİN”
Oğuz Murat Aci’nin annesi Pervin Aci ise şu şekilde:
“O çocuğu annesi geri getirsin. Türkiye’de hiç kimse onun çocuğuna bir şey yapmaz. Benim çocuğum toprakta, nefes almıyor. O çocuğu oradan oraya çanta gibi atmasın günah o çocuğa. O çocuğa da üzülüyorum. Eylem Tok’un ‘yine olsa yine yaparım’ açıklaması hatırlatılan Pervin Aci “Bir anne demez. İnanmıyorum. Bir anne söyler mi bunu? Eğer söylediyse yazıklar olsun. Ama dememiştir.” dedi.
Aci sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocuğuna da eziyet etmesin, getirsin. Günah değil mi o çocuğa, o çocuğun geleceğini aldın. Annelik içgüdüsü olsaydı onda önce benim yavrumu kurtarıp hastaneye gelip ne gerekiyorsa yapardı. Benim oğlum zaten gidecekti ama yanında olsaydı, ben gidene kadar dursaydı başında, ben onu başımın üstünde tutardım.
BABA: YAZIKLAR OLSUN
Baba Özer Aci da Yazar Eylem Tok’a seslenerek, “Ben sesleniyorum, daha fazla kendini rencide etmesin, alçaltmasın, evladımızı sağ sola götürüp yargıdan hukuktan kaçırmasın, yazık olur. O çocuğunu arabanın içine koyup oğlum 2 dakika dur çarpmışsın yaralamışsın, yaralılar var deseydi, bir yaralıyla hastaneye gidip yaralıların durumu sorsaydı, ailelerin telefonuna ulaşsaydı, bir insanın bunu yapmaması lazım. Yazıklar olsun” ifadelerini kullandı.
Aci ailesinin avukatı Hacı Orhan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Anne, olayı yetkililere bildirmeme suçunu işleyerek ihmaliyle ölüme sebep olmuştur. Çocukla ilgili ve anneyle ilgili soruşturma başladı. Sayın Bakan açıkladı, kırmızı bültenle aranacaklar. Gittikleri ülkede de rahat edemeyecekler. Havalimanı kayıtlarında babanın çalışanları görülmektedir. Anne ve çocuk babanın çalışanları tarafından havalimanına bırakılıyor. Bu nedenle baba hakkında da suç duyurusunda bulunacağız. Zaten annenin kendi başına bu işi yapması mümkün değildir.”