İHA’nın haberine göre; Birbirinden kalorili yemeklerle donatılmış açık büfeler, yüzme sonrası gelen acıkma hissi, akşam yemeklerinin sonrasında gece boyu devam edilen atıştırmalıklara dikkat edilmesi gerektiğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Tuğba Küçük, tatil sonrası kilo alımı ve maalesef ki çeşitli hastalık risklerini de beraberinde getirdiğini söyledi.
“YEMEKLERİN AZ YAĞLI OLMASINA DİKKAT EDİLMELİDİR”
Küçük, “Tatilde de metabolizmanın erken çalışmaya başlaması ve fazla kilo almamak için güne mutlaka erken başlanmalı, az az ve sık sık yemek yenilmeli, aç kalmamaya özen gösterilmelidir. Doygunluk oranı yüksek tam buğday unundan yapılmış ürünler, çavdar ve yulaf ekmeği tercih edilmeli, pilav ve makarnadan uzak durulmalıdır. Kahvaltıda özellikle poğaça, börek, simit gibi besinlerden kaçınılmalıdır. Tatlı tüketimi yaz aylarında genellikle artış göstermektedir. Özellikle açık büfelerde rengarenk pasta ve tatlılar göz alıcı görünümleri ile oldukça fazla talep görmektedir. Ancak yemeğin hemen üzerine yenilecek bu lezzetlerin kilo ve kan şekerinde ani yükselmelere sebep olacağı unutulmamalıdır. Seçimlerinizi genellikle; sütlü ve meyveli hafif tatlılar, az şekerli komposto ya da dondurmadan yana kullanabiliriz. Küresel ısınmaya bağlı olarak mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları, aşırı terlemelere sebep olarak vücudun sodyum ve potasyum minerallerini kaybetmesine sebep olmaktadır. Mineral eksiklikleri de kişide halsizlik, yorgunluk ve dolaşım bozukluklarına sebep olabilir. Ayrıca tüketilen yağlı ve hamurlu yiyecekler, aşırı sıcaklarda vücutta yorgunluğa, baş ağrısı ve tansiyona sebep olmaktadır. Ağır hamur işleri ve kızartmalar yerine; ızgara, buğulama, haşlama veya fırında pişirme yöntemleri seçilmeli, yemeklerin az yağlı olmasına dikkat edilmelidir” diye konuştu.
“YÜZMEK, YÜRÜYÜŞ YAPMAK, TATİL AKTİVİTELERİNE KATILMAK OLDUKÇA ÖNEMLİDİR”
Vitamin, mineral ve antioksidan deposu olan sebze ve meyve her mevsimde özellikle de şuan ki korona virüs döneminde vücut direncini artırmak için oldukça önemli olduğuna da değinen Küçük, "Ancak her meyvenin bir kalori oranı olduğu unutulmamalıdır. Bu sebeple ölçüde aşırıya kaçılmamalıdır. Bir dilim karpuz, 10 orta boy erik, 12 orta boy çilek, 15 üzüm veya 12 kiraz 1 porsiyona denk gelmektedir. Sağlıklı diyetlerde bu ölçü 3- 4 porsiyona kadar çıkarılarak yaz aylarında vücudun direnci artırmak mümkün olabilir. Tatilde beslenme rutininin ani olarak değişmesi, plansız yeme içme ve ihmal edilen hijyen kuralları gıda zehirlenmelerine sebep olabilmektedir. Bu sebeple sıcakla birlikte bozulma riskleri artan et ve süt ürünlerine dikkat edilmesi, bunların hazırlanma, pişirme ve saklama koşullarının bilinmesi önemlidir. Son kullanma tarihi geçen ürünlerin ise hiçbir şekilde kullanılmaması gerekmektedir" dedi.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye''de de sık görülen D vitamini eksikliği fazla kilolar, kemiklerde güçsüzlük, depresyon gibi sağlık problemlerine sebep olduğunu ifade eden Küçük, "Günde 20-30 dakika güneşlenme ile bu eksiklik karşılanabilir. Güneşten D vitamini alımı doğru besinlerle desteklenmelidir. Balık yağı, somon balığı, uskumru, pisi balığı, ringa balığı, ton balığı, karides ve istiridye denizden sofraya gelen en iyi D vitamini kaynaklarıdır. Peynir, süt, yoğurt, yumurta sarısı, mantar, D vitamini ile zenginleştirilmiş kahvaltılık gevrekler ve D vitamini ile zenginleştirilmiş ekmek, tahıllar ve yulaf ile bu ihtiyaç karşılanabilir. Yaz tatili pek çok insan için; dinlenme, daha az hareketlilik, eğlence ve huzur anlamına gelmektedir. Ancak bu dönemde fiziksel aktivitelere ara vererek daha çok dinlenmeye zaman ayırmak alınan besinlerin hızla kiloya dönüşmesine ve çeşitli rahatsızlıklara zemin hazırlamaktadır. Bu sebeple fırsat buldukça yüzmek, yürüyüş yapmak, tatil aktivitelerine katılmak oldukça önemlidir" şeklinde konuştu.