İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile Washington’da yaptığı görüşmeyi değerlendirdi. Erdoğan’ın skandal mektubu Trump’a ‘takdim etme’ şeklinin söz konusu mektubun içerdiği hakaretlere göre nazik bir şekilde gerçekleştiğini belirten Ağıralioğlu, “Bu mektup takdim edilecek bir mektup mudur? O hakaret dolu cümlelere uygun bir şekilde iadesi gerekir. Onca hakarete rağmen gösterdiği nezaketi muhalefete de göstersin.” şeklinde konuştu.
İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu’nun CNN Türk canlı yayınında yaptığı açıklamaların satır başları şöyle:
Daha önce meydanlar çok yüksek tonda söylediklerimizi bu sefer daha mütebessim çehrelerle tekrarlamış olduk. Aslında yeni bir şey duymadık. Biz beklentimizi muhalefet olarak, Trump’ın mektubunu hak ettiği muameleyle iade etsin diye beklentimiz vardı. Orada da düşük tonlamalı bir iade cümlesi kuruldu. Bundan da çok mutlu olmadık. Biz mesela Abdullah Öcalan’a yakın olduğu için YPG üzerinden general diye tarif edilen bir adamın bizim terörist listemizde olduğunu belirtmiş olduk. Beyanımıza rağmen asla tereddüt etmeden çok iyi ilişkileri olduğunu söylüyor Trump. Biz ‘terör örgütü’ diyoruz, onlar ‘çok iyi ilişkiler kurduk’ diyor. Biz ne dersek diyelim, bizim hasmımız olan kişilerile çok iyi ilişkileri olduğunu söylüyor. Sonra da bize, ‘Sizinle de çok iyi ilişkilerimizin olmasına gayret ediyoruz. Sanki kurulmuş oyuncak gibi aynı şeyleri tekrarlayıp netice almadığımız bir süreç yaşıyoruz. Mesela Tayyip bey, “General Bağdadi ile çok iyi ilişkilerimiz var’ diyebilir mi? Teröristleri niçin ayırıyorsunuz? Benim işime gelen teröriste ben general diyebiliyorum, yaramayanlara böyle muamele ediyorum diyemezsiniz. Bu süreçte Türkiye’nin hassasiyetlerini karşılayacak bir diplomasi ciddiyeti göremedik.
“AYNI NEZAKETİ MUHALEFETE DE GÖSTERSİN
“Bu durum ‘benle muhatap olmayın aşağıyla muhatap olun’ gibi bir şey bu. ‘Ben aslında sizle anlaşırım ama bunları durduramıyor. Bunları ikna ederseniz beni elde bir sayın’ gibi bir şey bu. Bu diplomasinin ciddiyetsizliğidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, kendi siyasi hatalarımızın da nedeniyle, ağır bir sürecin içindeyiz. Bizim Suriye ilgili sorumluluklarımızın bu kadar fazla olmasının kendi siyasi hatalarımızın önemli bir payı vardır. Lak,n bu hatalarımızın arkasında bir toprak ya da petrol meselesi yoktur. Biz kendi hatalarımızın bedelini döüyoruz. Ama bizim güvenlik endişelerimizi gidermek yerine, bizi terör örgütüyle mütekabil hale getirecek teşebbüslerde bulunuyorlar. Yani, sahada biz YPG ile mütekabil hale getiriliyoruz. Bu çok ciddi bir tehlikedir. ABD eskiden PKK’ya gizli kapaklı silah verirdi, şimdi uluorta yapıyor. Bu, bizim devletimizin razı olacağı bir şey değil. Ama takdir edersiniz ki, Ekonomik yaptırımlar dolayısıyla ben sayın Cumhurbaşkanı’nı çok gardı düşük gördüm. Bizim teklifimiz, mektubu uygun bir şekilde iade etsin. Bu mektup takdim edilecek bir mektup mudur? O hakaret dolu cümlelere uygun bir şekilde iadesi gerekir. Onca hakarete rağmen gösterdiği nezaketi muhalefete de göstersin.”