Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci yaptığı açıklamada, dijital araçların bugün önemli etkileşim araçları olmasının yanında zararlarının da önlenemez hale geldiğini söyledi.
Dijitalleşen çağda oyundan eğlence alışkanlıklarına kadar uzanan birtakım paradigmaların yeni bir tehdide dönüştüğüne dikkati çeken Dilci, şunları kaydetti:
"Dijitalleşme konusunda Türkiye şu anda hızlı ve nereye gittiğini bilmeyen bir şekilde ciddi sıkıntılara doğru yelken açmış gözüküyor. Bağımlılık oranımız şu anda Türk halkı olarak yüzde 11,5 ile yüzde 16 arasında gidiyor. Bağımlılık gençlerde yüzde 16'lara doğru varırken yetişkinlerde ve ilkokul çağındaki çocuklarda daha az diyebiliriz. Şu anda dünyanın birçok ülkelerinde bazı uygulamalarda dijital nesnelerle teması kestiler. Türk toplumunun şu anda dijital yaşam ekseninde bilinçli bir şekilde gittiği söylenemez. Duygusal bir toplum olduğumuz ve sarmal düşündüğümüz için her şeyin dijital nesneler üzerinde tatmine doğru bir yönelim söz konusu. İnsanlarımız yalnızlaştı. Kimse kimseye ilgi göstermiyor. Dinliyormuş gibi 'muş' gibi bir yaşantı içerisine yöneldik. Yalnızlaşan bir millet olduk. Milyonlar içerisindeki yalnızlaşma dijital dünyada özgürleşmeye doğru evriliyor. Halbuki dijital dünya özgürleşme değil, tam tersi tutsaklığın ta kendisidir."
Dilci, bağımlılık konusunda zaman zaman çalışmaların yapıldığını anımsatarak, yakın zamanda 700 kişi üzerindeki araştırmada ilkokul çocuklarının günde 3, ortaokul ve lise öğrencilerinin 4 saat aralığında dijital materyaller kullandığının tespit edildiğini bildirdi.
"Dijital nesneler bir uzvumuz haline dönüştü"
Geleneksel otantik oyunlara dönüş olması gerektiğini anlatan Dilci, aksi halde bu oyunlar unutulduğunda bugünkü neslin dijital oyunlara terk edileceğini dile getirdi.
Bağımlılıkla ilgili insanların bilinçlenmesi gerektiğini vurgulayan Dilci, ailelerin de bu konuda eğitim alması tavsiyesinde bulundu.
Dijital nesnelerin kullanımıyla ilgili oranlarda orta yolu bulmanın zorluğunu aktaran Dilci, "Özellikle yetişkinlerde bile bugün 65-70 yaşın arasında 4 saati aşan kullanım oranı var. Dijital nesneler bir uzvumuz, organımız haline dönüştü. Mutfağa ve lavaboya giderken bile yanımızda mı değil mi diye kontrol ettiğimiz bir bağımlılık evresindeyiz. Özellikle televizyonu 24 saat boyunca açık tutanlar var. O kapandığı zaman kendisini yalnız hissedenler var." ifadelerini kullandı.