New York’taki Rochester Üniversitesi’nden bilim insanları uzun yaşamın genlerde bulunduğunu gösteren kanıtlar bulduklarını duyurdu. Araştırma, Cell tıp dergisinde yayımlandı.
Phys.org sitesinin haberine göre, bilim insanları yaşlanmayı önleyici müdahaleler yapılarak, yaşlanmayla beraber ortaya çıkan hastalıkların önlenebileceğine dair yeni bulgular keşfetti.
Buna göre sirtuin 6 (SIRT6) geni, uzun yaşama süresi olan canlılardaki DNA onarımından sorumlu.
Uzun yaşam geni olarak adlandırılan SIRT6 bozuk olan DNA’deki proteinleri organize edip enzimleri harekete geçiren önemli bir göreve sahip.
Araştırmacılar, bu sebeple daha uzun ömürlü canlıların zaman içinde daha etkili DNA tamiri düzenleyicileri geliştirdikleri hipotezini üretti. Bilim insanları araştırmalarında, “SIRT6 geninin aktivitelerinin uzun yaşayan canlılarda daha da geliştirilebilir mi?” sorusunu sordu.
Bilim insanları bu hipotezi test etmek için yaşam süreleri 3 yıldan 32 yıla kadar uzayan farklı fare türleri üzerinde araştırma yaptı. 18 farklı kemirgen kobayın incelendiği deneyde yaşam süreleri daha uzun olan fareler, daha etkili DNA tamirine maruz kaldılar. Bunun nedeni de bu türlerin SIRT6 genlerinin daha güçlü olmasıydı.
İnsanlar ve diğer memeliler yaşlandıkça DNA’larında da bozulmaların artması sebebiyle yaşlanma ve kanser hastalıklarına maruz kalabiliyor. Bu nedenle, araştırmacılar DNA tamirinin canlılardaki ömür süresini belirlemede önemli bir rol oynadığı hipotezini geliştiriyor
Biyoloji profesörü Vera Gorbunova, bu çalışmanın temel amacının yaşa bağlı hastalıkları önleme olduğunu belirterek hastalıkların nedeninin, DNA’nin giderek bozulmasından kaynaklanıyorsa bu araştırmayı kanseri ve diğer dejenaratif hastalıkları ertelemek için kullanılabileceğini kaydetti.