Bazen yeni şeyler öğrenmek ve yeni hobiler edinmek için çok geç olduğunu düşünürüz. Ancak bu birazcık da kendimizi kandırma şeklimizdir. Öğrenme alışkanlıklarının beyne etkisi üzerine yapılan son çalışmalarda, gerçekte de bu işin bir yaşı olmadığı kanıtlandı.
Webtekno'da yer alan habere göre normal şartlarda arıcılıkla hiç ilgisi olmayan Bob ve Jane isimli iki denek, son çalışmada ilginç veriler sundular. Arıcılıkla ilgili kitaplar, blog yazıları ve araştırmalar okudular, YouTube videoları izlediler. Öğrenmeleri gereken şeyler için kendilerine programlar hazırladılar. En nihayetinde başkalarına yardım etmek için kendi arıcılık gruplarını oluşturdular. Üstelik Bob ve Jane, 20’lerinde 30’larında genç insanlar da değiller, 50’li yaşlarının sonlarındalar.
Her ikisi de ilerleyen yaşlarına rağmen profesyonel arıcılar haline geldiler:
Bob ve Jane, bu konudaki nadir örneklerden de sayılmazlar üstelik. Bir diğer kişi de Gerald Marzorati. Kendisi 50 yaşındayken tenis oynamayı öğrendi. Princeton’da tarih profesörü olan Nell Painter, emekli olduktan sonra resim alanında lisans ve yüksek lisans yaptı. Dünyanın en yaşlı vücut geliştiricisi Ernestine Shepherd, 50 yaşında idmanlarına başladı.
Peki yaşlanırken beyni genç tutmak için ne yapılmalı?
Uzmanlar da yaşlılıkta bilişsel düşüşten kaçınmanın en iyi yolunun mental ve fiziksel yetenekler olduğunu vurguluyor. Bilişsel olarak dinç kalmak için de yeni yetenekler edinmeye öncelik vermek yerine fiziksel egzersizler, sağlıklı beslenme ve bulmaca çözme gibi aktiviteler öneriliyor.
2017’de AARP tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, 40 yaş üstündeki yetişkinlerin %50’si haftalık olarak yeni şeyler öğrenmediklerini söylüyor. Buna bir şeyleri aramak için Google araştırması yapmak da dâhil. Peki bu yaştaki yetişkinler neden yeni şeyler öğrenmeli?
İlk olarak, bağımsız olarak yaşayabilmek için insanların kendisini “güncellemesi” gerekiyor, çünkü yaşadığımız çevre sürekli olarak değişiyor. Özellikle teknolojinin kendisini hızla yenilediğini düşünürsek, yaşlı insanların bir cep telefonunu kullanmayı öğrenmesi ya da tek başına internete girmeyi öğrenmesi oldukça önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Yetişkinler, özellikle yaşlı yetişkinler yeni şeyler öğrenme konusunda kendilerini dışlanmış hissedebiliyorlar. Kendilerine bu yenilikleri öğretebilecek öğretmenler bulamıyorlar. Journals of Gerontology, Series B: Psychological Sciences dergisinde yayınlanan araştırmanın hipotezine göre, yaşlı yetişkinlerin teşvik edici bir ortamda yeni yetenekler edinmesi bilişselliklerinde artışı sağlıyor. Araştırmada 58 ile 86 yaş arasındaki insanlara eşzamanlı olarak üç ile beş ders arasında, benzer yaş gruplarının bulunduğu üç aylık kurslar teklif ediliyor.
Sunulan dersler arasında İspanyolca, iPad kullanmayı öğrenme, fotoğrafçılık, resim ve müzik besteleme gibi dersler yer alıyor. Katılımcılar, ayrıca çalışmayı yapan ekiple haftada bir saat, öğrenmenin önündeki engeller, bağımsız kalabilmek için yeni şeyler öğrenmenin değeri gibi konular hakkında dersler aldılar.
1,5 ayın sonunda derse giren katılımcıların bilişsel yeteneklerinde, orta yaş grubu yetişkinlerinkine benzer bir seviyede artış gözlemlendi. Kontrol grubunda yani derslere katılmayan ancak topluluk üyeleri arasında aktif olanların bilişsel yeteneklerinde herhangi bir değişim gözlemlenmedi. Derslere katılım, yaşlı yetişkinleri konfor bölgelerinden çıkardı ve onları, yeni zorluklar konusunda daha korkusuz hale getirdi.