Yaşar Bahçeli, Devlet Büyükanıt, MHP ve TSK
MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli, 4 Mart 2008 tarihinde TBMM grubunda yaptığı konuşmada, sınır ötesi operasyon için Irak’ta bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘kuşkulara prim verir’ bir şekilde geri çekilmesini eleştirirken, ‘haklı olarak’ şöyle diyordu:
- “Harekata ansızın son verilmesi, gecikmeli olarak duyurulması, millette derin şaşkınlık, teessür ve hayal kırıklığı yaşatmıştır.
Genelkurmay açıklamarında kullanılan ‘komuta merkezi’, ‘muharebe ve lojistik tesisi’ gibi terimlerin teröristlere savaş hukuku kapsamında ‘savaşan taraf’ statüsü atfedecek nitelikte olduğunu düşünmekteyiz.”
Dr. Devlet Bahçeli’nin bu açıklamasının üzerinden çok fazla geçmeden Genelkurmay Başkanlığı’ndan ‘muhtıra’ gibi bir açıklama geldi.
Açıklamada aynen şu ifadeler kullanıldı:
- “4 Mart 2008 tarihinde ‘basın dışından’ TSK’yi hedef alan söylemler, ülke adına terörle mücadele eden ve şehitler veren bir kuruma haksız ve seviyesiz saldırılar olarak değerlendirilmektedir.
Bu saldırılar, TSK’nin terörle mücadele azmine, hainlerden daha fazla zarar vermektedir.”
Dr. Devlet Bahçeli de anında ‘resti’ görerek, şöyle dedi:
- “Görevi ve konumu ne olursa olsun, hiç kimsenin MHP’yi hainlerden daha fazla ülkesine zarar veren bir kurum olarak göremeyeceği bilinmelidir.”
* * *
Yaşadığımız bu süreç, aslında ‘Türk milliyetçileri/ülkücüler’ için hiç de yabancı değil.
Dr. Devlet Bahçeli, 18 Nisan 1999 seçimlerinden sonra kurulan 57. Cumhuriyet Hükümeti döneminde ‘yaptığı hatalara’ karşı çıkanları...
“Partiyi neden çizgisinden uzaklaştırıyorsunuz?”...
“Apo’nun idam dosyasının bekletilmesine neden göz yumuyorsunuz?”...
“Ulusal programın, uyum yasalarının altına neden imza atıyorsunuz?”...
“AB’ye karşı neden kesin tavır almıyorsunuz?” diye eleştiri yöneltenleri azarlayıp, şöyle diyordu:
- “Beğenmiyorsanız, başka partiye gidin.”
“Bu parti kimsenin babasının tapulu malı değil” deyip, gerçekleri haykırmaya devam edenleri ‘şiddet’ ile susturmayı başaramayınca, “Bunlar MHP’yi yıpratıyorlar”, “Bunlar harekete zarar veriyorlar”, “Bunlar hainlerden daha tehlikeli”, “Bunlar içimizdeki PKK’lılar” diye ihanetle suçlayıp, birer birer kapının önüne koymayı başardı.
Şimdi, kendisi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın aynı mealdeki suçlaması ile karşı karşıya:
- “Orduya hainlerden fazla zarar veriyorsunuz.”
‘Etme bulma dünyası’ dedikleri bu olsa gerek.
* * *
‘Kişiler’ gelip geçicidir.
‘Kalıcı olan’ kurumlardır.
Ama ne yazık ki, bugün ‘bilgi ötesi’ toplumun tartışılmaya başlandığı bir dönemde,Türkiye’de hâlâ birçok kişinin ‘kurumlar’ ile ‘kişiler’ arasındaki farkı ayırt edemediklerine şahit oluyoruz.
‘Kendi akılları’ ile düşünmek yerine, ‘menfaat’ ve ‘koltuk’ uğruna ‘başkalarının iradelerine’ teslim olmayı tercih edenler, ne yazık ki ‘kurumlar’ ile ‘kişileri’ birbiri ile özdeşleştiriyorlar.
‘Samimi’ olanlar bile, zaman zaman ‘el üstünde’ tuttukları, ‘en küçük bir leke’ gelmemesi için büyük özen gösterdikleri ‘kurumları’, o kurumları idare eden ‘kişiler’ ile karıştırıyorlar.
Bu ikilemden faydalanan açıkgözler ise, ‘kendi başarısızlıklarını’, ‘kendi yetersizliklerini’, ‘kendi beceriksizliklerini’ başlarında bulundukları kurumların arkasına sığınarak perdelemeye çalışıyorlar.
Kendilerini ‘vazgeçilmez’ olarak niteleyip, ‘yönetim zaafiyetlerine’ karşı yöneltilen bütün yapıcı eleştirileri, ‘kurumları yıpratmaya yönelik bir eylem’ olarak gösteriyorlar.
Ama o kurumları yıpratanların, ‘aslında kendileri’ olduklarını görmüyorlar.
Çünkü işlerine öyle geliyor.
* * *
Bir zamanlar, kendisine belki de ‘hiç hak etmediği’ misyonlar yükleyen vatanseverleri, “Musul, Kerkük’için hayal kuran ‘tatminsizler’ diye nitelendiren Yaşar Büyükanıt, Şemdinli sendromunun ardından her geçen gün biraz daha fazla Devlet Bahçeli’ye benzemeye başladı.
Devlet Bahçeli, MHP değildir.
Aynı şekilde, Yaşar Büyükanıt da TSK değildir.
Dün Dr. Devlet Bahçeli’ye eleştiri yöneltenlerden büyük bir bölümü, MHP’nin ‘varlık sebebine’ uygun olarak, ‘kendi ideolojik çizgisi’ ekseninde daha iyi yönetilmesini isteyenlerdi.
Bugün Yaşar Büyükanıt’ı eleştirenlerin büyük bir çoğunluğu da (Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli de dahil), eminiz ki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, ‘kuruluş felsefesine’ uygun olarak, ‘tam bağımsızlık’ ekseninde görevini daha iyi yapmasını isteyenlerdir.
Dr. Devlet Bahçeli gibi Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın da artık kendilerini eleştirenleri “Hainlerden daha fazla zarar veriyorlar” diye suçlayıp topyekûn ‘seviyesiz’ ilan etmek yerine, “Başında bulunduğumuz bu kurumları nasıl bu hallere düşürdük?”, “Nerede hata yaptık?” diye kendi vicdanlarını sorgulamalarının zamanı gelmedi mi?
* * *
‘Kurumsal kimlikleri’ itibarıyla, ne MHP ne de TSK, tarihlerinin hiçbir döneminde, ‘millet’ nazarında bu kadar ‘yıpranma’ sürecine girmemişlerdi.
‘Görev’ kutsaldır.
Ya görevinizi yapın.
Ya da gereğini.