Yaşamasın böyle muhalefet kardeşliği!

Osman Kavala ve kurucusu olduğu Anadolu Kültür bağlantılı akademisyenlere yönelik operasyonlardan sonra "muhalif medya"da orantısız bir "Kavalasevicilik" baş gösterince hafıza tazelemek şart oldu:

***

Soros/Açık Toplum Enstitüsü ne yapıyordu?

Vakıflar ağı aracılığıyla sivil toplum kuruluşlarına para akıtıyordu.

Bu sivil toplum kuruluşları bu paralarla ne yapıyordu?

Kamuoyu oluşturuyordu!

Ne için kamuoyu oluşturuyordu?

Toplum, o bölge için yapılmış küresel planları bozacak direniş ortaya koymasın/koyamasın, aksine o planların -misal darbelerin- uygulanabileceği şartların olgunlaşmasına katkı sağlasın diye.

Kavala, (daha başla bir çok uluslararası platformla birlikte) işte bu Soros'un, işte bu niyetlerle işlettiği Açık Toplum Enstitüsü'nün Danışma Kurulu Üyesi'ydi.

Soros'un Türkiye şubesi TESEV'in Yönetim Kurulu Üyesi'ydi.

Ders kitaplarının "milli" ifadelerden arındırılması için yapmadığını bırakmayan Tarif Vakfı'nın en büyük finansörlerinden biriydi!

Dikkatinizi çekeyim:

Anadolu Kültür ile AK Parti'nin kuruluş yılı aynı!

AKP'nin kuruluşunda ilan ettiği yol haritası ile Anadolu Kültür'ün ilan ettiği yol haritası hemen hemen aynı!

Anadolu Kültür, Kavala'nın ifadesiyle "merkeziyetçi kültür politikalarına alternatifler yaratacak"tı; siyasi iktidar ise göreve gelir gelmez giriştiği "yerel yönetim reformu"nu geçirebilseydi "merkeziyetçi yönetim anlayışını terk edecek, üniter yapıdan eyalet sistemine geçiş" zemini oluşturacaktı!

Bir grup naiflik muskası minnoş arkadaş zıplayacaktır:

-Adam, Anadolu'ya sanat götürüyor, kötülük bunun neresinde?

Orhan Pamuk da "sanat" yaparak götürmüştü "Türkler 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni kesti" yalanını dünyanın her yerine!

"Sanat götürdüğü" ilk merkezin Diyarbakır olması tesadüf mü yani?

Ya, tam da "Ermeni açılımı" arifesinde 37 Avrupa ülkesinin büyükelçisinin desteğiyle Kars'ta faaliyete geçmesi?

Kavala, Türk ordusunun içinin boşaltılmasıyla sonlanan Silivri kumpaslarına "bavul" taşıyan "Taraf"ı destekledi mi? Desteklemedi mi?

Bütün samimiyetimle soruyorum:

Hem bu sıfatları taşıyıp hem de "Soros misyonu"nu taşımıyor olması düşünülebilir mi?

Bu durumda, lütfen biri bana, yıllarını toplumu, Soros ve türevlerine karşı uyandırmaya harcamış gazetecilerin, yazarların, araştırmacıların bir anda "Kavala muhibi" kesilmesini akla ve mantığa uygun biçimde izah edebilir mi?

***

Tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok ki, bu "hiç benzemez" kesimleri bugün bir araya getiren "düşmanımın düşmanı dostumdur" hissi;

Yani, "yaşasın muhalefet kardeşliği"!

Yaşamasın kardeşim!

***

Tek başına bu tutum bile memlekette sapla samanın ne derece karışmış olduğunun belgesi.

Ey benim sair zamanda Atatürkçü, Cumhuriyetçi, vatansever, üniterci, Kuvayı Milliyeci, milliyetçi, ulusalcı bir duruşa sahip, emperyalizm karşıtı, Soros karşıtı meslektaşlarım;

Osman Kavala'nın adil yargılanmasını isteyebilirsiniz, ki zaten herkesin -onun da- adil yargılanmasını istemelisiniz...

Tutukluluk süresine itiraz edebilirsiniz, ki zaten herkesin -onun da- elde kaçma, delil karartma gibi konularda güçlü şüphe yaratacak delil yoksa tutuksuz yargılanmasını savunmalısınız...

Mevzu bahis kim olursa olsun, Türkiye bir hukuk devletiyse, "masumiyet karinesi"nin sonuna kadar arkasında durmalısınız...

"Suç" yerine "suçsuzluğu" ispata zorlayan sisteme var gücünüzle itiraz etmelisiniz...

Ama bunları yapmak için Osman Kavala'yı yahut Anadolu Kültür'ü "makbulleştirmek" zorunda değilsiniz!

Kavala, ağzıyla kuş da tutsa benim için "makbul" bir figür değildir, benim değer yargılarıma göre siyaseten mücadele edilmesi gereken biridir ama benim için makbul olmaması hukukun bir siyasi hesaplaşma aracı olarak kullanılmasını makulleştirmez, onun için DE "adalet" istememe engel değildir;

Bakın, o kadar zor bir şey değil!

***

Çocuklarını Harp Okulu'na sokamayan "FETÖ'cü albay"

On binlerce şüpheli, sanık, tutuklu, hükümlü, ihraç ve hâlâ devam eden operasyonlar!

Bu bile "FETÖ'yle mücadele" başlığı altında bir şeylerin ters gittiğinin göstergesi.

Hazım Şahinoğlu yazmış:

"15 Temmuz gecesi bağlı bulunduğu generale ve diğer rütbelilere, 'FETÖCÜ ÇAKALLARA PABUÇ BIRAKMAM, DEVLETİMİN , MİLLETİMİN YANINDAYIM, SAVAŞIRIM' diyen ama hala adalet arayan Isparta Alay Komutanı Komando Albay Ahmet Nazif Şahinoğlu'nun abisiyim. Kendisinde hiç FETÖ unsuru bulunamamasına rağmen, bir dönem görev yaptığı Kara Harp Okulu öğrenci alay komutan yardımcılığı görevinden dolayı 'FETÖ'CÜ OLABİLİR' diye suçlanıyor. O görevde iken her iki oğlunun da Kara Harp Okulu sınavlarını KAZANAMADIKLARINI ispat etmesine rağmen derdini anlatamıyor bir türlü. Bir buçuk yıldır müebbet hapis istemiyle cezaevinde yatıyor..."

Bu mağduriyet iddiaları doğruysa, Türkiye bu sosyal yükün altından kalkamaz.

Herkes için adalet...

Yazarın Diğer Yazıları