Yarınlar kabilecilerin değil halkın olmalı!
Türkleri, Arap kaynaklarında yeren çok, öven azdır. Çünkü İslâm'ı kendilerinin dini gibi görürler. Daha çok da hanedanlar Türklere karşı tavırlıdır ve hanedanlara yaranmak isteyenler de Türklerin üzerine gelirler. "Türkiye" adında Arapların ortasında Türk devleti bile bile kurulmuştur. Kim biliyor bunu? Mısır'da Türk memlûklerin kurduğu devletin adı "Ed-Devletü't-Türkiyye"dir. "Türk'ün Devleti=Türk Devleti, Türkiye Devleti" demektir. Pek çok Arap kaynaklarında böyle geçer.
Bizim art niyetliler, "Türk" dersen İslâm'dan çıkarsın, mantığını bize enjekte eden kötü niyetlilerinin izine basadursunlar, Türkler Arapların içinde erimemişler, kendilerini muhafaza etmişlerdir. Elbette azaldıkça, evlendikçe, aynîleşmişlerdir. Yine de kökünü bilenler, kendilerini hep hatırlatmışlardır. Yemen'de, başka ülkelerde "Aslımız Türk!" diyenlerle kaç defa karşılaştım... Hükümdarların isimlerine bakın: Aybeg, Baybars, Kayıtbay, Kansu, Tomanbay... Arapça isim var mı?! Bu Türk devletini yıkan da başka bir Türk devleti... Memlûk sultanı Tomanbay, 22 Ocak 1517'de Ridaniye Yavuz Sultan Selim'e yenildi ve "Ed-Devletü't-Türkiyye" son buldu. Arabistan da bu savaştan sonra Osmanlı sınırları içine alındı.
Suudî Hanedanı'nın tetikçileri Ukaz gazetesinde yine bize saldırmışlar. Osmanlı'yı (=Türkleri) IŞİD olarak göstermişler. Bunlar Cemal Kaşıkçı'yı katleden İbn Selman'ın köleleridir.
Bilmiyorum ama, Siyonist yardakçısı Suudîlerin işgalindeki Hicaz'a gitmek, Kâbe'yi tavaf etmek, sizce dinî farizayı yerine getirmek midir? İktidar yamağı fetvacıların dışında, aklını kiralamamış ilim ehlinin bu vaziyeti açıklığa kavuşturması gerekmez mi?
Ukaz'da "IŞİD'ın ilk devleti 1299-1923" başlıklı bir yazıda, Osmanlı'dan "IŞİD'in birinci devleti" diye bahsedilerek Türkler karalanmak isteniyor:
"Daha önceki makalelerimde sürekli Ebubekir el-Bağdadî'nin devletinden, IŞİD'in ikinci devleti diye bahsettim. Çünkü IŞİD''den önce kuruluşu, suçları, katliamları ve hatta yıkılışından sonra askerlerini tıpkı fareler gibi Arap dünyasından çekme aşamalarından geçen bir devlet vardı. O da kendini sahte bir şekilde Osmanlı Devleti olarak tanıtan ancak gerçekte IŞİD'in birinci devleti idi."
İkinci yazı gazetenin yayın müdürünün. Devletin kurucusu Osman Gazi'nin adını da "Utman" olarak verdikten sonra, Türklerin İslâmı hakiki manada benimsemediklerini ve eski putperest inançlarının kalıntılarıyla karışık bir inançla tarihlerini sürdürdükleri iddia ediliyor. Bu da yetmiyor, Osmanlı'nın Balkanlara İslâmı yaymak için değil, ganimet toplamak için girdiğini yazıyor.
Bu yazılar maksatlı. Türklerin eski inançlarından ne kadarını İslâmla mezcettikleri tartışılagelmiştir. Bu mezcedilenlerin İslâmla bağdaşmadığını kim söyleyebilir.
Osman Gazi'nin isminin "Utman" olduğunu yazıyor. Sana ne! İsmi ne olura olsun! Bir "İslâm" adı olan "Osman"ın manası ne? "Yılan yavrusu veya kuş yavrusu" demek. Bir Müslüman bunların üzerinde durmaz. İsmin Osman olmadığı hemen hemen kesin de, "Utman" olup olmadığı tartışılır. Prof. Dr. Adnan Erzi, ayrıntılı incelemiştir. "Ataman", "Toman/Teoman" gibi isimleri üzerinde durulmuştur.
Biz şimdi bu tartışmaları bir kenara bırakalım ve yarına bakalım: Hepimiz oyumuzu kullanmalıyız. Bu hükûmetin kabileci zihniyetine karşı tavrımızı ortaya koymalıyız. "Cahiliye Dönemi'ne son!" diye haykırmalıyız.