Yarın büyük gün: YSK demokrasiyi oylayacak
Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı çelik gibi sağlam sinirleri ile hatasız götürüyor.
Verdiği sözleri yerine getirmeye başladı; "su fiyatına yüzde 40 indirim, aylık öğrenci Akbil'inde 35 TL indirim, çocuklu annelere ücretsiz ulaşım, dinî, millî resmi bayramlarda ücretsiz ulaşım..."
Yani;
Türkiye'nin hasta demokrasisi her şeye rağmen ayakta. Seçmen iradesi iş başında.
*
Ortalama zekâda ve ahlakta olan herkes Ekrem İmamoğlu'nun bileğinin hakkı ile seçimi kazandığını biliyor.
Üstelik AKP'ye oy veren seçmenler de aynı düşüncede. İBB kaynaklarından beslenen, yetim hakkı, kul hakkı yiyen bankamatik azınlığın dışında AKP'li seçmen de İmamoğlu'nun başkanlığını içselleştirdi.
Öyle ki; yapılan anketlerde seçim iptalini İmamoğlu'na haksızlık olarak gören AKP'li seçmen yüzde 65'in üzerinde...
Bu nedenle yarın YSK'dan çıkabilecek iptal kararının vicdanlı tüm seçmenleri rahatsız edeceği ve ikinci bir seçimin AKP açısından derin bir yenilgi ile sonuçlanacağı da yapılan hesaplar arasında...
*
İstanbul süreci AKP'nin demokrasi ile olan sınavıdır aynı zamanda.
Şu ana kadarki gelişmeler endişe verici...
Hukuk ayaklar altına alınarak aslında gündeme bile alınmaması gereken itirazları kabul eden ve tekrar tekrar sayım yaptıran bir YSK ile karşı karşıyayız...
İşte bu YSK yarın Türkiye'de demokrasi ve hukuk tarihi açısından çok önemli bir karara imza atacak.
Bana gelen bilgileri paylaştım, sosyal medyada kıyamet koptu. Değerli meslek büyüğüm Orhan Uğuroğlu da benzer bir duyumunu köşesine taşımıştı.
Duyum şu; "YSK üyeleri bir oy fark ile seçimin iptaline karar verecek!"
Böyle zamanlarda bu tip duyumları paylaşmak zordur. YSK üzerinden belki birileri algı yaratmaya çalışıyordur, belki iptal kararına toplumu hazırlamak istiyorlardır, belki nabız yoklanıyordur...
Duyumun delili de olamaz... Ancak gazetecilik sorumluluğu ciddi duyumların da kamuoyu ile paylaşılmasını gerektirir.
Kafayı kuma gömerek; "YSK acaba ne yapacak?" diye beklemek doğru değil.
Muhalefet kamuoyunu, seçim iptalinin hiçbir şartta hukuki olmadığı noktasında sürekli olarak bilgilendirmek zorundadır. Sonuçta iki olasılıktan biri olan bu duyuma karşı strateji yapmalıdır.
Eğer YSK'dan "iptal edilecek" şeklinde sızan duyum bir nabız yoklama ise sosyal medyadaki hesabıma gelen yorumlara bakınız. Olası bir seçim iptalini aklı başında hiç kimse içine sindirmeyecektir.
Değerli hukuk insanı Celal Ülgen; "İBB seçiminin iptali hukuk devletine karşı darbe olur. Sultanlığın resmen ilanı olur. Bunu kimse göze alamaz. Ekonomi raydan çıkabilir, toparlamak mümkün olmaz. Seçim iptal oldu mu bir daha yapılamaz." yorumunu paylaştı.
Özetle bu tip duyumları gazeteci kendine saklamaz. Altını çiziyorum, duyum ile bilgi arasında derin bir fark var. Bu duyumu da ciddiye almak ve olası kararı tersine çevirmek için kamuoyunu canlı tutmak gerekir.
Tersine seçimin onaylanacağına yönelik yorumlar da yapılıyor elbette. Bizim beklentimiz; YSK'nın siyasi değil, hukuki bir karar vermesidir.
*
Meselenin özü şudur;
AKP; "İstanbul'u ne yapalım da vermeyelim" diye bin türlü hesap yapıyor.
Muhalefet de buna karşılık "kazandığımız seçimi hiçbir şekilde masa başında kaybetmeyeceğiz" kararlılığını vurgulamalıdır.
AKP;
* Seçimi iptal ettirmek ile
* Seçim sonucunu kabul edip İBB'nin yetkilerini ve sorumluluklarını Ankara'ya bağlamak arasında gidip geliyor.
Her iki seçenekte de sonuçta kaybedecekler. Seçim iptal edilirse Türkiye kaybedecek.
Oysa hepimizin kazanması için bir fırsat doğdu... tüm partilere oy verenlerin kazanması için bir fırsat.
Demokrasiyi bu cendereden çekip kurtarmak için bir fırsat...
YSK yarın demokrasinin kazanması için tüm dünyanın beklediği kararı vermelidir.
YSK'da eller hukuk için, adalet için, demokrasi için mi kalkacak?
Geleceğimiz için buna inanmak istiyoruz.