Yargıya operasyon, hâkimlerin henüz vermediği hükümleri bile peşinen açıklama noktasına gelince bu da oldu; günlerdir her "bugün onaylayacak", "iki saate reddedecek" dedikodusundan sonra canlı yayın araçlarının önünde kamp kurduğu Yargıtay, kapısına, cumaya giden mahalle esnafı gibi "durum beyanı" astı:
"Dosya mayıs ayı içerisinde müzakere edilerek, gerekli karar verilecektir..."
Sabah sabah haber kanallarının yanarlı dönerli bantlarında "Son Dakika" alarmı eşliğinde "Yargıtay'dan flaş açıklama" başlığıyla verildiğinden, kararın kendisinden bile daha "şok edici"ydi Yargıtay 18'inci Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın kararını açıklaması beklenirken, "gelecek de bir gün gelecek" tadında "kararını açıklayacağını açıklaması"!
Bir de sanırsın aylardan Nisan;
Mayıs ayında açıklayacaklarını Mayıs ayının ortasında ilan etmeleri de ayrıca anlamlı!
Şaka bir yana -evet "süre" tahakkümü yok üzerlerinde ama- ortada hemen herkesin üzerinde görüş birliği sağladığı üzere "sadece bir siyasi partinin değil memleketin bekasını da ilgilendiren fiili durum" varken, Yargıtay'ın kararını Olağanüstü Tüzük Kurultayı'nın yapılacağı ilan edilen 15 Mayıs 2016'dan önce açıklaması -madem konu artık MHP'nin iç işi olmaktan çıkıp Başkanlık, partili Cumhurbaşkanlığı, erken seçim gibi çok kritik başlıklar altında da tartışılmaya başlandı- "herkesin" hayrına olmaz mı?
Madem "rejime dair yakın gelecekteki bir çok kırılma noktasında "belirleyici parti" olacak";
Böylesi "tarihi bir rol" oynamanın arifesinde, ne yönde olursa olsun herkesin "uymak" zorunda olduğu dolayısıyla bu "kaos"u sonlandırma kudretindeki "son söz"ü söylemek yerine, MHP'yi "Biz tüzüğün öngördüğü imzayı topladık. Genel Merkeze sunduk. Mahkeme de talebimizin gerçek ve meşruluğunu onayladı. Bu tüzük kurultayını toplayacağız" kararından bir adım geri gitmemekte kararlı "parti içi muhalefet" ile "Yargıtay'ın kararını beklemeden yapamazsınız. Alın bu da Ankara 25. İcra Dairesi'nin kurultayı düzenleme girişimlerine karşı 'her türlü emniyet tedbirinin alınması' kararı; yaptırmayacağız" noktasından milim esnemeyen "parti içi iktidar"ın "şiddetli çatışma" zemini haline getirmek niye?
"Şartlar olgunlaşmadı" mı yeterince?
