Hüseyin Boz adlı vatandaş 2016 yılında özel aracıyla Avrasya Tüneli’ni kullandı. Tüneli işleten şirket tam dört yıl sonra ceza gönderdi ve icraya verdi.
Vatandaş yasal süresi içinde borca itiraz etti. İcra takibi durdu. Şirket itirazın haksız olduğunu ileri sürerek icranın devamına, asıl alacağın yüzde 20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının da davalıdan tahsiline karar verilmesini istedi.
Vatandaş, 2016 yılından 10 Ocak 2020 tarihine kadar herhangi bir uyarı ve bildirim göndermeden yıllar sonra ceza gönderen, geçiş ücretinin misli katı cezayı kesen şirketin kasıtlı olarak şahsını ve diğer vatandaşları mağdur ederek haksız kazanç sağladığını savundu. Cezanın uygulanabilmesi için bildirim şartının olduğunu vurgulayarak davanın reddini istedi.
DAVA KISMEN KABUL EDİLDİ
Mahkeme, geçiş ücretinin 138 TL olduğu şirketin 4 kat ceza uyguladığını belirterek, kanunda geçiş yapan araç sahibine bildirim yükümlülüğünden bahsedilmemiş ise de, kanuni boşluk olduğunu kaydetti.
Borç için bildirim yükümlülüğü aranmamakta ise de borca bağlı temerrüte ilişkin faiz vs talep edilmesi için ya açıkça diğer tarafın rızası veya bildirim yükümlülüğünün olduğunu tespit eden mahkeme, kanundaki boşluk bildirim yapılmaksızın ceza uygulanabileceği anlamında olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verdi.
Bu aşamada devreye giren Adalet Bakanlığı, 8 Haziran 2022 tarihli yazısıyla, vatandaşın aracının özel kullanıma tahsisli özel araç olduğu ve ücretli yol kullanımının tüketici işlemi mahiyetinde olacağı, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gözetilip davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddinin gerektiğini bildirdi.
BAKANLIK: KANUN YARARINA BOZULSUN
Bakanlık yazısında durum böyleyken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmadığı gibi idari para cezası olarak öngörülen 4 katı cezanın tahsili için öncelikle vatandaşa geçiş ücretinin tebliğinin gerektiği değerlendirme ve kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye yer verilmesinin de usul ve yasaya aykırı bulunduğunu kaydederek kararın kanun yararına bozulmasını talep etti.
TÜKETİCİ MAHKEMESİ GÖREVLİ
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi şu değerlendirmelerde bulundu:
6502 sayılı kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılır. O halde mahkemece, tüketici mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde bir karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişkin kanun yararına temyiz talebinin kabülü gerekmiştir.
Daha önce geçiş ücreti ödemeden yapılan geçişlerde, geçiş ücretiyle birlikte bu ücretin 10 katı idari para cezası verilirken, 2018 yılında yapılan değişiklikle 4 katı ceza uygulanacağı düzenlenmiştir.
Düzenleme somut olay özelinde değerlendirildiğinde, vatandaşa 4 katı oranında para cezasının uygulanacağı, yargılama sırasında yürürlükte olan mevzuata göre de bildirim koşulunun yer almadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece vatandaşın 4 katı tutarında para cezası yönünde sorumlu olduğu gözetilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan bakanlığın temyiz talebinin kabulü gerekmiştir.
Somut olayda, mahkemece gerekçeli karar ve kısa karar arasında çelişkili hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişkin kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekir.
"KANUN YARARINA BOZULMASINA…"
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi yaptığı inceleme sonunda oy birliği ile şu karara imza attı:
Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.