MHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Sibel Arat, sosyal medya hesabından “Bu sanatsal eseri gerçekleştirmeleri en içten dileğimizdir. Selahattin Demirtaş teröristtir aksini iddia edende teröristtir” ifadelerini kullandı.
Arat’ın paylaşımı sonrası eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatı şikayette bulundu ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından konuyla ilgili inceleme başlatıldı.
MHP’li Sibel Arat hakkında ‘Hakaret’ suçundan iddianame hazırlandı. İzmir 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Cumhuriyet Savcısı esas hakkındaki mütalaada söz konusu ifadeler sebebiyle müştekiye alenen hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti. Arat’ın avukatı “müvekkilin sarf ettiği cümle Kobani olayları ile ilgili ve karşı tarafın ceza almış olduğu ancak kesinleşmeyen dosyası ile ilgilidir” ifadelerini kullandı.
Sabah’ın haberine göre, mahkeme MHP’li Sibel Arat’a bin 740 lira adli para cezası vererek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmetti.
BAŞSAVCILIKTAN İTİRAZ
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı yerel mahkeme tarafından verilen karara itiraz ederek dosyayı istinafa taşıdı. Başsavcılık itirazında, MHP’li Sibel Arat’ın beraat etmesi gerektiğini savunarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yargıtay’ın 14 Ekim 2008 tarihli kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Anayasa’nın 26. maddesinde, “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. Bunun yanında, bu hak, birçok uluslararası belgeye ve mahkeme kararına da konu olmuştur. Sonuç olarak, gerçek dışı olgulara dayalı iddia olarak nitelenen açıklamalar bakımından AİHM, başvurucuların bu tür ifadelerin ortaya konulmasından ve yayınlanmasından sorumlu olup olmadıklarını ve bu tür bilgilerle diğer kişileri aldatmayı amaçlayıp amaçlamadıklarını dikkate almaktadır. Siyasetçilere yönelik eleştirilerin izin verilen sınırlarının özel kişilere nazaran daha geniş olduğu gerek iç hukukumuzda gerekse uluslararası mahkeme kararlarında yerleşmiş bir ilkedir.
Açıklamalar ışığında somut olayda, siyasetçilere yönelik eleştirilere izin verilen sınırların özel kişilere nazaran daha geniş olması karşısında, bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın müştekiye yönelik sarf ettiği “terörist” şeklindeki sözlerinin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte olmayıp, rahatsız edici ağır eleştiri niteliğinde olduğu ve yukarıda belirtilen içtihatlar doğrultusunda hakaret suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, öte yandan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine rağmen yasa yolu olarak itiraz kanun yolunun gösterildiği, ancak yasa değişikliği ile 01 Haziran 2024 tarihinden itibaren CMK 231/12 maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı istinaf kanun yolunun düzenlendiği, ancak kararda istinaf yerine itiraz olduğunun belirtildiği, aynı şekilde CMK 216/1 maddesinde belirtildiği üzere cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasından sonra katılan tarafa söz vermemesi gerekirken bu hususta usuli hata yapılarak katılana tekrar söz verilmesi nedeniyle kararın ayrıca usule aykırı olduğu, yukarıda bahsedilen nedenlerin kabul edilerek hükmün bozulmasına, istinâfen kaldırılmasına ve sanığın beraatine karar verilmesi arz olunur.”