"Yargı reformu anayasaya aykırı"

"Yargı reformu anayasaya aykırı"

CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, yargı paketi adı altında gelen düzenlemenin bir reform niteliği taşımadığını belirterek, anayasaya aykırı ve anayasanın gerisinde bir metne reform denilemeyeceğini vurguladı.

Fatih ERBOZ / YENİÇAĞ

CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, yargı paketi adı altında gelen düzenlemenin bir reform niteliği taşımadığını belirterek, anayasaya aykırı ve anayasanın gerisinde bir metne reform denilemeyeceğini vurguladı. Reform için mutlaka anayasa değişikliği yapılması, bağımsız ve tarafsız yargıyı sağlayamayan bir düzenlemenin reform olamayacağını ifade etti.

Erkek, Türkiye'nin gerçek bir yargı reformuna ihtiyacı olduğunu, bunun nedeninin de 16 Nisan Referandumuyla kabul edilen, devletin tüm kurumlarının, organlarının yürütmenin başındaki kişiye bağlandığı sistem olduğunu ifade etti. Yargıya güvenin çok düşük oranlarda olduğu bir düzende devam edilemeyeceğini kaydeden Erkek, şunları söyledi: " Bir reforma ihtiyacımız gerçekten çok var ama reforma. Hukuk devletine, bağımsız ve tarafsız yargıya, zaten genel gerekçede başlarken ilk cümle hak ve özgürlüklerin korunması, bağımsız ve tarafsız yargı vurgusu yapılmış. Bunu ancak Anayasa değişikliğiyle sağlayabiliriz, bunu hepimiz biliyoruz çünkü hak ve özgürlükler Anayasa'da yazılı. Bağımsız ve tarafsız yargı Anayasa'da yazılı, bağımsız ve tarafsız yargıyı tesis edecek Hâkimler Savcılar Kurulu Anayasa'da düzenleniyor ama strateji belgesinin hiçbir paketinde herhangi bir Anayasa değişikliği olmayacak, bunu biliyoruz, onun için bu bir reform değil."

Vatandaşın yargıya güvenin kalmadığını kaydeden Erkek, " 16 Nisan 2017 tarihli referandumda kuvvetler ayrılığı ortadan kalktı, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi adı altında başka bir rejime geçildi. Yani Türkiye 16 Nisan 2017 tarihinde parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmedi. Başka bir sisteme geçti, devletin tüm organları, devletin tüm kurumları yürütmenin başına, bir kişiye bağlandı. Onun için çok ciddi sorunlar yaşıyoruz hukuk devletinde, adalette, kanun önünde eşitlik yok artık. Çok ciddi bir araştırma yapılmış, soruyorlar vatandaşlara, diyorlar ki: "Sade bir vatandaşla, dar gelirli bir vatandaşla statüsü yüksek, güçlü, zengin, ekonomisi yüksek bir vatandaş arasında -yani halk arasındaki tabirle- ensesi kalın birisiyle sade bir vatandaş sizce mahkemeler önünde eşit olarak yargılanır mı?" Yüzde 79.5 yani yaklaşık yüzde 80 hayır diyor. Neden hayır diyor bu kadar yüksek oranda insan? Demek ki kanun önünde eşitliği yok etmişiz, adalete olan güveni yok etmişiz" diye konuştu.

16 Nisan referandumunun OHAL'de gerçekleştiğini belirten Erkek, şunları belirtti: " 16 Nisan 2017 tarihindeki referandum OHAL'de gerçekleşti. Anayasa'daki hak ve özgürlükler askıya alındığı bir dönemde gerçekleşti. OHAL şartlarında, olağanüstü hâlde bir sistem değişikliği, Anayasa değişikliği doğru mudur? OHAL döneminde, olağanüstü hâl döneminde seçim yapmak doğru mudur? Değildir. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bu doğru kabul edilmez. OHAL'i kaldırırsınız ondan sonra Anayasa değişikliği de yaparsınız, referandum da yaparsınız, seçim de yaparsınız, onun için hâlâ meşruiyet tartışmaları yapılıyor. Şeklen legal görünebilir ama Anayasa'yı araç olarak kullanan iktidarlar suiistimalci Anayasa değişiklikleriyle otoriter bir sistemi meşrulaştıramazlar. Türkiye onun için bu ağır sorunları yaşıyor, onun için bir yargı reformuna gerçekten ihtiyaç var ve bu konuda samimiysek gelin Anayasa değişikliklerini gerçekleştirelim. Hâkimler Savcılar Kurulunun yapısını yeniden düzenleyelim, yargıç güvencesini gerçek anlamda Anayasa'da teminat altına alalım. Eğer samimiysek yapmamız gereken bunlar çünkü bağımsızlık ve tarafsızlık çok zedelendi."