Sanatçının eserleri şimdiye kadar İsrail’in ve dünyanın farklı ülkelerinin sanat galerilerinde ve fuarlarında sergilendi. Türkiye’de ünlü ressam Naile Akıncı’dan ders almış sanatçı Beki Anah, BAT-YAM’dan Yeniçağ’ın sorularını yanıtladı
Yeniçağ: İki ay önce Türk resim sanatının çok önemli kişiliklerinden biri Naile Akıncı’nın 100. doğum yılı kutlandı. Resim öğretmeniniz olarak Akıncı’nın sizin üzerinizdeki emeği ve etkilerine ilişkin ne söylemek isterdiniz?
Beki Anah: Benimle yaptığınız röportaja kıymetli Hocam Naile Akıncı Hanımefendi’ye dair soruyla başlamanızdan çok mutlu oldum. Hocamın doğumunun 100. yılında bir Türk gazetesinde kendisini anmam tüm öğrencileri adına kendisine olan vefa borcumuzun bir kısmını ödememiz gibi görülürse çok seviniriz. Kadın sanatçı olarak Türk resim sanatında açtığı yolların yanısıra yetiştirdiği sayısız öğrenci kendisinin sanata hizmetinin ne kadar büyük olduğunu ortaya koyuyor. Benim açımdan bir önemli yanı da doğup büyüdüğüm Kasımpaşa’nın Haliç kıyısındaki karşı kısmına denk gelen Eyüp’ü çizmesidir. 100. yılında Hocamın çizdiği Eyüp manzaralarına yeniden bakarken Haliç, Kasımpaşa ve İstanbul nostaljisini yeniden yaşıyor ve mutlu oluyorum. Kısmet olursa önümüzdeki dönemde Naile Hocamın retrospektif sergisini ziyaret etmek isteriz.
Yeniçağ: Türk resim sanatında Naile Akıncı dışında önem verdiğiniz,etkilendiğiniz,ruh dünyanıza yakın hisettiğiniz diğer sanatçılar kimlerdir?
Beki Anah: Türk resim sanatında manzara, portre ve natürmort yaratmış bir dizi ressam hepimize örnek olmuştur. İbrahim Çallı’dan İbrahim Safi’ye, Nazmi Ziya’dan Afni Lifij’e kadar Türk resim sanatı tarihinde önemli izler bırakmış sanatçılar olarak saygıyı hakediyorlar.
Yeniçağ: Salvador Dali “Ben her zaman başkalarının görmediğini gördüm, başkalarının gördüğünü ise ben göremedim” demiş. Başkalarının görmediği neleri görüp tuvalinize aktarma fırsatını buldunuz?
Beki Anah: Başkalarının görmediği nesneler ve renkler benim iç dünyamdan gelen objeler,renkler ve hatta seslerdir. Resimlerimin çoğunu bu duygu içinde yapmışım. Başkalarının gördüklerini yapmak hiçbir zaman bana göre bir iş olmadı. Bunun doğru olduğuna inanıyorum.
Yeniçağ: Resim eseri yaratırken söz sanatından ne ölçüde etkileniyorsunuz? Türk ve dünya edebiyatında manen gıdalandığınız söz ustaları kimlerdir? Bir şiir dizesi okuduktan sonra resim yapmaya başladığınız oluyor mu?
Beki Anah: Resimlerimin çoğunu tamamladıktan sonra birkaç kelimelik şiir eklediğim de olmuştur. Genelde resmi yaptıktan sonra tabir caizse, şiire, öyküye, romana sarıldığım olmuştur. Beynimde ve kalbimde şekillendirdiğim kompozisyonları tuale aktarma aşamasında sadece çizime ve renge angaje oluyorum. Edebiyat daha sonra geliyor benim için.
Yeniçağ: Eserlerinizi koleksiyoncularla hangi yollardan buluşturmayı tercih ediyorsunuz. Sergiler,müzayedeler,doğrudan ilişkiler?
Beki Anah: Şimdiye kadar yarattığım eserlerimi sergiler üzerinden sanatseverlerle buluşturmayı tercih ettim. Bana göre seyirci de koleksiyoncu da eseri ilk kez görme fırsatını sergide yakalamalı. Ülkenin sanat hayatına bir çok yönden bu şekilde katkıda bulunmamız daha faydalı oluyor.
Yeniçağ: Türkiye’de resim sanatıyla ilgili gelişmeleri takip etme fırsatınız oluyor mu? Türk resim galericiliğinin duayenlerinden Yahşi Baraz “Sanat konularında ABD’yle kıyaslandığında biz mağarada yaşıyoruz” diyor. Sizin görüşünüz?
Beki Anah: Türkiye’de bulunmamamdan dolayı bu konuda konuşmakta zorlanacağımı düşünüyorum. Galericilerin, sanat eleştirmenlerinin,müzayede evleri yöneticilerinin bu konulardaki görüşlerine önem verilmesi gerektiğine inanıyorum.
Yeniçağ: Yaratıcı dünyanızda Atatürk resimlerinizin önemli yer tuttuğunu görüyoruz.Bu konuda neler söylemek isterdiniz?
Beki Anah: Eğitimimizi Türkiye’de tamamlamamızdan dolayı Atatürk hayatımızın bir parçası olmuştur. Atatürk konusunda birkaç çalışmam vardır. Bunlardan bir tanesi Türkiye’nin Telaviv Elçiliğinin duvarını süslemektedir. Ki bundan da büyük mutluluk duyduğumu ifade etmem gerekir.