Yumurtalık kanseri, çoğunlukla geç evrelerde teşhis edilmekte ve bu durum hastalar için kötü sonuçlar doğurmaktadır. İyi huylu yumurtalık tümörleri ise gereksiz ameliyatlara yol açabilmektedir. Ancak, yeni geliştirilen fragmentomik ve protein biyobelirteçlerine dayalı bir test, bu durumu kökten değiştirebilir.
YAPAY ZEKA DESTEKLİ TEŞHİS
Johns Hopkins Kimmel Kanser Merkezi'nden Victor Velculescu'nun liderliğindeki uluslararası bir araştırma ekibi, yumurtalık kanserini teşhis etmek için protein ve DNA parçalarını birleştiren yeni bir tanı testi geliştirdi. Bu test, hastalığın erken evrede yakalanmasında önemli bir rol oynayabilir. Aynı zamanda, yumurtalık kanseri teşhisi koymak için yapılan invaziv ameliyatların da önüne geçebilir. Araştırmacılar, bu yeni testin, sadece kanserli hücrelerin değil, aynı zamanda iyi huylu tümörlerin de daha doğru bir şekilde ayırt edilebilmesini sağlayacağını belirtiyor.
ERKEN TEŞHİS VE AMELİYATTAN KURTULMA ŞANSI
Yumurtalık kanseri teşhisi konduğunda, genellikle hastalığın ileri evrelerinde olduğundan, 5 yıllık hayatta kalma oranı yaklaşık %50 civarında seyrediyor. Bu da, geç teşhisin ölüm oranlarını önemli ölçüde artırdığı anlamına geliyor. Çalışmanın başyazarlarından Jamie Madena, yumurtalık kanserinin erken evresinde belirgin belirtiler ya da etkili biyobelirteçlerin olmamasının, erken teşhis koymayı oldukça zorlaştırdığını vurguluyor. Yeni geliştirilen bu test, bu zorluğun üstesinden gelmeyi hedefliyor.
DELFI-PRO TESTİ İLE YÜKSEK DOĞRULUK ORANLARI
Ekip, daha önce akciğer kanseri teşhisinde kullanılan DELFI adlı DNA parçalanma profilini analiz eden bir yöntemi, yumurtalık kanseri teşhisi için de uygulamaya koydu. Bu yöntem, CA-125 ve HE4 gibi mevcut biyobelirteçlerle birlikte kullanılarak DELFI-Pro adı verilen yeni bir test oluşturuldu. DELFI-Pro testi, yumurtalık kanserinin farklı evrelerinde yüksek başarı oranları gösterdi. Yapılan çalışmada, 94 yumurtalık kanseri hastası, 203 iyi huylu yumurtalık büyümesi olan hasta ve 182 sağlıklı kadın üzerinde yapılan testler, hastalığı erken evrede tespit etme konusunda umut verici sonuçlar verdi.
Test sonucunda, 1. evre kanserlerin %72’si, 2. evre kanserlerin %69’u, 3. evre kanserlerin %87’si ve 4. evre kanserlerin %100’ü doğru bir şekilde tespit edildi. Bu sonuçlar, sadece CA-125 testinin kullanıldığı önceki yöntemlerle karşılaştırıldığında çok daha iyi sonuçlar verdi. CA-125 testi aynı evrelerde sırasıyla %34, %62, %63 ve %100 oranlarında kanseri tespit edebilmişti.
DOĞRULAMA ÇALIŞMASI
Elde edilen bu sonuçlar, daha sonra ABD'den 40 yumurtalık kanseri hastası, 50 iyi huylu tümör hastası ve 22 sağlıklı bireyden oluşan başka bir grupta da doğrulandı. Bu doğrulama çalışmasında, tüm kanserlerin %73'ü ve yüksek dereceli seröz yumurtalık karsinomlarının %81'i doğru bir şekilde tespit edildi. Yanlış pozitif sonuçların çok az olması da testin doğruluğunu bir kez daha ortaya koydu. DELFI-Pro testi, kanserli ve iyi huylu tümörleri yüksek bir doğruluk oranıyla ayırt edebildi.
Yeni testin yumurtalık kanserini erken teşhis etme yeteneği, özellikle hastalığın erken evrelerinde teşhis edilmesi zor olan vakaların ölüm oranlarını azaltmak için büyük bir fırsat yaratabilir. Bunun yanı sıra, kanserli ve iyi huylu tümörlerin ayırt edilmesi sayesinde, birçok hasta gereksiz ameliyatlardan kurtulabilir ve hastalar daha erken tedaviye yönlendirilebilir.
Johns Hopkins Kimmel Kanser Merkezi'nden Victor Velculescu, DELFI-Pro testinin, "yumurtalık kanserine karşı geniş çaplı taramalar için uygun maliyetli ve erişilebilir bir yöntem olma potansiyeline sahip olduğunu" belirtiyor. Ancak bu testi yaygın olarak kullanmadan önce, ekip daha büyük örneklem gruplarında testin doğruluğunu doğrulamak için çalışmalara devam ediyor.
