Yapay zeka, insanlar tarafından geliştirilen belli özelliklerin öğretildiği ve daha sonrasında bu öğretilerin kullanım alanlarına göre geliştirilerek insanlara sunulduğu bir teknoloji modelidir.
Günümüzde yapay zeka ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda; yapay zekanın kendini geliştirebildiği, öğrenebilme yetisinin olduğu, üstün analiz yeteneği ile bir çok alanda kullanıldığını biliyoruz. Bilgiden beslenen ve her geçen gün kendini geliştirmeye devam eden yapay zeka, artık öğrendiğini öğretiyor, öğrettikçe deneyim kazanıyor ve her geçen gün daha da iyi bir öğretmen haline geliyor.
Fransızların ünlü gazetesi LeMonde’da yer alan bir makale ise önemli bir konuya değiniyor. ‘Yapay zeka emeği köleleştirecek mi?’ başlığıyla yayınlanan makalede, yapay zeka uygulamalarının insanlığın geleceğine dair nasıl bir yön vereceği konusuna cevap aranıyor.
Makalede yapay zekanın uyguladığı her şeyi zaten daha önce uygulanmış bir veri tabanından aldığı belirtilirken, ‘yapay zeka daha önce söylenen ve yapılmış olanlardan bir tarama yapıp kendince bir çıktı üretiyor. Emekçilerin örgütlü mücadelesi olması gerekiyor. Aksi halde yapay zekanın emeği köleleştireceği’ vurgusu yapıldı.
YAPAY ZEKA: POTANSİYEL TEHDİT
Öte yandan işçi sendikaları ve emek grupları, yapay zeka tarafından yönlendirilen işe alma ve işten çıkarma kararlarında insan kontrolü yoksa bu teknolojiyi işçi haklarına yönelik potansiyel bir tehdit olarak tanımlıyorlar.
Britanya Sendikalar Kongresi'nde istihdam hakları politikası yetkilisi olan Mary Towers, sendikaların "yasal danışma haklarına sahip olması ve işyerinde teknoloji konusunda toplu pazarlık yapma yeteneğine sahip olması"nın önemine değiniyor.
Yapay zeka tedarikçileri arasında sağlıklı rekabeti sağlayan antitröst politikaları ve iş gücünün yeniden eğitimi gibi şeyler yapay zekanın ekonomik yaşamlarımızı nasıl şekillendirdiğini belirleme noktasında önemli rol oynayacak olan kilit meseleler.
Temmuz ayında yayınlanan ve 5 bin 300 işçiyle yapılan bir OECD anketi, yapay zekanın iş tatmini, sağlık ve ücretlere fayda sağlayabileceğini ancak aynı zamanda mahremiyet konusunda risk oluşturduğunu, işyerindeki önyargıları güçlendirdiğini ve insanları fazla çalışmaya ittiğini gösteriyor.
Johnson; "Soru şu: Yapay zeka mevcut eşitsizlikleri şiddetlendirecek mi yoksa gerçekten daha adil bir şeye geri dönmemize yardımcı olabilir mi?" diye soruyor.