Birgün'den Gökay Başcan'ın haberine göre; havaların ısınmasıyla birlikte orman yangınları haberleri peş peşe gelmeye başlarken Orman Genel Müdürlüğü (OGM) 2022 yılının ormancılık istatistiklerini yayımladı. Uzmanların tüm uyarılarına rağmen alınmayan önlemler nedeniyle geçen yıl, 12 bin 799 hektar ormanlık alan kül oldu. 20 bin 615 hektar büyüklüğünde ormanlık alan ise ormancılık dışı faaliyete açıldı. Böylece resmi kayıtlara göre, toplamda 33 bin 414 hektarlık ormanlık alan 2022 yılında yok edildi. Kaybedilen ormanlık alanın büyüklüğü yaklaşık 47 bin futbol sahasına denk geliyor. Yangınlara karşı önlemler alınmazsa ve projeler bu hızda sürerse 2023’ün bilançosu daha da ağır olabilir.
2009-2020 yılları arasında 80 bin hektar ormanlık alan yanarken, 2021 yılında sadece bir sene içerisinde 140 bin hektar ormanlık alan yandı. 2022 yılında bu sayı 12 bin 799’a düşse de son 10 yılda yanan alan miktarı açısından ilk 3’te yer alıyor.
OGM ÇÖZÜMÜ BÜTÇE DÜŞÜRMEKTE BULDU
İklim krizi orman yangınları tehdidi büyütürken OGM çözümü bütçe düşürmekte buldu. OGM, 2023 Yılı Performans Programında, 2023 yılında orman yangınlarıyla mücadele için ayrılan bütçe 10 milyar 224 milyon TL. Fakat geçtiğimiz 2022 yılında orman yangınlarıyla mücadele için harcanan tutar 12 milyar 384 milyon TL.
Öte bir sorun ise hâlâ bekleyen ihaleler. OGM’nin yangın söndürme işini taşerona devretmesi mevcut haliyle tepki çekerken ihalelerin dahi yapılmaması hazırlıksız olduklarını bir kez daha ortaya koydu. Yangın sezonu 1 buçuk ay önce açılmasına rağmen, çok sayıda bölgenin yangın söndürme ihaleleri hâlâ tamamlanmış değil.
DERS ÇIKARILMADI
Uzmanlar iktidarın geçmiş yıllardan hâlâ ders çıkarmadığına dikkat çekerken, Orman Mühendisi Vehbi Tutmaz, orman yangınları için rutin hazırlıklar yapıldığını ancak yeterli olmadığını belirtti. Eğitimlerin yetersiz olduğuna dikkat çeken Tutmaz, “Hizmete başlayamadan 9 Eylül Üniversitesine devredilen İzmir- Buca işçi Eğitim Merkezi gibi modern bir eğitim merkezin acilen faaliyete başlamasına ihtiyaç vardır. Bir çok yerde gerekli ve yeterli eğitim alınamaması sonucu yangınlara etkin müdahale edilemeyeceği gibi, yaralanma ve can kayıpları da yaşanması olasıdır” ifadelerini kullandı.
DÜZENLEME ŞART
Yangınlar için AFAD, OGM gibi ilgili kurumların, yerel idarelerin, STK’lerin ve orman içinde yaşayan insanların birlikte çalışmalarına fırsat verecek bir yasal düzenlemeye de ihtiyaç olduğuna belirten Tutmaz, personel eksikliğine dikkat çekerken şu ifadeleri kullandı:
“2023 yılında OGM yaklaşık 4 bin 150 adet araç ve iş makinesi ile yangınlara müdahale etmesi planlanmıştır. Hava araçları sayısında ise nispi bir artış vardır. Burada asıl sorun yer araçlarındaki personelin sayısal yetersizliği ve eğitim eksikliği olarak değerlendirilmektedir. Yangın harcamalarının üç katı kadar bir oranda hava araçları gideri düşünülmüştür. Harcama kalemlerinin belirlenmesinde deneyimli personelin gerçekçi görüşlerinin alınması ve uygulamanın bu yönde yapılması artık zorunlu bir hal almıştır. Yangına müdahale eden unsurların sayısal yetersizliği ile eğitim eksikliği yanında yangınların önlenmesinde ne oranda verimli olacaklarının yeterince incelenmesi, değerlendirilmesi, planlanması ve uygulanması acilen gereklidir.”
HER YIL YANAN ALAN MİKTARINDAN DAHA FAZLASINI SERMAYEYE PEŞKEŞ ÇEKİYOR
Orman yangınları sezonu her açıldığında toplumda büyük bir kamuoyu oluşsa da tek sorun bu değil. Orman parçalanması, odun üretiminin artması ve ormanların ormancılık dışı faaliyete açılması da en büyük tehditler arasında. AKP iktidarı her yıl yanan alan miktarından daha fazlasını sermayeye peşkeş çekiyor. İktidar 2022 yılında 20 bin 615 hektar ormanlık alanı ormancılık dışı faaliyete açtı. Bu iznin, 11 bin 908 hektarı enerji, 8 bin 587 hektarı maden sektörüne verildi.
VERİLER EKSİK GÖSTERİLİYOR
Türkiye Ormancılar Derneği’nin ‘Orman Yangınları’ kitabında,da yer alan ‘Orman yangınlarının sayısal analizi’ bölümünün bir kısmını kaleme alan Prof. Erdoğan Atmış, yangınlara ilişkin verilerin güvenirliliğine dikkat çekti. Prof. Dr. Atmış, yaptıkları çalışmada OGM’nin zaman zaman yanan alan miktarlarını düşük gösterdiğini tespit ettiklerini ifade etti. Yazısında örnekler veren Atmış şu ifadeleri kullandı: “2006’daki Milas, Mumcular yangınından sonra kamuoyuna önce 200 hektar, sonra 400 hektar ve 600 hektar olarak beyan edilen yanan alan miktarı, daha sonra OGM kayıtlarında 2 bin 600 hektar olarak yer almıştır. Oysa gerçek miktar 3 bin 526 hektar olarak tespit edilmiştir. İkinci örnek ise 2008 yılında gerçekleşen Serik Taşağıl Yangınıdır. Antalya’da Serik ve Taşağıl orman işletme müdürlükleri sınırları içinde çıkan yangından sonra bakanlık yetkilileri 4-5 bin hektarlık bir sahanın yandığını açıklamıştır. Oysa TMMOB Orman Mühendisleri Odası’nın “Yangında yanan ormanların miktarı kamuoyundan saklanmaya çalışılmıştır… Yangında 16 bin 925 hektar orman alanı tahrip olmuştur” şeklinde ibareler taşıyan raporu konuya farklı bir boyut katmıştır. Türkiye Ormancılar Derneği de yanan orman alanının 4 bin hektar değil, 20-25 bin hektar olduğunu açıklamıştır. Yangından dört ay sonra Serik Kaymakamlığının verdiği rakamlara göre 20 bin 552 hektarlık alanın zarar gördüğü, 15 bin 792 hektarlık orman alanın yandığı resmen açıklanmıştır.
YANGILARDAKİ DÜŞÜŞÜN NEDEN METEOROLOJİK OLAYLAR
OGM’nin verilerini değerlendiren ve yangın sezonuna ilişkin konuşan Prof. Dr. Doğanay Tolunay, "Düşüşün nedeni öncelikle 2022 yaz aylarında ekstrem meteorolojik koşulların yaşanmamasıydı. Bunun yanında 2021 yılı yangınları sonrasında hava filosundaki araç sayısının ve orman yangınlarıyla mücadele eden personel sayısının artması da yangın sayısının ve yanan alan miktarının azalmasına yol açtı” dedi.
2022 yılında da yangınların yaklaşık %90’nı insanlar tarafından çıkarıldığını belirten Prof. Dr. Tolunay, %40’nın ise çıkış nedeninin belirlenemediğini söyledi. “Anız yakma, piknik ver sigara kaynaklı yangınlarda azalma olması sevindirici olsa da orman içindeki enerji tesislerinden kaynaklanan yangınlar tüm yanan alanın %20’sini oluşturmakta” ifadelerini kullanan Tolunay, “140 bin hektar ormanın yandığı 2021 yılı yangınları dışarıda tutulduğunda izinlerle kaybedilen orman alanı miktarı yanan ormanların 3 katına çıkmakta” diye konuştu.
TEDBİRLER YETERSİZ
Önümüzdeki 3 aya dikkat çeken Tolunay şu ifadeleri kullandı: “Geçtiğimiz ayların yağışlı geçmesi nedeniyle henüz büyük yangınlar çıkmadı. Ancak özellikle eylül ayı da dahil olmak üzere önümüzdeki 3 ay yangın riskinin oldukça yüksek olduğunu belirtmek gerek. Önleyici tedbirlere yeterince ağırlık verilmediği gözlenmekte. Önümüzdeki 3 ay boyunca odun üretimi gibi rutin ormancılık faaliyetlerine ara verilmesi gerekiyor."