'Yanlışlıkla' gözaltına alınan gazeteci Elif Çakır yaşadıklarını anlattı

'Yanlışlıkla' gözaltına alınan gazeteci Elif Çakır yaşadıklarını anlattı

İsim benzerliği nedeniyle gözaltına alınan gazeteci Elif Çakır emniyette kendisine uygulanan kötü muameleyi anlattı. Çakır, su istediğini ancak polislerin su bile vermediğini ifade ederken gerçeğin ortaya çıkması sonrası ise polisin “Suyu nasıl getirelim, ılık mı soğuk mu istersiniz?” dediğini yazdı.

Gazeteci Elif Çakır, Bursa Çekirge’de isim benzerliği nedeniyle yanlışlıkla gözaltına alındığını açıkladı. 19 suç kaydından aranan “Elif Çakır I…” isimli bir kişiyle karıştırılan Karar yazarı Çakır’ın açıklaması sonrası Bursa Emniyet Müdürlüğü bir açıklama yaptı.

Emniyet tarafından yapılan açıklamada, gözaltı olmadığı “davet” olduğu belirtilirken suç UYAP sistemi otele atıldı. Açıklamada, otel hakkında da işlem başlatıldığı da kaydetti.

bursa-emniyeti.jpg

Emniyetin açıklaması sonrası olayın detaylarını köşesinde yazan Çakır, emniyette kendisine uygulanan kötü muameleyi şu ifadelerle aktardı:

Siberdeki polis (ismi bende) memuru:

“Adın Elif Çakır değil mi?”

“Evet.”

Yükselttiği sesine eşlik eden el kol hareketleriyle:

“Suçlusun ve aranıyorsun işte geç otur bekle şöyle.”

“Ben size derdimi anlatıyorum, suç makinasına dönüşen işlediği 19 ayrı suçla suç makinasına dönüşen kişinin ben olmadığımı, bir yanlışlık olduğunu söylüyorum. TC kimlik numarası teyidi istiyorum. Bu sizin göreviniz, neden bana bağırıyorsunuz, kaba davranıyorsunuz?”

İPad olabilir ya da büyük ekran bir telefondan (tam olarak hatırımda değil) suç kaydı gösteriyor ve “Bakın burada yazıyor işte bu suçları işlemişsiniz, duruşmaya gelme taahhüdünde bulunmuşsunuz ama gelmemişsiniz, hakkında tutuklama kararı var. Sizsiniz işte!”

Yakın okuma gözlüğüm yanımda olmadığı için gösterdiği ekranda ne yazdığını okuyamadım… Bu suçların hiçbirinin bana ait olmadığını söyledim ama dinlemedi.

Çakır polislerin kendisine bir bardak su bile vermediğini öne sürerken o süreci ise şu cümlelerle anlattı:

Bir sandalyeye oturdum, bana refakat eden kadın polis memurundan “bir bardak su” istedim. Gitti “su istediğimi” söyledi, sonuçta küçük bir oda, duyuyorum. İzin vermedi. Kadın polis memuru yanıma geldi, bir şey söylemedi, beklemeye başladı.

Bilgisayar başında olan bir polis memurunun “Amirim Elif Hanım doğru söylüyor, bizim aradığımız suçlu Elif Çakır I…k” dediğini duyunca yanlarına gittim ve “Dakikalardır bunu anlatmaya çalışıyorum ben aradığınız kişi değilim” dedim.

Bana kaba davranan polis memuru, bilgisayarın başındaki memura “TC’sine bakalım bir de” dedi.

Ve nihayet… Ama nihayet…Polis memuru TC kontrolü yaptı ve “Amirim bizim aradığımız kişinin TC’si 612 rakamlarıyla başlıyor, bu Elif Çakır’ın ise 326 ile… Yanlış kişi alınmış.”

Otelden beni alan polis memuruna dönüyorum “Beni bırakacaksınız değil mi” diye soruyorum.

Polis memurumuz ne dese beğenirsiniz:

“Sizi bırakmak zorunda değiliz.”

Ama daha da vahimi lütfediyormuş gibi alaycı bir üslupla, el kol hareketiyle “Hadi hadi bırakalım” demesi bende filmi kopardı.

Şunu dedim, bunu söyledim demek istemiyorum ama film koptu bende. Devlet kurumlarına dair üzüntülerimi, liyakatsizliğe, ehliyetsizliğe ve niteliksizliğe dair bütün sitemlerimi, üzüntülerimi ilettim.

Bana bağıran, su verdirmeyen polis memuru:

“Şimdi sizi hatırladım Elif Hanım, özür dileriz. Böyle de tanışmak varmış. Bu arada siz biraz önce su istemiştiniz, suyu nasıl getirelim, ılık mı soğuk mu istersiniz?”