Manisa’nın kuş cenneti Marmara Gölü tarım politikaları, yanlış planlama ve uygulamalar nedeniyle kuruyor. Birçok canlı türünün de görüldüğü Göl''ün yüzey alanının yüzde 98’lik kısmı, 2011 yılından 2021 yılına kadar geçen 10 yıllık sürede yok oldu.
Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’ne göre 2017 yılında ulusal öneme haiz sulak alan olarak tescillenen Marmara Gölü, geçen 10 yıllık süreçte tarım politikaları, su yönetimindeki yanlış planlama ve uygulamalar nedeniyle kuruyor. Marmara Gölü sulak alanı, endemik balık türleri için bir yaşam alanıydı.
YÜZEY ALANININ YÜZDE 98''LİK KISMI YOK OLDU
Marmara Gölü ayrıca Türkiye’deki 184 önemli kuş alanından ve 305 önemli doğa alanından biri. 2021 yılına kadar kış aylarında yaklaşık 65 bin su kuşunun görüldüğü gölde, nesli tehlike altına girmeye yakın olan tepeli pelikan türünün dünya nüfusunun yüzde 9’u besleniyordu. Ancak 2011 yılından 2021 yılına kadar geçen 10 yılda özellikle yer altı ve yer üstü sularının aşırı kullanımı gibi nedenlerle gölün, yüzey alanının yüzde 98’lik kısmı yok oldu.
"BÖLGEDE TARIMIN KONTROLLÜ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMASI GEREKİYOR"
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, Marmara Gölü''nün Manisa’nın Gölmarmara ilçesinde bulunan ortalama 6 bin hektar büyüklüğünde Gediz Nehri’nin biriktirdiği alüvyallerle oluşan bir set gölü olduğunu söyledi. Çakıcı, Gördes Çayı ve besleme kanalları ile dolması gereken gölün, kuraklığın da etkisiyle geçen yaz aylarında kuruma tehdidi altında kaldığını söyledi.
Gölün kurumasının başlıca nedeninin göle akması gereken Gördes Çayı suyunun barajda tutulması olduğunu söyleyen Çakıcı, "Önceki yıllarda kuruyan göle Gediz Nehri üzerindeki Ahmetli regülatöründen özel pompalarla su getirilerek göl kurtarılmıştı. Bu yıl da Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından göle su verilmesi isteniyor. Bir yandan göl kururken, diğer yandan gölün kuruyan alanları sürülerek taban suyunu kullanan tarım ürünleri ekiliyor ve göl tarım alanı olarak kullanılıyor" dedi.
Göl çevresinde ve gölün çekildiği alanlarda yoğun tarım yapılmasının gölü tehdit belirten Çakıcı, "Bu topraklara verilen çeşitli gübreler ve kimyasal maddeler yağış ve sulamayla yıkanarak göl suyuna karışmaktadır. Ayrıca kentsel atıkların da göle karışması söz konusu olmaktadır. Suya karışan azot ve fosfor, göldeki plankton ve alg varlığının aşırı şekilde gelişmesine gölde oksijen azalmasına ve ısınmasına yol açmaktadır. Bu durum balıklar ve dar sıcaklık aralığında yasayan canlıları tehdit etmektedir. Bu bölgede tarımın da kontrollü ve sürdürülebilir olması gerekiyor" dedi.
"OLMAYAN GÖLÜN OLMAYAN BALIĞININ PARASI İSTENİYOR"
Evrensel''den Ramis Sağlam''ın haberine göre, göl çevresinde yaşayan halkın önemli bir kısmı geçimini balıkçılıktan sağlıyor. Gölün kurumasıyla geçimini balıkçılıktan sağlayan bazı aileler ise göç etmek zorunda kaldı. Gölde faaliyet gösteren Gölmarmara ve Çevresi Su Ürünleri Kooperatifi, 2019 yılından bu yana göl kuruduğu için balıkçılık yapamıyor. Ancak Kooperatifin su kiralama sözleşmesi bulunduğu için işgaliye kirası, vergi, muhasebe gibi kalemlerden oluşan toplam 391 bin TL borç çıkarılıyor.
Gölmarmara ve Çevresi Su Ürünleri Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Rafet Keser ise geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada "2019 yılının ağustos ayından beri balıkçılık yapamıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı, Manisa İl Tarım Orman Müdürlüğü 2020 ve 2021 yıllarına ait gölün işgaliye parasını talep ediyor. Bizden olmayan gölün olmayan balığının parasını istiyor. Göl bir an önce eski haline kavuşmalı. Bunun için yetkililerden göle Gördes Barajından ve Ahmetli Deresi’nden su verilmesini ve borçlarımızın silinmesini talep ediyoruz. Geçinmek için köyümüzü terk etmek istemiyoruz" dedi.
"MARMARA GÖLÜ''NDEKİ BİYOÇEŞİTLİLİK VE EKOSİSTEM YOK OLACAK"
Gölün hızla yeniden oluşabilmesi için Gördes Barajı ve Ahmetli Deresi’nden göle su verilmesi gerektiğini söyleyen Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tuba Kılıç Karcı da "Tüm Anadolu’da olduğu gibi Manisa’daki Marmara Gölü de yanlış su ve tarım politikalarıyla yok ediliyor. Devlet Su İşleri gölün su rejimine sürekli müdahale ediyor. Gölün tekrar eski haline gelmesi için ivedilikle hareket edilmesi gerekiyor. Manisa başta olmak üzere tüm yetkilileri göreve davet ediyoruz. Eğer su salınmaz ve acil önlemler alınmazsa İç Ege’nin önemli sulak alanlarından biri olan Marmara Gölü’ndeki biyoçeşitlilik ve ekosistem telafisi olmayan şekilde yok olacak. Burada yaşayan insanlar göç etmek zorunda kalacak ve bir kültür daha yok olacak" diye konuştu.
"GÖZ GÖRE GÖRE KURUTULDU"
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sıkı ise Marmara Gölü’nün göz göre göre kurutulduğunu söyledi. DSİ Genel Müdürlüğü''nün bu alanı sulak alan olarak kabul etmediğinin altını çizen Sıkı, "Eğer bu alanı sulak alan görseydi, 1998 yılında burası Ramsar alanı ilan edilirdi. DSİ’nin gözünde burası rezerv alanı, yani tatlı su depo alanı olarak görülüyor. Bu nedenle bir gün gelecek burası kuruyacaktı. Bu kuruma 2021 yaz mevsimine denk geldi" dedi.
"KÖYLÜ DEVLET TARAFINDAN DESTEKLENMELİ"
Marmara Gölü’nü eski durumuna getirmek için daha önceki şartların tekrar yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan Sıkı, "Marmara Gölü’nü besleyen bütün çay, dere ve kanalların suları tekrar Marmara Gölü’ne mutlaka akıtılmalı, gölün etrafında yapılan sulu ziraat şeklinde ya damlama sistemine geçilmeli ya da suya az ihtiyaç duyulan kuru ziraat şekline geçilmeli. Bunun için köylü devlet tarafından desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Aksi takdirde her yıl yazın gölün kuruması kaçınılmaz" diye konuştu.