Yani şimdi AKP şunu mu diyor...

AKP'nin aday tanıtım toplantısından anladığım;

1. Nazım Hikmet bonkör davranmış "Bir yıl sürer, yirminci asırlarda, ölüm acısı" derken... Bir hafta önce "yastayız, müzik sussun" diye duygu sömürüsünün dibine vuranlar; vur patlasın çal oynasın başlattı seçim kampanyasını! Ki tam da o dakikalarda ekranlarda geçen "flaş"ta Dağlıca saldırısında 17'nci şehidimizi verdiğimiz, yaralı askerlerden birinin daha şehadete erdiği yazılıydı!

2. Bugüne kadar kendi iradesiyle, ortaya koyduğu program, aday performansı, seçmene vaat ettikleriyle bir tek seçim kazanabilmiş değil AKP! Ahmet Davutoğlu'nun, 2002'den başlayarak seçim seçim yaptığı hafıza tazelemesi partinin bütün "zaferleri(!)"nin "dış destekli" olduğunu belgeledi. Demek ki 28 Şubat, 27 Nisan, Kapatma Davası gibi askeri-sivil-hukuki darbemsiler olmasaydı AKP belki de hiçbir zaman tek başına iktidar olamayacak, olsa bile bunu çok uzun zaman sürdüremeyecekti... Ve demek ki, 1 Kasım'da "iktidar olmaktan başka çaresi olmayan(!)" AKP'ye yeni bir "toplumu korkuyla konsolide edici" malzeme gerekli... Bu bağlamda PKK'nın azma zamanlaması üzerine biraz daha fazla kafa yormak gerekmez mi?

3. Acilen kulak tıkacı stoklamak lazım! Milletin vekillerine dolayısıyla aslında millete "senin kızını .....", "senin ananı ......", demokrasinin dördüncü kuvvetine hitaben de ''ben de sizin bacak aranızı çeksem...'' vecizlerinin sahibini yeniden TBMM'ye sokmakta kararlı olduklarını görünce anlamıştık da dün Davutoğlu da "ilk günkü muhabbetle" diye üzerine basa basa tekrarlayınca şüphemiz kalmadı "cibilliyet"ini kolla ey halkım; "biliyorsunuz kendisi Alevi"den girip "affedersiniz Ermeni"den çıkacaklar belli ki yine...

4. Gazete basan bazı şehir eşkıyalarını listede görmeyince "hatalarından ders mi çıkarıyorlar" diye umutlananların hevesi kursağında kalacak... Bizzat Davutoğlu "liste dışı kalanlara" hitaben konuşmasında "sakın ha" dedi; "hata yaptığınız vehmine kapılmayın..." Aralarında Erdoğan'ı muhalefeti "döve döve" başkan yaptırmayı vazife bilen, Atatürk için "olmasaydın da olurduk" ilanları yayınlayanların da olduğu "liste dışılar" yine bizzat Davutoğlu'nun ifadesiyle neymişler biliyor musunuz? "Kahraman!... Yiğit adam!..."

5. "Bindirilmiş kıtalar" artık yevmiye hatırına bile tahammül edemiyorlar takiye resitallerine! Dün kendi aralarında sohbet, esneme, mesire yeri modunda ayaklarını uzatacak yer arama eğilimleriyle başlayan "kadın hareketi" önümüzdeki etkinlikte arada bir kürsüye bakıp "he canım he" dedikten sonra kendini kısır, mantı, dolmaya vurabilir...

6. Tayyip Erdoğan'dan sonra oluşan "şarkılara eşlik etme" açığını Mehmet Ali Şahin ve Sare Davutoğlu'yla kapatacaklar!

***

AKP'nin aday tanıtım toplantısından anlamadığım;

1. 13 yıl sonra "Bismillah" derken? Besmele yolun sonunda değil başında çekilmiyor muydu?

2. Besmeleyle göbek atmakla "Bakara-makara" arasında şuur düzeyi(!) açısından fark var mı?

3. AKP seçim şarkısını söyleyen arkadaşın kolunda neden kafam kadar saat takılıydı; seçmene Zafer Çağlayan'ı hatırlatsın diye mi? Bu arkadaş 17/25'i unutturmamakla görevli paralel ajanı olabilir mi!

(Bu satırları yazarken gülmekten kendimi alamadım...)

4. Siyasi partilerin hedefi öncelikli "iktidar" olmaksa, üst üste 3 defa tek başına iktidar olmuş bir siyasi partinin başındaki zat "Bu hareket mutlak suretle hedefe ulaşacaktır" derken neyi kast ediyor olabilir? Gel de "gizli ajanda" kurdu düşmesin içine!

5. Bu nasıl bir "erdemliler hareketi" ki hırsızı değil polisi hapsetti, teröristi değil askeri, dindar Müslümanları dolandıranlara ödül verdi yetim hakkının hesabını sormak isteyen savcılara ceza?.. Bunların sahip olduklarını iddia ettikleri bizim bildiğimiz "erdem"lerden değil galiba!

6. Orta Çağ'da mı yaşıyoruz ki hâlâ iktidara talip siyasi partilerin en iddialı vaadi "demokrasiyi işletmek"? Sonra "demokrasi" dediğin ne ki; müthiş icatlar, milyar dolarlık yatırımlar filan mı gerekiyor "işletmek" için? 13 yılda neden işletemedin?

7. "İlk günkü aşkla" hazırlanan seçim beyannamesinde "çok büyük değişiklikler" olacağını savunmak bile başlı başına bir "yaman çelişki" değil mi!

8. "Milli iradenin egemen kılınması"na dair kocaman laflar ettikten hemen sonra "AKP olmadan siyasete şekil verilemez! AKP olmadan siyaset dizayn edilemez!" diye bas bas bağırdınız da seçmen sandıkta "AKP'siz siyaset" mesajı verirse ne olacak? 7 Haziran'dan sonra olduğu gibi bir nevi "gasp(!)" yoluyla mı yöneteceksiniz ülkeyi!

9. Gemicikler, kupon araziler, "sıfırla" tapeleri, vakıf malları, şehit cenazelerindeki "oğlun gitsin askere" nidaları filan da hep bu "aileleri karıştırmayalım" teklifine dahil mi?

Olmaz ama;

Genel bunlar genel!

Yazarın Diğer Yazıları