Yalvaç'ın Salur Mahallesi'nde yaşayan Cemile- Süleyman Altınbaş çifti, 7 Şubat Cuma saat 08.30 sıralarında, hayvanlara bakmak için evden çıktı. Bir süre sonra Altınbaş ailesinin kerpiç evinde, henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Bu sırada çiftin evdeki akrabaları, alevler her yeri sararken, kendilerini dışarı attı. Çiftin evde uyuyan çocukları Hanım, Tuğçe ve Faruk Altınbaş ise alevlerin arasında kaldı. Mahalle halkının ihbarıyla belirtilen adrese, Yalvaç Belediyesi İtfaiyesi ekipleri sevk edildi. Yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu kontrol altına alınıp, söndürüldü. Ekipler, eve girince 3 kardeşin cansız bedeniyle karşılaştı. 3 kardeşin cenazesi otopsi sonrası yan yana toprağa verildi.
“ÇOK İHMAL ETTİLER”
Olayın ardından 3 çocuğun ailesi ve yakınları itfaiye görevlilerini suçladı. Yangında 3 çocuğunu birden kaybeden acılı baba Süleyman Altınbaş, "Yalvaç Belediyesi itfaiyesinin çocuklarımı kurtarmak için hiçbir müdahalesi olmadı. Çocuğumun biri hastaneye vardığında daha yaşıyordu. İtfaiye erleri zamanında müdahale etseydi çocuklarımın 3'ü de şu an yaşıyor olabilirdi. Çocuklarımın yüzde 90 ölüm sebepleri itfaiye erleri. Çok ihmal ettiler. Zamanında merdivenli, sepetli itfaiye getirseler camı kırar alırlardı" diye konuştu.
“ÜNİVERSİTE’YE GİDECEKTİ”
Oturdukları evin miras ortaklı olduğunu kaydeden Süleyman Altınbaş, bundan sonra kayınpederinin evine sığınacağını belirtti. Kızlarından Hanım Altınbaş'ın 2 yıl önce liseyi bitirdiğini ve üniversitede okumak istediğini, 10'uncu sınıf öğrencisi Tuğçe'nin ise polis olmak istediğini kaydeden Süleyman Altıbaş, "İtfaiyenin ihmaliyle kızlarım hayatını kaybetti" dedi.
“BİRBİRLERİNE SARILMIŞLARDI”
Olayın görgü tanığı olan ve ölen 3 kardeşin dayıları Nuri Çoban da şöyle konuştu:
"Olayın başladığı saatlerde ben evde uyuyordum. Annemin bağırmasıyla uyandım ve o panikle balkona çıktım. Yangını gördüm. Eniştemin evi bana 30 adım uzaklıkta. Hemen yangın yerine koştum. İçeride hiçbir şey yanmamıştı. Televizyon koltuk halılar sağlamdı. 3 yeğenim birbirine sarılmış, sızmış kalmışlar. Kepçeye koyduk. Tuğçe o esnada yaşıyordu. Gözlerini açtı ve 'Tuğçe kendine gel kızım' dedim. Dudakları birbirine yapışmıştı onları açtım ve gözleri bir anda kaydı, tokatladım. Aşağı indirdik ve 1 ambulans gelmiş. 'Ambulansa ilk Tuğçe'yi bindirin' dedim çünkü o yaşıyordu. Onu bindirdik ikinci ambulans sonra geldi. Çocuklar elimizde kaldı."
"ÇOK ÇIRPINDIK AMA KURTARAMADIK"
3 çocuğunu kara toprağa veren anne Cemile Altınbaş ise acı dolu anları şöyle anlattı:
"Eşimle evde değildim. 'Ev yanıyor' dediler hemen koştum. Yavrum 'biz yanıyoruz' diye itfaiyeyi aramış ama gelen itfaiyelerin merdiveni yok, suyu yok, oksijen tüpü boş olunca kurtaramadılar. Çok çırpındık ama kurtaramadık. Yavrularımın hiçbir yerinde yanık yok, nur gibi, kar gibi. Dumandan zehirlenmiş yavrularım benim."
SAVCILIK SORUŞTURMA BAŞLATTI
Aile bu iddialarda bulunurken Yalvaç Cumhuriyet Savcılığı da 3 kardeşin ölümünde ihmal olup olmadığı yönünde soruşturma başlattı. Savcılığın, itfaiyenin olayı haber aldığı andan itibaren ne kadar sürede olay yerine intikal ettiği, görgü tanıklarının beyanlarında geçen ihmalkarlığın olup olmadığı yönünde inceleme yaptığı ve görüntüleri derlediği kaydedildi.
MÜDÜR İDDİALARI REDDETMİŞTİ
Yalvaç Belediyesi İtfaiye Müdürü Murtaza Aksu, iddialar üzerine olay günü yaptığı açıklamada, mahallelinin merdivenli araç olmadığı yönündeki iddiasının doğru olmadığını söylemişti. Aksu, "112'den ihbar düştüğü andan itibaren 3 dakikada olay yerine ulaştık. İtfaiye erlerimiz odaya girdikleri sırada, 3 çocuğu hareketsiz yatar halde buldu. Tüm itfaiye araçlarımız merdivenlidir; ancak biz olay yerine vardığımızda binanın her yanını alevler kaplamıştı" dedi.