Yangında ilk saldırılacaklar listesi!
Bir ülkede her şey vâdeye bağlanınca, ifşaatlar da vâdeye bağlanıyor demek ki!..
Meselâ Başbakan Yardımcısı ve Hükûmet sözcüsü Bülent Arınç, ülkenin başkentini parsel parsel satan Büyükşehir Belediye Başkanı’nın dosyalarını patlatma işini 8 Haziran’a salladı...
Aynı Bülent Arınç ‘Kral çıplak’ diyecekleri günün de geleceğini söylemekle beraber ‘vâde’ kısmını açık bıraktı... O ‘kral’ı tahmin etmek zor değil... Şüphesiz her yıl törenle eş seçen Swaziland kralını kastetmiyor Arınç... Belli ki bu topraklarda hüküm süren bir kral bu... Tabii Urartuların veya Hititlerin kralı değilse!..
Başbakan Yardımcısı kimin açığını yüzlerine vuracaklarını tam söylememiş olsa da, çıplaklığı ‘montaj edebiyatı’yla örtülen birinden söz ettiği kesin... ‘Resmî açıklama’ niye vâdeye yayıldı, işte orası tartışmalı...
***
Süre daraldıkça karşılıklı tehdit ve şantaj bunlar... Bir anlamda güç ve direnç gösterisi... Bülent Arınç çok eleştirdiğimiz ve bu eleştirileri fazlasıyla hak eden birisi ama kabul edelim ki, çoğunluğun akçeli işler pisliğinde boğulduğu bir siyaset düzeninde, bu işlere bulaşmamanın verdiği cesaretle ve emekli maaşıyla geçinecek olmanın rahatlığıyla konuşuyor...
Kralla beraber soyunanlar ona ‘çıplak’ diyemeyeceğine göre söz Arınç’a düşüyor... Elbette bu durum kendisini ülkede olup bitenlerle ilgili ‘mâsum’ hâle getirmez... Sorarlar adama “Kürtler için onların yerinde olsam ben de dağa çıkardım derken, Başkent parsel parsel satılırken dağa çıkmayı niye akıl etmedin?” diye...
Her şey herkesin gözü önünde gerçekleşti... Ülke gün ışığında soyuldu... Kral ve avânesi gün ışığında ‘sıfırlama’ turları attılar... Yani kral vâdeli soyunmazken, ona ’çıplaksın’diye seslenmek niye vâdeye yayılıyor, iyi düşünmek lâzım...
***
Kaybederler veya kazanırlar, belli ki, yaşananlar ‘anonim şirket’in yönetimiyle ilgili pozisyon elde etme savaşı... Ana tema: İktidar nasıl paylaşılacak? Bir nevî, “Hepsini sana bırakmayız” isyanı... Aba altından sopa gösterisi... İşte peşin peşin ne varsa dökmek yerine ‘vâdeye yayma’ bu noktada anlam kazanıyor...
Zaten ’vâdeye yayma’ bu sistemin resmi ideolojisi hâline gelmiş durumda... Meselâ iktidar medyası, PKK’nın silah bırakma hikâyelerinin tribünlerde bir karşılığı olduğunu ve seçimlerde işe yaradığını düşündüğü içen sürekli tarih verir... O tarih gelip geçtiğinde veya herhangi bir seçim yaklaştığında önceki sözleri sarfeden başkasıymış gibi müjdeler eşliğinde yeni vâdeler açıklar; iki bayram arası, karlar eriyince, seçimden önce veya sonra vs!..
Eh krediye ve takside bağlanmış ‘vâdeli hayat sahipleri’ daha kötüye sürüklenmemek için ‘istikrar’ı tercih edeceğinden bir düzen otomatiğe bağlanmış olur...
Bülent Arınç bu ‘vâdeli düzen’in önemli bir adamı... Krala da, kralın eteğinden tutunmaya çalışana da ‘Açıklarım haaa’ diye seslenirken, şüphesiz bunu şahsı adına değil, iktidardan daha fazla pay almak isteyen yine iktidar içi odak adına yapıyor...
***
On üç yıldır elbirliğiyle özenle bastırılan kokular artık bastırılamıyor... İşin neti şu: İnsanlar biribirileri hakkında biriktirdikleri açıkları kullanma aşamasına gelmişler... Tıpkı devlet dairelerindeki ‘yangında ilk kurtarılacaklar’ listesi gibi ‘yangında ilk saldırılacaklar’ listesi var ellerinde ve bunu açık açık belli ediyorlar...
‘Vâde’nin anlamı bu... Tabii tehdit ettikleri kral, çıplak gezen o Swaziland kralı değilse!..