Yandık! Canınız yansın!..
Canımız sekiz kere daha yandı! Canımız yirmiden fazla kere daha dağlandı! Sekiz evin birer, Türk Milleti’nin sekiz şehîdi var! Yirmiden fazla evin birer, Türk Milleti’nin yirmiden fazla yaralı Mehmetçiği var! Milletimizin ve ailelerinin başları sağ olsun, gâzilere âcil şifâlar... Elbette vatan sağ olsun!...
Çalıp çırpıp topladıklarıyla para ödeyip askerden kaçan bedellilere rağmen, vicdâni retçilere, ileri demokrat açılımcılara, bölücülere rağmen inadına vatan sağ olsun!
AKP’nin yanlışları yüzünden on yıldır ha bire şehît veriyoruz ve artık Devlet kontrolünden çıkmış iller, ilçeler var!
Artık hizâya sokulmamış, hesâba çekilmemiş hiç bir Cumhuriyet kurumu yok ve artık asker vesâyetinin yerinde tarikatlerin, cemaatlerin vesâyeti var!
Sekiz şehîd haberi milletin canını yakarken aynı zamanda Başkomutan da olan Cumhurbaşkanlığı makamındaki zât, twitter’dan; “Dün İstanbul’a hareketimden önce Ankara’nın en özellikli tarihî semtlerinden Hamamönü’nü ziyaret ettim” diye gezi mesajları yazıyor!..
“Sayın Gül; Ankara Hamamönü’nde değil, Hakkari Çukurca’da sekiz şehîdimiz var! Kime ne Hamamönü ziyâretinizden afedersiniz?” diye ânında soruyoruz ama..!
Sistem gereği yönetim erki, siyâsette! Siyâsetçinin fazla oy alanı hükümet ediyor; hükümet olamayanları ise muhalefet yapıyor yani hükümeti denetliyor, sorguluyor! Sistem bu! Normal işler, çalıştırılırsa gayet güzel ama fotoğraf böyle görünmüyor!
Hükümet eden AKP’nin içinde bölücülerden daha bölücü kaç milletvekili var bilinmiyor! Ana muhalefet partisinin Genel Başkan yardımcısı, bölücü başı bebek katilinin en kadim avukatı!
Bölücü milletvekili barındırmayan tek parti MHP’nin ise Genel Başkanı, istikrâr(!)ın devâmı adına AKP’ye destek veriyor! Son beyânatlarındaki; “...tüm eksik ve yanlışlarına rağmen AKP Hükümeti’nin alacağı millî nitelikli kararların destekçisi olacağımızı da bildirmek istiyorum” sözlerini; ne millet, ne partililer, ne ülkücüler, ne de şehît âilelerinin kavraması mümkün değil!
Yapılan anketlerde; “Partinize vermeseydiniz hangi partiye oy verirdiniz” sorusuna; AKP’lilerin yüzde 70’i, CHP’lilerin yüzde 45’i tarafından “MHP’ye” diye cevap veriliyor!
AKP’li seçmenin oy veriş nedeninin yüzde 95’i R.Tayyip Erdoğan’ın karizması! CHP ve MHP’nin bu çoğunluktan oy alamayışlarının nedeni ise her iki partinin Genel Başkanları!
Bu işte bir anormallik yok mu? On yıldır AKP’nin bütün yanlış ve bölücü politikalarına rağmen seçmen, bu partilere oy vermiyor! Çâresizlik ve alternatifsizlikten; “İnadına Tayyip” sloganıyla iktidârın yıpratıcılığına rağmen AKP’nin oyları artıyor!
Aynı zamanda BOP Eş Başkanı da olan Erdoğan’ın gayrimillî politikaları yüzünden ha bire can veriyoruz, ha bire kan kaybediyoruz! Millete ve çok pahalıya mal ettiğimiz Devletimize yazık olmuyor mu?
Türk Milliyetçiliğinin tek adresi ve markası MHP’nin Genel Başkanı’nın, bu ortamda bir Kerkük seyâhati söz konusu! Bize göre zamanı değil! Şu sıralar “Kerkük’te bayram namazı programı yerine, Hakkari-Çukurca’da bir cuma namazı düşünülemez mi” diye ısrarla sormak isterim!
Köylülere gidip onları canlı kalkan eden alçak PKK’lılar, bölgede tamâmen itlaf edilinceye kadar millî düşünen siyâsetçilerin, bölge insanıyla buluşarak onlara moral vermesi daha millî ve daha akıllıca olmaz mı?
Kerkük ve bölgedeki bütün Türkmenler bizim göz bebeğimiz, canımız ama evin içinde yangın varken oraya bayram namazına gitmenin bir mantığı var mı?
Başımız sağ olsun! Vatan sağ olsun! Allah sabır ve güç versin Türk Milleti...
“Bize yol gösteren bizden olmalı” .
Selâm, sevgi, duâ...