Hükümete yakınlığıyla tanınan Sabah gazetesi yazarı Melih Altınok bugünkü yazısında Adalet Mitingi'ni yazdı.
Altınok yüzbinlerce vatandaşın adalet diyerek, "Hak, hukuk, adalet" sloganıyla katıldığı mitinge Kandil ve Pensilvanya'dan destek verildiğini öne sürdü. Yürüyüşü, mitingi ve mitinge katılanları da teröristlere destek vermekle suçladı. "Zanlılar bir araya toplanıyor diye devletin meşru müdafaa hakkından vazgeçmesi düşünülemez." ifadelerini kullandı.
İşte Altınok'un yazısı:
"25 gündür yürüyüşüne devam eden Kemal Kılıçdaroğlu dün İstanbul'a vardı. Kendisini Maltepe'de yüz binlerce kişi bekliyordu.
Mitingde açılan dev dilekçede OHAL sürecinde yapılan tutuklamalara ve gözaltılara son verilmesi, KHK'larla ihraç edilenlerin de işlerine iadesi isteniyordu.
Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşü sırasında Kandil'den, Pensilvanya'dan gelen destekler de düşünülürse alanda yalnızca CHP'li seçmenin olmadığını söyleyebiliriz.
Öyle ya sadece, OHAL sürecinde soruşturmaya, kovuşturmaya uğrayan FETÖ'cülerin ve PKK'lıların sayısı yüz binlerle ifade ediliyor
Peki, Kemal Bey'in uzun yürüyüşünün ve sonunda yaptığı kalabalık mitingin "mağduruz" diyen FETÖ ve PKK zanlılarına bir faydası olacak mı?
Eylemi destekleyen PKK'lı Murat Karayılan'ın temennisinde olduğu gibi yürüyüş "iyi sonuçlar" doğuracak mı?
Elbette bir soru daha var ve sanırım bu sorunun muhatabı da önce alanda toplanıp bu işe destek verenler.
Evet, PKK'lıların, FETÖ'cülerin hayrına olan CHP seçmeninin, Türkiye'nin hayrına mı?
Doğrudur, Kılıçdaroğlu'nun dünkü eyleminden teröristler, FETÖ'cüler ve darbeciler moral bulmuşlardır.
Ancak o kadar.
Zira henüz bir yıl önce darbeyi püskürtmüş bir devletin, zanlılar bir alanda toplanıyor diye meşru müdafaa hakkından vazgeçmesi düşünülemez.
Çünkü istendiği söylenen "adalet" bunu gerektirir.
Kılıçdaroğlu ve bu işe kalkışan genel merkez de tüm bunların farkında tabii ki.
Ancak başka şansları olmadığı için Ankara'daki parlamentodan olabildiğince uzaklaşmak için günlerdir yürüyorlar.
Yani bu eylemin kazanımı ile ilgili net olarak söyleyebileceğimiz tek şey, 7 yılda 8 seçim kaybeden Kemal Bey'in 2019' a kadar genel başkanlık koltuğunu korumasına katkı sağlayacağı...
Eminim "bu da bir başarıdır" diye düşünen pek çok okur vardır.
Haklılar da.
Öyle ya, muhalefet misyonunu bireysel çıkarlarına eşitlemeyi başaran kaç bürokrat Kemal Bey'in yaptığını yapabilir, bunca yıl o koltukta kalabilir, ardından peşine onca kalabalık takabilirdi.
Bakalım Kemal Bey, 2019 gelip çatınca rakibin karşısına çıkmayacak olmanın ezikliğini nasıl bir organizasyonla örtülemeye çalışacak.
O zaman da dün vardığı İstanbul'dan Ankara'ya kadar gerisin geri yürür mü dersiniz?
Haklısınız mevsime bağlı.
