Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik toplumun dar gelirlisini derinden etkiledi. Vatandaşın alım gücünde görülen gerileme, yeme içme alışkanlıklarında, günlük yaşama kadar her şeyi değiştirdi.
Vatandaş, yemek tercihlerini daha uygun yollu olarak tercih ederken, yeme içme dışındaki ihtiyaçlarını ise erteler oldu.
YANDAŞIN BİLE CANINA TAK ETTİ
Bu durum o kadar derinleşti ki yandaş tarafın bile canına tak etti.
Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu, hayat pahalılığının yemek alışkanlıkları ve tercihlerine son darbeyi indirdiğini söyleyerek "Sağlıklı beslenme falan sizlere ömür... Dikkatinizi çekmiştir; pilavcılar çoğalıyor bir de... İşten koşa koşa eve gelen çiftler biliyorum; üzerine çoban salatası serpilmiş pilav sipariş ediyorlar eve; akşam yemeği diye..." dedi.
"Lahmacun" başlıklı köşe yazısında "Gastronominin babası" Brillat- Savarin'in "Bana ne yediğini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" sözlerini anımsatan Babaoğlu, "Lezzet ve sağlıklı beslenme konularında dökülmeye başladık" diyerek, şu ifadelere yer verdi.
"Evlerde yapılan yemekler de öyle...
Çocuklara bakın anlayın; hepsi ev yemeklerinden hasta oluyor; acillerde kuyruk var...
Niye acaba?
Yağlar, yağ mı?
Peynirler peynir mi?
Et? Hani nerede?
Sebze seven çocuk da kalmadı ki!"
"Yemek alışkanlıkları ve tercihleri pandemiden beri kökten değişti; hayat pahalılığı da son darbeyi indirdi" diyen Babaoğlu, şöyle devam etti:
"Sağlıklı beslenme falan sizlere ömür...
Dikkatinizi çekmiştir; pilavcılar çoğalıyor bir de...
İşten koşa koşa eve gelen çiftler biliyorum; üzerine çoban salatası serpilmiş pilav sipariş ediyorlar eve; akşam yemeği diye...
Hafta sonu herkes kendine kıyak çekiyor; sosları her hafta daha mide bulandırıcı olan döner veya burger..."
Babaoğlu, yazısını "Neden anlatıyorum bunları? Yakında böcek yedirecekler bize, denince hop oturup hop kalkıyoruz... Oysa bugün yediklerimize bakın, yarını anlayın!" ifadelerine yer verdi.
Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin ne boyutlara geldiği yandaş Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu’nun yazısında da bir kez daha görüldü. Bu kriz her gün daha da büyüyerek halkı zorladı.
Temel ihtiyaca erişiminin bile neredeyse yok olduğu Türkiye’de vatandaş yaşam mücadelesi vererek hayatta kalmaya çalışıyor.