Yalvararak oy istemek neyin işareti?
Bu seçimin en büyük farklarından birisi, iktidar yanlısı gazetecilerin hiç alışılmadık biçimde ’yalvar yakar’oy istemeleri... Özellikle siyasî İslâmcı bilinen yazarların, İslâmî hassasiyeti yüksek ve daha önce AKP’ye oy vermiş kimi seçmen kitlelerinde görülen ‘ders verme ihtiyacı’na karşı panik içinde ikna çabaları izlenmeye değer...
Önce o seçmenlerle empati kurmak için kendilerinin de tespit ettikleri yanlışları sıralıyorlar, “Haklı olabilirsiniz” diyorlar, “Biliyoruz kızgınsınız” diyorlar, “Yolsuzluk iddialarından, kayırmacılıktan dertlisiniz” diyorlar ve ’ama’diyerek devam ediyorlar...
Bu dönemde elde edilen ‘kazanımlar’ı kaybetme ihtimalinden söz ederek “Bu riske ve ders verme ihtiyacına değer mi?” sorusunu soruyorlar... Bütün gayretleri bunu ’iman savaşı’ gibi sunarak, iktidarda gerçekleşen ‘ufak tefek arızalar’ı problem ettirmemek!..
Şüphesiz daha önceki seçimlerde görmediğimiz bu ‘yalvar yakar’ yöntemin gerekçesi önlerine gelen rakamlar... Tam bir panik hâli bu... Yöneticisinden memuruna hukuksuzluklara imza koymuş kim varsa, kamu kaynaklarını semirmiş ve oradan bir kısmını havuza akıtmış kim varsa, yargılanma korkusunun paniği içinde...
Haksız da sayılmazlar... Bugün, yarın veya öbür gün, iktidar değişikliği durumunda, yeni gelecek iktidar kim olursa olsun, bugün yaşananların hesabını soracak hukukî mekanizmayı harekete geçirmezse, bir şekilde uzlaşmayı tercih ederse, aynı selefiyle akıbete sürüklenecektir ve dolayısıyla başka türlü davranma seçeneğine sahip değildir...
İlk defa savunma pozisyonundalar ve ilk defa bu denli yalvara yalvara oy istiyorlar... “İktidardan kesin gidecekler” gibi iddialı bir cümle doğru olmasa da, gidecekleri korkusunun nasıl bir endişeye yol açtığını teşhise yarayacak çok önemli işaretler bunlar...
* * *
Yaşadığımız şehir Ankara’yla ilgili gözlemlerimizi de aktaralım... İktidar partisi tüm Türkiye’de olduğu gibi burada da oy kaybedecek gibi görünüyor... Hemen herkesin beklentisi CHP’nin ülke genelinde oyunu yükselteceği yönünde... Aynı paralelde Ankara’da bir yükseliş olur mu, kestirmek çok zor... Çünkü diğer büyükşehirlere göre Ankara’da zayıf olan HDP’nin anketlere de yansıyan biçimde oylarında artış var... Düşük oranda da AKP’den, nispeten daha yüksek oranda CHP’den kayma var... Milletvekili çıkarmaya yetmese de özellikle Birinci Bölge’de HDP’nin oylarının en az iki misli artma ihtimali gözleniyor...
Sadece MHP açısından değil, tüm partiler açısından Ankara seçimlerinin yıldızı Erkan Haberal... Ankara Birinci Bölge’de 4. sıra adayı... MHP adına topyekûn yürütülmesi gereken bir kampanyayı tek başına üstlenmiş desek abartmış olmayız, tam tersine bunu söylemezsek haksızlık etmiş oluruz... Birinci Bölge’de başınızı kaldırdığınızda onun çalışmalarını görüyorsunuz...
Seçilme ihtimali tam anlamıyla sınırda duruyor... İlk üç sırayı dolduran adaylar kendilerini ‘garanti’ gördüklerinden midir bilmiyoruz, alınmasınlar, sahada daha fazla olmalıydılar... Anlaşılan o ki Erkan Haberal, seçilse de seçilmese de bu seçimlerin kazananı... Yine de son haftada sağlanabilecek bir veya bir buçuk oranlık artış onu da Meclis’e taşıyacak... Durum o kadar kritik...
Erkan Haberal, birinci sıradan, yani garanti yerden de aday olsaydı, nasıl olsa seçildim diye kampanyayı rölantide götürmeyecek, partisinin bir fazla milletvekili çıkarması için yine taşın altına girecekti muhtemelen... Bu hassasiyeti diğer adayların da kuşanarak, son haftayı sahada gerekirse bire bir markajla, iletişimin en etkilisi olan ‘yüz yüze’ yöntemle geçirmeleri artık bir mecburiyet...
Aksi hâlde Ankara’dan iki bölgeden üçer milletvekili çıkma ihtimali baskın görünüyor... Bu durumda AKP’de bir değişiklik olmasa da, ya CHP bir fazla milletvekili çıkarıyor, ya da -daha küçük ihtimalle- HDP adayı seçilmiş oluyor...