Yalova’dan çıkan cumhurbaşkanlığı mesajı
Yaklaşmakta olan cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili tahminde bulunanlar, 2010 referandumunu göz önüne almadıkça yanılma paylarını yükseltiyorlar... Yalova seçimlerine bakarak, AKP’nin ve onun göstereceği adayın yenileceğini düşünmek son derece riskli bir durum...
Yalova’yı doğru okumak lâzım... Özellikle de MHP seçmeninin ikinci turdaki davranış şeklini... Elbette Türkiye’nin bu küçük ili, ülke seçmeninin tamamıyla ilgili kesin bilgi vermez... Fakat örnekleme yüzde yüz doğru olmasa bile yaklaşık altmış beş bin kişilik ‘denek’, gelecekle ilgili fikir edinmemize yardımcı olabilir...
Öncelikle 30 Mart’ta kaybeden MHP’nin ikinci turdaki yani 1 Haziran’daki oylarının büyük oranda CHP adayına yönelmesi bekleniyordu... Çıkan sonuca bakıldığında tam da öyle olmadığı görüldü... Oyları yüzde 1.4’e düşen MHP’nin oylarının iki partinin adayı arasında -elbette CHP ağırlıklı olmakla birlikte- dağıldığı anlaşıldı... Böylece Ankara ve kısmen de İstanbul seçimlerine bakarak, MHP seçmeninin iddiasının kalmadığı yerde CHP adayına blok oy vereceği şeklindeki peşin hükmün çok da doğru olmadığı ortaya çıktı...
Bu konuyla ilgili sık sık 2010 referandumuna atıfta bulunmamızın sebebi de buydu aslında... Çünkü o referandumda MHP seçmeninin blok davranmadığını, Doğu’dan göç almış bölgeler ve o bölgelere paralel uzanan ve etkileşimi yüksek iç bölgeler dışında milliyetçi seçmenin ‘evet’e yöneldiğini gözlemleyebildik... Milliyetçiliğin bir siyasî alan olarak serpildiği geleneksel coğrafyada CHP’yle aynı çizgiyi savunmanın nasıl dirence yol açtığını ve bu direncin sandıkta ete kemiğe büründüğünü test edebildik... Siyasette ‘Selçuklu coğrafyası’ diye anılagelen kesimdeki ‘evet’ patlaması bunun örneğiydi... Geçelim diğer illeri, sadece Kırıkkale’den çıkan yüzde 80 bile ‘akledenler’ için aslında ne çok şey anlatıyordu...
Elbette bugün 2010’da değiliz ve çok şeyler değişti... Özellikle ‘açılım süreci’ kalıpları sarstı... Bu sarsıntı her ne kadar beklenen oranda kendisini ‘oy’olarak göstermese bile, ‘tereddütlü seçmen’ kitlelerini artırdı... Muhalefetin yeterince cezbedici, güvenilir ve tatmin edici bulunmaması gibi faktörler dolayısıyla memnuniyetsizliğine rağmen önemli bir seçmen kesimi, üç seçimdir AKP’yi desteklemekten alıkonamadı... Muhalefet bunu hak etmiştir veya etmemiştir, tartışma bu değil, ama algı maalesef böyle...
Yalova var olan ve muhalefet edenlerin büyük bir kısmının anlamakta zorlandığı sosyal gerçeği bir kere daha gösterdi; iddiasını kaybetmesi durumunda MHP seçmeninin oylarının AKP aleyhine firesiz ‘çantada keklik’ olmadığını ispatladı... Siyasetçi bunu kabullenmek istemeyebilir, ‘Ben ne dersem o olur’ diye tutturabilir ama her defasında bunun bedelini seçim akşamı duvara çarparak öder... Siz bakmayın AKP’lilerin “Yalova’da MHP vagon oldu, seçmenleri tamamen
CHP’yi destekledi” şeklindeki savunmalarına... Çünkü aynı ağızlar Ağrı’daki MHP seçmeninin de BDP’yi desteklediğini öne sürecek kadar objektifler!..
‘Çatı aday’ arayışındakiler kestirmeden şunu görmek durumundalar: CHP seçmeni her durumda blok davranabilirken, MHP seçmeni ‘adamına göre’ muamele ediyor ve ‘seçici’ davranıyor... Bilinenin aksine ‘emir-komuta’ kalıbının dışına en rahat çıkabilen seçmen kitlesini milliyetçiler oluşturuyor... Adayını beğenmezse kendi partisine oy vermeme oranı bile belki de en çok MHP’de görülüyor...
Nasıl, Yalova’da ‘İlla da AKP kazanmasın’ diye CHP’ye yüzde 100’lük bir yönelme olmadıysa, “Biz çatı aday olarak kimi belirlersek belirleyelim MHP seçmeni blok olarak oy verir” düşüncesi baştan aşağı yanlıştır ve AKP’nin birinci turda işi bitirmesine yol açabilir... Öncelikle milliyetçi seçmen kendi içinde karşılaştırıldığında ülkenin batısıyla Ankara ve doğusu arasında ‘tercih birliği’ sağlanamayabilir... Tepki ‘karşı’ya oy verme şeklinde de, sandığa gitmeme şeklinde de kendisini gösterebilir... Milliyetçi seçmen grubunun tamamında değil, üçte birinde bile tereddüt oluşsa, bu durum Tayyip Erdoğan’ın zaferinin tescillenmesi anlamına gelecektir...
Riskin en aza indirilmesi ‘çatı aday’ın öncelikle MHP seçmeninin tamamınca kucaklanacak bir aday olmasıyla mümkündür... Bu nitelikte bir adayın ikinci tura kalmasıyla, ideolojik vasfı ağır basan CHP adayının ikinci tura kalması arasında çok ciddi bir fark olacaktır... Birinci ihtimalde muhalefetin tamamının kuşatılması mümkünken, ikinci ihtimal, ‘küçük bir ihtimal’ olarak kalacaktır... Bu fark önceden hissedilmezse yeni bir balkon konuşması geliyor demektir...