Olay, Ocak 2015’te Karşıyaka Adliyesi’nde meydana geldi. Bir duruşma çıkışında avukat D.B. adliye koridorunda karşı tarafın müvekkillerine, “Avukatınız yalan söylüyor. Verdiğiniz dilekçe, yalanlarla dolu” diyerek bağırdı. Avukat K.T. de “Siz, bana yalancı diyemezsiniz” diyerek cevap verince D.B. “Yalancısın, sen” dedi.
Olayın ardından K.T. meslektaşı hakkında suç duyurusunda bulundu. Karşıyaka 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mahkeme, ‘yalancı’ kelimesinin hakaret olduğunu belirterek D.B.’ye kamu görevlisine yüze karşı hakaret suçundan 10 ay hapis cezası verip, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Ceza davasını kazanan K.T. ardından Karşıyaka Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bu kez 25 bin liralık tazminat davası açtı.
TAZMİNAT KARARINA İTİRAZ ETTİ
Mahkeme, ‘yalancı’ kelimesinin kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide eden bir eylem olduğunu, kişilik haklarına saldırı teşkil edeceğinden K.T.’nin 5 bin lira tazminat hakkı kazandığına kanaat getirdi. Avukat D.B. ise bu karara itiraz edip, dosyayı İstinaf Mahkemesi’ne taşıdı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4’üncü Hukuk Dairesi, tarafların konumu, olayın gerçekleşme yeri, olayın gelişim seyriyle birlikte değerlendirildiğinde ‘yalancı’ kelimesinin ağır eleştiri, nezaket dışı, kaba söz kapsamında kaldığını, kişilik haklarına zarar verecek boyuta ulaşmadığını kanaatine vararak yerel mahkemenin hükmünün kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar verdi.
‘YA HERKES İÇİN HAKARET OLUR YA DA OLMAZ’
K.T.’nin avukatı Çağatay Korhan Tokgöz, kararlar arasında çelişki olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Tarafların her ikisi de avukattır ve müvekkillerinin yanında söylenmiştir. İstinaf Mahkemesi’nin kararını doğru bulmuyoruz. Bu karar, vatandaşlar arasında hukuk güvenliği algısını zedeler. Kararı veren hakime ‘yalancı’ derseniz suç işlemiş olursunuz. Ancak avukata söyleyince neden suç olmuyor? Bunun bir standardı olması gerekiyor. Bir söz ya herkes için hakaret olur ya da olmaz. Hem ceza hem de tazminat davalarında yerel mahkemeler bu sözün hakaret olduğuna hükmederken, İstinaf Mahkemesi ‘ağır eleştiri’ dedi. Mahkeme kararları arasında çelişki var. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıp, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğiz. Kararlarda istikrar olması lazım. Kararın değişmesi için elimizden geçen tüm hukuki yollara başvuracağız.”