Yalan rüzgârı hız kesmiyor
“O paraları polisler koymuştu” diyenler içinden bir tek namuslu insan çıkmadı özür dileyen... Söz konusu paralar valiz valiz taşınırken o polislere iftira attığı için pişmanlık duyan, paralar faiziyle beraber iade edilirken müfteriliğinden yüzü kızaran bir tek şahsiyetli siyasetçi, yazar veya gazeteci çıkmadı numûnelik...
İftiralar bunların yakasında ‘nişan’ gibi asılı dururken, o polisler ‘darbecilik’ten cezaevine düştü, görevlerini yaptıkları için meslekten atıldı... Haram paraları haram sahiplerinden daha şiddetle savunan siyaset ve kalem erbabı kaldığı yerden devam ediyor... Çünkü onlar bu devranın parçası ve düzen tökezlediğinde hayat alanları kalmayacak olanlar...
***
“Gönder oradan iki trilyon” diyen yöneticisiyle mâruf’küçük havuz’medyası haber yapıyor “Paralar Makedonya’daki üniversiteye ulaştı” diye!..’Operasyon haberi’ne göre Genel Müdür’ün evinde ayakkabı kutuları içinde ele geçirilen paralar Üsküp’teki üniversiteyle ilgilenen vakfa ulaşmış, böylece inşaat da hızlanmış!.. Haber, inşaat fotoğraflarıyla da güzelce süslenmiş...
Zaten bu üniversiteyi Balkanlar’da kendisine rakip olarak gören paralel yapı, bu paraların bağış olduğunu bildiği halde, sırf rakibi ekarte etmek için ‘rüşvet algısı’ oluşturmuş!.. Suçlananlar tamamen masum olduğu için mahkeme paraların iadesine hükmetmiş!..
Zarrab başta olmak üzere diğer paraların adlî emanetten geri alınma sürecini gördük de, ayakkabı kutularındaki paranın Genel Müdür’e nasıl iade edildiğini ve onun da parayı Üsküp’teki vakfa hangi yolla ulaştırdığını henüz görmedik... Yatak odalarındaki paranın polis tarafından koyulduğunu pişkince söyleyenlerin bu konuda ayrıntı vermelerini bekliyoruz... Tabii o ilk sıcaklıkta uydurulan imam-hatip lisesi yardımını da!..
‘Küçük havuzcular’paranın vakfa iade edildiğine ve inşaatın bu sayede devam ettiğine dair fotoğraflar yayınlayadursunlar, gerçek öyle mi? Hayır!.. Paralar hâlâ devlette...
Nasıl işlediği çok iyi bilinen süreçte yargı ‘takipsizlik kararı’vermişti... Bu durumda, farz edelim ki bu paralar yardım parası, Genel Müdür hakkında ‘Yardım toplama kanununa muhalefet etmek’ten işlem yapılması gerekiyor... Çünkü ortada hiçbir resmi kayıt yok, ‘Ne verirsen elinle, o gelir seninle’metoduyla para ayakkabı kutularına intikal etmiş!.. Eğer Genel Müdür aksini ispatlarsa para ona iade edilecek... Hem de faiziyle birlikte...
***
Neyse ki işin içinde bol miktarda ‘mâneviyat’ olduğu için Üsküp’teki inşaat henüz ulaşmamış paralarla bile yükselebiliyor!.. Fotoğraflar yalan söylemiyor ya!..
Tuhaf bir sistemimiz var... Ellerindeki büyük miktardaki parayı elalemin yatak odalarında ‘yolsuzluk algısı’için kullanırken heba eden polisler bir yanda!.. Bu paralar herhalde ‘tazminat’olarak kendilerine faizli faizli aktarılan ve şimdi onları afiyetle yemekle meşgul olan ‘masumlar’bir yanda!..
Tezgâh kurup, “darbe yapacağız” hesabı tutmadığı için öz paralarını kaptıran polisler cezaevinde!.. O tezgâhtaki paraları farkıyla cebe indirenler eski düzeninde!.. Namus ve özür kavramlarını ‘yeni Türkiye’nin yağcılık, yalancılık ve siyasî ikbal zulalarına gömmüş olanlar ise hâlâ ekranlarda, gazetelerde!..
‘Algıcı’ ise hız kesmiyor... Olan gerçeklerle utanmak yerine, olmayan paralarla inşaat yükseltiyor... Biraz da mecburlar galiba buna... Çünkü o klâsik gemi hikâyesi tam da bunlara göre... Battıklarında hep birlikte batacaklar, siyasetçisiyle, medyacısıyla, iş adamıyla...
Bu yüzden dayanışmak mecburiyetindeler!.. Komik kaçmış, haysiyet kaybolmuş önemli değil!.. Önemli olan, irili ufaklı herkesin hissesi bulunan bu anonim şirketin selâmeti!..