Yalan haberin kitabı yazıldı! Uydurma uzmanlar, sahte kaynaklar, binlerce yaşama, milyonlarca lira hasara yol açtı

Yalan haberin kitabı yazıldı! Uydurma uzmanlar, sahte kaynaklar, binlerce yaşama, milyonlarca lira hasara yol açtı

Gazeteci-Yazar Dr. Tolga Şahin’in “Afetistan’da Doğrunun Peşinde. Medya Riski Nasıl Yeniden Yaratır?” adlı yeni kitabı raflardaki yerini aldı.

Kitabını, afetlerde acılar çeken, hayatını kaybedenlere ithaf eden Şahin, “Afetlerin etkilerinden çok, gözünü para hırsı bürümüşler yüzünden hayatını kaybeden, acılar yaşayan insanlara ithafen! İnsan hayatının en üstün değer sayılacağı günlere…” ifadelerini kullanıyor.

“KİMSE BU TEHLİKENİN FARKINDA DEĞİLDİ”

Yazar kitabında, içinde yaşadığımız toplumu risk toplumu olarak tanımlarken, günümüzde etrafımızın riskler ve tehlikelerle çepeçevre sarıldığını, soyut ve somut bu risklerin ise çoğu zaman farkında bile olmadığımızı belirtiyor. Şahin, buna örnek olarak ise, buzdolaplarında bulunan kloroflorokarbon maddesini veriyor. Şahin, “Beck, ‘Ne bilmediğimizi bilmiyoruz’ derken kloroflorokarbon örneğini vermekte. Ozon tabakasının delinmesine, ultraviyole ışınlarının artmasına neden olan bu maddenin kanser vakalarının artmasından sorumlu. Ancak buzdolapları çıktığında kimse bu tehlikenin farkında değildi” diyor.

“MEDYA PANİK VE KORKUDAN YARARLANIYOR”

Şahin sözlerine, “Çevremizin böylesine somut, farkında olmadığımız risklerle ve tehlikelerle çevrilmişken en önemli görevlerden biri de medyaya düşüyor. Risklerin ve tehlikelerin afetlere dönüşme potansiyelinin en yüksek olduğu ülkelerden olan Türkiye’de afet haberlerine baktığımızda ise, afetzedelerin korkularından, panik hallerinden yararlanarak reyting odaklı habercilik yapıldığını görmekteyiz. Medyada reaktif bir bakış açısı hakim bunu acilen proaktif hale getirmeliyiz” şeklinde devam etti.

MEDYA YAYINLARIYLA RİSKİ PERÇİNLİYOR

Medyanın afetlerdeki haberciliğine de değinen Şahin, şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle Covid salgını sürecinde medyanın sorumsuz yayınlarına tanık olduk. Uzman unvanıyla haber aktörü yapılan kaynakların konuyla alakaları olmadığını gördük. Örneğin, covidin bulaşma yollarının neler olduğunun açıklatıldığı haberlerde “uzman” ifadesi kullanılmış sadece ancak uzmanlık alanları araştırıldığında, “uzmanların; pediatri, estetik cerrahi, akupunktur” gibi uzmanlıklara sahip olduğunu gördük. Hatta aralarında bir veteriner bile vardı. Veteriner hekime “internet kafelerden korona nasıl bulaşır?” sorusu açıklatılmıştı.

D vitaminini öven haberler sonucunda pandeminin üzerinden geçen 2 yılın ardından D vitamini zehirlenme vakalarında artış yaşanmıştır. Diğer taraftan Kahramanmaraş depreminde Habertürk muhabirinin politik tavrına hepimiz şahit olduk. Yine Hatay’da deprem sonrası arama kurtarma çalışmaları devam ederken “Yarseli Barajı patladı” yalanı sonrası şehirden kaçışmalar başlamış, arama kurtarma çalışmalarına ara verilmiş, yaşanan 3,5 saatlik zaman kaybı, kurtarılabilecek pek çok insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur”.

“AFETLERE HAZIRLIKLI BİR TOPLUMA KATKI”

Şahin son olarak, “Afet iletişim ve yönetişim sürecinin önemli aktörlerinin başında gelen medya, afet anlarında ve sonrasındaki süreçte normalde olduğundan daha fazla topluma güvenilir bilgiyi sunmakla mükelleftir. Ancak bunun yerine medya, okurun korku ve merak duygularına hitap eden haber manşetleriyle okur ilgisini çekmeye çalışmaktadır. İşte bu kitapla, medyadaki yanlışlıkların önüne geçilmesi için afet haberciliğinin nasıl yapılması gerektiğine haber örnekleri üzerinden cevap aranmış, afetlerin azaltılmasında en önemli etken olan afetlere hazırlıklı bir toplumun yaratılmasına katkı sunmak amaç edinilmiştir” ifadelerini kullandı.