Tanzimat, Batılılaşma, Muasırlaşma, Çağdaşlaşma ve Modernleşme... Uğrunda kavgalar verilip kanlar dökülen, ihtilaller yapılıp saltanatlar yıkılan, ama gene de bitip-tükenmez bir mücadele... İstibdattan Meşrutiyete, Meşrutiyetten Cumhuriyete devam eden bu kavganın tarafları, kişileri ve fikirleri... Meşrutiyet öncesinde İttihat-Terakki’nin gizli üyesi olarak bütün olayların içinde yaşayan, Rumeli’de kaymakamlıklar yapıp 1918 yılında İstanbul Vali ve Belediye Başkanlığına kadar yükselen Süleyman Kani Bey, “Yıldız ve Jön Türkler İttihat - Terakki Cemiyeti ve Gizli Tarihi” eseriyle hayatına karışmış siyasi olaylara tanıklık ediyor. Osman Selim Kocahanoğlu, yayına hazırladığı kitap hakkındaki açıklamalarıyla okura yol gösterirken şu değerlendirmeyi yapıyor: Bizce Kitabın asıl dikkate değer yanı, yazarının Meşrutiyet öncesindeki ihtilâlci eylemlerin içinde bulunmuş gizli bir İttihatçı olmasıdır. Kani Bey, İmparatorluğun en sancılı döneminde Makedonya’nın Manastır (Merkez), Menlik, Ustrumca, Rupçoz, Vodine ve Ohri gibi kazalarında kaymakamlık yapmıştır. Hem İttihad-Terakki’nin gizli üyesi, hem de Abdülhamid yönetiminin kaymakamı... İttihad-Terakki Cemiyeti 1908 öncesinde gizli faaliyetlerini Selanik ve çevresinde yoğunlaştırır, genç subaylar ve mülkiye memurları arasındaki taraftarlarını hızla artırmaya başlarken Süleyman Kâni’de bunlardan biri olur. Kısaca belirtilirse yazar, Abdülhamid’i Meşrutiyeti ilâna zorlayan bütün komiteci eylemlerin, Meşrutiyet sonrası ortaya çıkan anâsır ihtilâfları ve siyasî kaosun, Hareket ordusunun İstanbul’a yürüyüşünde hazırlanan Ohri Millî Taburu’nun ve diğer bir sürü olayın içinde yaşamıştır. Kitabın önemi, Meşrutiyet’in ilanının hemen öncesi ve sonrasındaki olaylara yeni bakış açısı getirmesi ve İttihad-Terakki’nin teşkilât yapısı ile gizli eylemleri hakkında oldukça detaylı bilgi ve belge sunmuş olmasıdır. Süleyman Kani Bey’in olaylara bakışı elbetteki İttihad- Terakki’nin bilinen zihniyetini yansıtmaktadır. Fakat zaman zaman iğneyi İttihadcı zihniyete de batırarak, olayları sebep ve neticeleri itibarıyla isabetle değerlendiren tahliller de yapıldığı görülecektir. Fakat okuyucu, ister yazarın genel çizgisinden, ister kitabın satır aralarından günümüze ibret ve ders olabilecek daha değişik hüküm ve yorumlara da ulaşabilecektir.
Temel Yayınları
Tel:(0212) 516 23 52
***
Devleti yönetenlere nasihatler
Bu eserde, devlet yöneticilerine tavsiyeler yer alır. Ancak bu tavsiyeler okuyucuya kuru bir şekilde sunulmamıştır. Kitap boyunca; âyet-i kerimeler, hadis-i şerifler, peygamber kıssaları, hikmetli sözler, tarihten ibretlik hikâyeler önemli yer tutar. Böylece kitabın etkileyiciliği, yararlılığı ve sürükleyiciliği artar. Nitekim eseri ile ilgili olarak Nizâmü’l- Mülk şu değerlendirmeyi yapar: Hiçbir hükümdar ve yönetici bu kitabı eline almamazlık edemez. Böyle bir kitaptan vazgeçilemez. Bilhassa içinde bulunduğumuz zamanda onu okumaktan başka çare yoktur. İnsanlar bu kitabı ne kadar çok okurlarsa din ve dünya işlerinde uyanıklıkları o kadar artar. Dost ve düşmanlarının işlerini daha iyi takdir ederler.
İşler daha aydınlık olur. Onlara, doğru tedbirler alma yolu açılır. Devletin, sarayın
ve divanın prensip ve düzeni, vergi işleri, halk ve ordunun durumu düzelir ve aydınlanır. Bütün ülkede uzak-yakın, azçokhiçbir şey gizli kalmaz. Gerçekten, Nizâmü’l- Mülk’ün özellikle yönetici kesimin okumasını tavsiye ettiğibu eserini, Selçuklu Sultanı
I. Alâeddin Keykubad’ın da elinden düşürmediğini bilinmektedir.
Avrupa Yakası Yayınları
Tel: (0212) 526 39 75
***
Türklerin diyarında
XvI. ASIRDA Osmanlı bürokrasisinde defterdârlık görevi yapmış olan Seyfi Çelebi;Türkistan, Çin, Hint ve İran hâkimleri hakkında türüne az rastlanan bir tarihî-coğrafya yazmış; ama günümüze dek eserine neredeyse hiç kimse alâka göstermemişti. Tarihçi Zeki Velidî Togan, Seyfi Çelebi’nin eserine dikkat çekip ehemmiyetini vurgulamıştı. Selenge Yayınları, Togan’ın notlandırarak neşretmeyi tasarladığı ancak ömrünün yetmediği eseri, “Türkistan ve Uzak Doğu Seyahatnamesi”
adıyla okura sundu.
Selenge Yayınları Tel: (0212) 514 45 73
***
Anlaşılır dil ile Mevlana
Tasavvuf klâsikleri arasında çok önemli yer tutan Mevlâna’nın “Fîhi Mâ Fîh” adlı eseri, günümüz insanına seslenecek şekilde yeniden tercüme edildi. Gerçek anlamda bir şaheser olan “Fîhi Mâ Fîh”, Mevlâna’nın konuşma ve sohbetlerinden, ayrıca kendisine sorulan sorulara verdiği cevaplardan oluşuyor. Bu eser, gerek Doğu’da, gerekse Mevlâna
sevgisinin giderek arttığı Batı’da gerçek bir maneviyat ve irfan hazinesi olarak kabul
ediliyor. Cemal Aydın tarafından dilimize aktarılan “Fîhi Mâ Fîh”, çeviri dili ve dipnotlarıyla çok açık, net ve anlaşılır bir nitelik taşıyor. Aşırı pozitivizmin insanları manevî teselliden mahrum bıraktığı Batı’da pek çok düşünür Mevlâna’ya yöneliyor ve ondan aldığı ilhamla eserler ortaya koyuyor. Bizzat yazarının da itiraf ettiği gibi “Simyacı” romanı tamamen Mesnevî’de anlatılan bir hikâyeye dayanılarak kurgulandı ve bütün dünyada milyonlarca sattı. Bazı Batılı psikologlar da Mevlâna’nı eserlerinden yararlandıklarını gizlemiyorlar.Mevlâna adı Batı’yı da aşıyor, tanıyanları günden güne artıyor ve Hz. Mevlâna eserleriyle bütün insanlığı kucaklıyor. Cemal Aydın eseri takdim yazısında, Fîhi Mâ Fîh’in bu yeni çevirisini özellikle Havva Hanım’ın (Eva de Vitray- Meyerovitch) Fransızca çevirisinden büyük ölçüde yararlanarak gerçekleştirdiğini belirtiyor. Hz. Mevlâna’ya hayranlığından dolayı Farsça öğrenen ve Hz. Pîr’in bütün eserlerini Fransızcaya aktaran
Havva Hanım (Eva de Vitray-Meyerovitch) ülkemizde büyük ilgi gören “İslâm’ın Güleryüzü” kitabıyla tanınıyor ve kabri Konya’da bulunuyor. Mevlâna’nın bu eseri, Mesnevî’si veya Dîvân-ı Kebîr’i gibi kendisinin söyleyip yazdırdığı bir eser değil, herhangi bir yerdeki konuşması sırasında dinleyiciler tarafından tutulan notlardan oluşan bir kitap. Sohbeti esnasında orada bulunan birinin bir davranışı, bir sözü, birinin gelmesi veya birinin meclisten çıkması sırasında söylediği sözler dahi kayda geçirildiği için eseri okurken sanki Hz. Mevlâna sizin karşınızdaymış gibi bir duyguya kapılıyorsunuz. Eski çevirilerde görülmeyen bölüm ve ara başlıklarının konulması eserin
okunmasını çok zevkli hâle getiriyor.
Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları Tel: (0212) 526 16 15
**
Mini öyküler seçkisi
Gürsel Dönmez, 2011 yılından itibaren sosyal medyada paylaştığı öykülerinden yaptığı
bir seçkiyi, “Kor Ateşte Demlenmiş 1001 Mini Öykü” adıyla kitaplaştırdı. Mini Öykü tarzının Türk Edebiyatı için yeni bir renk olduğuna işaret eden Dönmez
çalışmasını şöyle takdim ediyor: Bu kitaptaki her bir öykü yeni ve kadim bir şey söylemektedir zaten. Bâzen ise işâret etmekte veya susmakta ve en nihayetinde
şunu söylemektedir: “Binbir öykü yazdın ama yazdığın ve yazmadığın her şey esâsen sâdece tek bir öykü idi” dedi hâfız.
Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50