Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR
İsrafil K.KUMBASAR

'Yağmur' yerine 'AKP'den kurtulma' duasına çıkmalı

Seçimlerin hemen ertesi günü, Türkiye’nin İstanbul ve Ankara gibi iki önemli büyük kentinin ‘susuzluk tehlikesi’ ile karşı karşıya olduğu bir anda gündeme bomba gibi düştü.

Peki, bu tehlike birdenbire mi ortaya çıktı?

Hayır, bu tehlike ‘deprem’ gibi ansızın ortaya çıkmadı, yıllarca biriken bir ‘vurdumduymazlık’ sürecinin neticesi olarak ‘göstere göstere’ geldi.

Ama ‘seçim öncesinde’ konu ile ilgili malum medyada tek bir satır haber yayınlanmadı.

Gerçekler sistemli bir biçimde ‘sümenaltı’ edildi, meseleyi ısrarla gündeme getirmek için çırpınan namuslu bazı yazarlara ‘sansür’ uygulandı.

Ne zamanki, seçimler sona erdi, AKP ezici bir çoğunluğun oyunu alarak yeniden iktidara geldi, işte o zaman, ‘boru’ patladı, ‘perde’ açıldı ve ‘gerçek’ bir anda günışığına çıktı.

Neden?

Çünkü, İstanbul ve Ankara yaklaşık 15 yıldan beri AKP zihniyetinin kontrolünde.

Medya, eğer ‘toplumu bilgilendirme’ görevini hakkıyla ifa etmiş olsaydı, AKP iktidarı bu kadar oyu rüyasında dahi göremeyecekti.

* * *

İktidar sahipleri, her zamanki gibi meseleyi ‘Allah’a’ havale edip sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor.

‘Küresel ısınmanın’ payı tabii ki inkar edilemez.

Ama, gelinen noktanın asıl sorumlusu, bugüne kadar ‘köklü çözüm’ üretmek yerine ‘göz boyama’ taktikleri ile günü kurtarmaya çalışan AKP iktidarı ve onun ‘yerel izdüşümü’ olan belediyelerdir.

‘Kazan kazan’ anlayışı ile ‘orman arazilerini’, ‘su havzalarını’ yerleşime açarak, dağları, tepeleri, göl, nehir, baraj kenarlarını çoğusu kaçak ‘ultra-lüks villalar’ ve ‘çok katlı gecekondular’ ile donatarak, ‘yapay göller’ ve ‘serpiştirilmiş havuzlar’ oluşturarak, tabiatın dengesini altüst ettiler.

‘Hısım’, ‘akraba’, ‘yandaş’ ve ‘yol arkadaşlarından’ müteşekkil rantiye kesimine ‘kaynak aktarmak’ için kent merkezlerine ‘laleler’ dikerken, o laleleri ‘nasıl sulayacaklarını’ akıllarına dahi getirmediler.

Bilim adamlarının yaptığı uyarıları dikkate alıp, lüzumsuz ‘tanıtım’, ‘reklam’, ‘ilan’, ‘afiş’, ‘süreli yayın’ ve ‘sosyal tesis’ işlerine harcadıkları paranan onda birini ‘su meselesi’ için yatırmış olsalardı, belki de bugün hiçbir sıkıntı yaşanmayacaktı.

* * *

Şimdiye kadar yapılan uyarıları hep kulak ardı eden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, tehlike çanları çalmaya başlayınca, bilim cahili (!) Einstein’ın bile aklına gelmeyecek müthiş bir çözüm önerisi ile ortaya çıktı.

Dedi ki:

- “Belediye personelini iki aylık izne göndermeyi planlıyorum. Bir 50 bin, 60 bin kişi Ankara’dan gitse fena mı olur. Bu iki üç ay içinde vatandaşlarımız diğer şehirlere giderek anne ve babalarını ziyaret etseler iyi olur. Böylece Ankara boşalır, su tasarrufu sağlanır.”

Tayyip Erdoğan ise aynen şu ifadeyi kullandı:

- “Bizim evde su sıkıntısı yok. Evde depomuz var zaten. Zannedersem bu işi biraz abartıyorlar.”

Onların tuzu kuru tabii.

Yedi sülalelerine yetecek ‘dünyalıkları’ istifleyip kayıkları ‘gemicik’ haline getirdikten sonra, ‘saray yavrusunu’ andıran konaklarında kendilerine ‘aylarca’ yetecek su depolarını da inşa ettiler nasıl olsa.

Memlekette, bütün insanlar susuzluktan kırılsalar da, onlar ‘bir yolunu bulup’ depolarını doldururlar.

Olan yine kendilerine oy veren garibanlara olur.

* * *

Herkesin bir hesabı var.

Ama Allah’ın da bir hesabı var.

Hilmi Güler, Mehdi Eker ve Osman Pepe isimli bakanlar, aylar önce mesele gündeme geldiğinde “2007’de kuraklık olmayacak” diyerek herkesi kandırmayı başarmışlardı.

Memleketin başına musallat olan bu musibet, hem ‘inanç hortumculuğu’ yaparken ‘Allah’ı da kandıracağını’ zanneden AKP iktidarına, hem ona destek veren yalaka taifesine, hem de onu yeniden seçip işbaşına getirenlere karşı ilahi bir ihtar değil de nedir?

Öyle görünüyor ki, ‘ürünü’ tarlada kavrulan çiftçi, ‘bir yerine’ üç katına meyve ve sebze satın almak zorunda kalan dargelirli, ‘rafları’ boşalan esnaf, ‘cebindeki delik’ büyüyen işçi ve memur, yarın toplu olarak sokaklara döküldüğünde, “Dindar...” söylemi ile başlayan mağdur edebiyatları da kurtaramayacak, 60’ncı BOP hükümetini.

Bugün ‘yağmur’ duasına çıkanlar, yarın musibetin gerçek sebebini anladıklarında bu kez ‘AKP’den kurtulmak’ için Allah’a yakarmaya başlayacaklar.

Ama, dileriz geç kalmış olmazlar.

Yazarın Diğer Yazıları