Ya Türk'ün kırılan gururu?
THY'nin İstanbul'dan kalkan uçağı Türkiye saati ile 01.30'da Rusya Kazan'a iner.
Uçakta parmak sayısı kadar az insan var. Bir iki Rus ve birkaç Türk.
Uçak krizi öncesi İstanbul-Kazan THY'nin en yoğun çalışan hattı. Haftanın her günü yapılan seferde doluluk oranı yüzde 100'e yakın iken şimdi haftada 3'e kadar düşürülmesine rağmen yüzde 20'yi geçmiyor.
THY, bomboş uçaklarla Rusya hattına sadece uçmak için uçuyor adeta.
Uçak körüğe değil de alanın en uç noktasına alınır. 20-30 polis uçağın yanı başında bekler.
Yolcular bir otobüse biner ve havaalanına alınır.
Pasaport işlemleri kalabalık olmadığı için hemen biter ama uçakta bulunan biri çocuk 4 Türk işlemleri yapılmasına rağmen içeri alınmaz ve bekletilir. Üstelik Rus pasaportlu annenin 12 yaşındaki çocuğu da Türk pasaportu taşıdığı için bekletilir. Anneye, çocuğu Rusça bilmediği için yardımcı olmasına bile izin verilmez.
Türkler tek tek bir odaya alınır.
Bu odada ellerinde yasal vize olmasına rağmen sorular sorulur. Yarı İngilizce yarı Rusça.
Ne polis bir şey anlar ne de Türk yolcu ama bir şeyler yazar durur. Yani iş olsun. Bıktırma ve yıldırma.
Sonra 30 yıl öncesinin Uzay Yolu filmindekine benzeyen bir cihaza parmak izi kaydedilir. Birkaç denemeden sonra kayıt biter.
Sıra fotoğrafa gelir. Yine aynı makine emniyetteki suçlulara yapılan türden her açıdan resim çeker.
Önden, sağdan ve soldan.
15 dakika daha beklenir ve pasaportlar verilip serbest bırakılır.
Bu işlemler Rus havaalanlarındaki Türklere karşı rutin işlemlerden sadece biri.
Her Türk'ün muhatap olduğu bir işlem.
Onur kırıcı, bıktırıcı hatta nefret ettirici işlemlerden sadece biri.
Rusya'da şu an çok az sayıda Türk var. Onlar da çoğunlukla evlilik yolu ile gelen ve yerleşenler. Yani yuvalarını dağıtmak istemeyen inatla sürdüren kişiler. Onun dışında Türk bulmak neredeyse imkansız.
Orada yaşayan Türkler için ise yaşam adeta işkenceye dönüşmüş.
Ev aramaları, iş yerlerine sudan sebeplerle ceza kesilmeleri ve sık sık neden olduğu belli olmayan gözaltıları.
Marketlerde az da olsa Türk ürünleri halen var. Sabun, pirinç ve bir kaç ürün. Ancak onlar rafların en altında adeta çöp tarzı muamele görüyor.
Rus halkının beynine uçak olayı politikacılar ve medya aracılığı ile öyle kazınmış ki ortaya büyük bir kin ve nefret çıkmış.
"Neden buradasın" dercesine nefret dolu bakışlar insanı rahatsız edici türden.
Bu nefret ve uygulamalardan dolayı Türkler, Rus topraklarından kırgın, sinirli ve biraz da gururu kırılmış ayrılıyor.
Şimdi yeni dönem başladı.
Rusya yaptırımları kaldırıyor. Ruslar, Türkiye'ye gelecek. Türk şirketleri ise Rusya'da yeniden iş yapmaya başlayacak.
Rus turistler belki de Türkiye'de törenle karşılanacak.
Peki son 6 aydır Rus topraklarında gururu kırılan hakarete uğrayan Türkler, ülkelerine gelen Ruslara nasıl bakacak?
Aman ülkemize Rus turist gelsin de biz her şeyi unutalım mı diyecek.
Havalimanında sadece Türk pasaportu taşıdığı için annesinden alınıp saatlerce alıkonulan o 12 yaşındaki çocuk Türkiye'de tatile gelip alış veriş yapan Rus'a nasıl bakacak?
Türkiye, Rusya ile yaşanan krizde yapılan yaptırım ve uygulamalara kesinlikle karşılık vermeli.
Ancak Rus politikacıları ve basını maalesef öyle birkaç ay ile geçmeyecek nefret ve öfke yarattı.
Kırım'ın işgalinden sonra Avrupa ve Amerika'nın uyguladığı yaptırımlar Rus halkını resmen perişan etmiş durumda.
Ruble tarihinin en kötü dönemini yaşıyor. Ülkede herkes fakirleşmiş. Avrupa'nın yaptırımları Rus halkını adeta mahvetmesine rağmen 1 Türk'e yapılan insanlık dışı muamelenin milyonda biri, bir Alman'a veya Fransız'a yapılmamış.