Ya söyleyin, ya susun
Uzaktan kumandalı, AB veya ABD şakşakçısı patronların emrindeki yaygın basında ve medyada operasyon başlamışmış!
Başlamışmış diyorum çünkü haberim yoktu. Yaygın basını ve kartel medyasını yıllardır protesto ederek okumuyor ve izlemiyorum.
Oğlumu vatani görevine göndermek için geldiğim İzmir’deyim hâlâ. Yaklaşık bir aydır çalışma odamdan uzak olduğum için elimde kumanda aleti, kanal kanal dolaşıyorum. Dolaşıp öfkeleniyor, öfkelenip dolaşıyorum.
Bu kadar yerli dizinin olduğunu yeni fark ettim. Dizileri fark ederken evlerimize kadar girip millî-ulusal şuuraltımızı hedeflemiş AB ve ABD’nin, Haçlı’nın başarılı operasyonlarını da fark ederek ürktüm!
Her TV kanalında 3-4 tane yerli dizi var. Her dizide de nerdeyse mutlaka terör var, terörist var ve Kürtçe müzikler, konuşmalar var. En milliyetçi görünen kanalların dizilerinde ise beceriksizce ve bilmeden çirkinleştirilen Doğu Anadolu şiveli, iğrençleştirilmiş bir Türkçe var!
Terörist alçaklardan kahraman(!)lar, kahramanlaştırılmış teröristlerden romantikler var!
Millî-ulusal şuur aleyhine, devlet-millet aleyhine ne ararsanız var. Bunları güya denetleyen RTÜK’ün varlığını ise hissetmeniz mümkün değil.
Bir habere tepkimi koyarken Karslı olduğumu söylemiştim. Kars’ın en yükseklerdeki ve en sınırdaki bir dağ köyündenim. En az 300-400 yıllık bir komşu köyümüz var. Kürt köyü. Yolumuz, bu Kürt köyümüzün içinden geçer ve aramız yaya olarak beş dakikalık bir yol. Yüzyıllardır komşuyuz ve yüzyıllara dayalı dostluklar, akrabalıklar kurulmuş. Yani Türkçe ve Kürtçe’yi yüzyıllardır beraber duyar, Türk-Kürt ayrışması yapmadan birlikte yaşarız. Ne Kürt’ün Türkçe’den, ne de Türk’ün Kürtçe’den rahatsızlığını hatırlarım. Ama kartel medyasının art niyetli dizilerindeki bozuk dilden rahatsız oldum! Çünkü dizilerde konuşturulan sözde kahramanlar, yıllardır hafızalarımızda yer tutmuş olan Cibali Karakolu’nun sevimli Kürt Başkomiseri gibi bizden değiller. Dizilerde konuşturulanlar Kürtlerimiz değiller. Devletimize, milletimize, Kürtlerimize ihanet eden “Kürtçü” adındaki şövenist bölücüler.
Yine bu bir aylık TV izleyiciliğimde; Türk Halk Müziği sanatçılarından, arabesk okuyan sanatçılardan, isimli ve popüler olanların büyük bir çoğunluğunun Kürt olduğunu fark ettim.
Yıllardır beraber büyüyüp, beraber kocadığımız Kürt dostlarımın, Kürt Ülküdaşlarımın neden bu kadar antidemokrat kaldıklarını merak ederek hayretlere düştüm!...
Bu entel-dantel Kürtlerimiz’e ve ısrarla “Sınırsız düşünce özgürlüğü” isteyen, emperyalistlerin maşalığından gocunmayan, işbirlikçi Kürtçüler’e bir soruyu, tekraren sormak istiyorum.
Tunceli Bağımsız Milletvekili Sayın Kamer Genç’in, Diyarbakır Barosu Başkanı’na sorduğu soruyu; bir de bendeniz buradan sormak istiyorum:
“Yasak olan ve söyleyemediğiniz düşünceniz ne?”
Ya erkekçe aklınızdan geçirdiğinizi söyleyerek yasayı ve yasağı ihlâl etme yürekliliğini gösterin, ya da susun!...
Bin yıldan fazladır birlikte yaşayarak birleşmiş, milletleşmiş birlikteliği çok rahatsız ettiğinizi ve milleti artık iğrendirdiğinizi anlayın.
Yoksa sabrı biten millet anlatacak. Benden söylemesi...