Ya havuz gazetecisi olsaydık!
Düşünsenize, telefon geliyor ve karşınızdaki ses sizden yeni bir hokkabazlık istiyor... Dünya tarihinin en rezil kaçışlarından birini öyle bir anlatacaksınız ki duyanlar, Malazgirt zaferinin tekrarlandığını zannedecek!..
Gazetecilikle şebekliği öyle iç içe sokacaksın ki normalde seni görenlerin kafesine fındık fıstık atması gerekirken, hepsi hayranlıkla seni izleyecek!.. Sergilediğin performansla “Bu kadar sahtekâr kişiliği anatomik olarak tek bir canlı doğuramaz” dedirteceksin!..
***
Öylesine yırtınarak “Şehit mi gelseydi, ya IŞİD’in infaz görüntüleri olsaydı çok mu memnun olurdunuz” diye sesleneceksin ki karşındakilere mahcubiyetten “Toprak nedir, vatan neresidir, niye korunmak zorundadır, bir millet niye muhafız besler?” sorularını bile sordurmayacaksın!..
***
Bir teröristin hâkimiyet bölgesinden “Ne olur, ne olmaz” diye kaçıp, bir başka teröristin hâkimiyet bölgesine sığınmayı parlata parlata bitiremeyeceksin!.. Bu mantık ve bu kaçış performansıyla bir gün soluğu Kuzey Kutbu’nda alabilecek çaptaki iradeye “Gömelim gel seni desem tarihe sığmazsın” övgüleri düzeceksin!.. O sığılmayan mekânın aslında ’tarih’ değil, ’coğrafya’ olduğunu çaktırmayacaksın!..
***
“Geride hiçbir şey bırakmadık” derken, geride kalan toprağın, haysiyetin, şerefin, arın, namusun o ifadedeki ’hiçbir şey’ kavramının içinde bile değerlendirilemeyeceğini itiraf etmekten asla utanmayacaksın!..
***
‘Arkaya bakmadan kaçma’yı “Çok hızlı hareket ettik” diye cilalarken, terk ettiğin toprak parçasına, patronlarının AVM arsası için göz diktiği ama ele geçiremediği toprak parçası kadar kesinlikle üzülmeyeceksin!.. Ekranları ’ahmak besleme kanalı’na çevirip, “Geçici olarak ayrıldık, bir gün geri döneceğiz” palavralarını yemeklerden önce ve sonra yedireceksin!..
***
Yüzsüzlüğün yüzölçümü, toprakların yüzölçümünden hep daha önemli olacak!.. Daima cebine kan pompalayan ’şer damarı’nı’er damarı’ gibi takdim edeceksin!.. Şu zillet mevsiminde her türlü yenilgiyi damıtıp, ondan ’destan’çıkararak, hamamda koca karıların nasıl bayıldığını göstermekten başka hüneri kalmamış canlı türlerine nazire yapacaksın!..
***
Hem kahramanlığın bu devirde uşaklık karşısındaki paritesi ne ki? Ya izzetin serbest piyasadaki karşılığı? Sahi borsaya bildirilen ’fikrî haymatlosluk’ türü var mı?
***
Bırakın yaprağı, milletin asırlık çınarları yerinden sökülürken bile “Bizden habersiz yaprak kıpırdamaz” diyenlere yüceltmek için kalemini mürekkebe değil, yağdanlığa daldıracaksın!.. En kahredici ricatı, tıpkı Güneydoğu’daki ’fiilî ricat’ gibi “Analar ağlasın mı istiyorsunuz?” ezberiyle bastırmaya çalışacaksın!..
***
Sen ki ’algı’ ve ’kavram’ değiştirme uzmanısın!.. Sicilin başarılarla dolu!.. Sen ki hırsızlığı ’hizmet’ olarak kasmak için kendini paraladın!.. Sen ki hırsızı yakalayanları ’darbeci’ yaptın!.. Sen ki teröristi mum edip ’müzakereci’ye çevirdin!..
***
Sen ki yıldırımlar yaratan ’şirk’in ahfadısın!.. ’Ricat’ bile senin elinde parlar, en zelil çöküşler senin elinde kahramanlığa dönüşür!..