Washington'da ne oldu?

Türkiye garabetler ülkesi haline geldi. Politikacılar, bir şeyi övmeye mi başladı, derhal ters anlam çıkaracaksın. Doğruluk denince, yalancılık, daha önce söylenenin tersi olacak. Son ortak payda dine gelince, dini kullanarak ikbali daha ne kadar götürürüz, koltukta daha ne kadar otururuz anlamı çıkacak. Yalnız bunlar mı? Tabii ki değil.

Devleti koruma denince, devlet hazinesi yerine cep doldurmak anlaşılmalı. Tabii bir de politikacıların işlerini kolaylaştırmak ve yasallaştırmak için çok sayıda iş birlikçi gerek. Her gün evlatlarımızın onlarca cenazesinde, namazı gösteriye dönüştüreceksin. Bunları satacak yalaka ve satılık kalemler de her zaman vardı. Deneyimlerime göre bu tipler önce patronlarını satar. Hani sigarayı bırakan eski tiryakiler hesabı, sigaraya en düşman, sigara kokusundan en fazla onlar rahatsız olur.

***

Eminim şaşırdınız, nereden çıktı bu konular diye. Kızmayın, 13 yıllık icraat konuşmalarını koyun önünüze, ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz. 80 sene, günahı ve sevabıyla bir Batılı gibi yönetilmeyi hazmedemedik. Ülke derhal Arap kabilesine dönüştürüldü. Ülkenin sınırlarında tek dostu yok. Sınır ötesinde de yok. Bugün Türkiye; Suriye'den, Suudi Arabistan'dan daha fazla Arap ülkesi. Bu yüzden Batı'ya kaçan göçmenler bile tekrar Türkiye'ye dönmek istemiyor. Çünkü dönecekleri ülke aynı Suriye, Afganistan, Pakistan.

Neyse içimi döktüm, herkes benim gibi hissetmeyebilir. Gelelim asrın liderinin, son ABD ziyaretine. Sürekli geçiştirilen, üstü örtülen bu gezide, aklımın almadığı şeyler var. Mesela son cami açılışında Bilal Erdoğan neden yoktu? Bu konuda Amerika başkentinde değişik söylentiler var. Bu söylentilere göre, Reza davasında Bilal'in de ismi geçiyormuş ve tutuklanma korkusu nedeniyle ABD'ye gelmemiş. Neden cami ve Bilal diye bir soru aklınıza gelirse, cami konusunu babasına kabul ettiren Bilal'miş derim.

Washington gezisi hüsranla bitti, uzun süredir saklanan gerginlikler su yüzüne çıktı. Her ne kadar AKP'li vekiller, "yasama bizde, yargı bizde, yürütme bizde, her şey bizde" laflarıyla, oğlan bizim, kız bizim diye tanımlasalar da bu gelişmelerle ne alakası olabilir? New York'taki, Rıza Zarrab duruşmalarında yayınlanacak açıklamalar, mahkemeye sunulacak kanıtlar, yakında Türkiye'de duyulacaktır. Erdoğan ile Obama arasındaki toplam 50 dakikalık (gerçekte 25 dakikası tercümeye gitti) görüşme ve Ankara'nın vaatleri, ABD'yi ikna edememiş.

Washington, Ankara ile geçinmeye karar vermiş olsaydı, ABD Başkanı Obama, Erdoğan içeride ve Washington'dan ayrılmadan önce o açıklamaları yapmazdı. Ne yani, Amerika'yı çok mu demokratik veya özgürlük meraklısı sanıyorsunuz? Yok öyle bir şey. Yani Suudi Arabistan Krallığı, Kuveyt ve Katar Emirlikleri çok mu demokrat? Bu ülkelerde bırakın insan haklarını, insan faktörü bile yok. Demek ki çıkarlar öne çıkan. Peki ne oldu bizden bekledikleri çıkarlar? Yani başkaları o çıkarları daha mı iyi vereceğini söyledi acaba?

Yazarın Diğer Yazıları