Vurgun gerçek, çare ''sanal!..''

Karambol, örtbas ve pervasızlık siyaseti devam ediyor bu ülkede...

2023 seçimlerine bir yıldan az süre kaldı ya; toplumu uyutma ve oyalama stratejisi de tam hız sürüyor...

Halk ne kadar oyalanırsa, ne kadar uyursa, ne kadar tepkisiz olursa, ne kadar dirençsiz davranırsa o kadar kazançlı çıkacağını düşünüyor AKP...

Velhasıl, özellikle ekonomik alanda toplumu kıskaca alan zamlar ve piyasa vurguncularının körüklediği hayat pahalılığı girdabı milyonlarca insanı sefalet içerisinde yaşamaya zorlarken, asgari ücretten emeklilere kadar yapılan zamlar da boğazı sıkılan yurttaşlara nefes aldıramıyor...

Memleketin asıl derdi; yani fahiş zamlar, pahalılık ve piyasa vurgunculuğu üçgeni iktidarın pervasızlığı yüzünden mutfak yangınına dönüşürken, işte meydan iyice başıboşluğa da bırakılmış...

Ne yazık ki göstermelik şovlar dışında piyasa denetimi yapılmıyor, büyük cezalar verileceği ileri sürülen beş marketle ilgili soruşturma ve yargılamalarda ileri gidilemiyor ve bu sırada iktidarın adeta "saldım çayıra, mevlam kayıra" boşluğunda bocaladığını düşünen piyasa vurguncuları da (fırsat bu fırsat) diyerek milleti kazıklamaya (en doğru anlatımla da) halka ihanet etmeye devam ediyor...

Milyonlar açken, devlet nerede?..

+++++++++

Türkiye''de hep yaşandığı gibi, yaz gelince sebze, meyve fiyatları düşer ve insanlar yaşanan bolluktan yararlanırdı...

Ancak bir yandan Korona salgınının dünya genelinde üretimi ve ekonomiyi sarsması, Türkiye''de bunun üzerine bir de piyasa fırsatçılığına devletin göz yumması eklenince, artık yaz ayında da (tıpkı geçen kış ayında olduğu gibi) bir kilo domates 25 liradan satılmaya devam ediyor... Biber ve patlıcan fiyatlarındaki düşüş yaz ayının etkisiyle yüzde 20''lerde kalırken, 4 ay önce birer liraya satılan soğan ve patatesin fiyatı 10 liradan aşağı düşmüyor...

Asıl soygun ise gıda maddelerinin neredeyse tamamında devam ediyor...

İşte bu yangının üzerini örtmek için "Türkiye, Suriye''ye girecekmiş, Ukrayna''dan buğday gelecekmiş, İran-Rusya, Irak-Suriye arasında diplomasi trafiği yürüyormuş, yurt dışından para gelecekmiş, döviz düşecekmiş" şeklinde toplumu uyutma, daha doğrusu kandırma stratejisi sadece yandaş medya üzerinden yürümüyor, kendini ekonomist zanneden aklıevvellerin zırvaları içerisinde de başı çekiyor...

Sormak lazım; sofrasına domates, biber, salatalık götüremeyen, en çok tüketilen makarna ve bulgura yüzde 100 artış yüzünden ulaşamayan ve 15 yumurtaya 30 lira ödemek zorunda kalan milyonlarca yurttaşın karnını boş siyaset mi doyuracak?..

Milyonlarca dar gelirli vatandaş zeytine, yağa, peynire, kahvaltı ürünlerine hasret kalmış bir çaresizlik içerisinde kıvranırken, diplomasiymiş, siyasetmiş kimin umurunda acaba?..

Peki; son bir yıldır "fiyatlar düşecek, vurgunculara göz açtırmayacağız, denetimler durmayacak, ağır cezalar geliyor" şeklinde yandaş medyaya manşet olan iktidarın piyasa ile ilgili iddiaları boş çıkmışken; AKP, yazının başından itibaren dikkat çekilen (halkın içinde bulunduğu sefaleti, piyasa vurgunculuğunu, fahiş fiyat politikasının ağır etkilerini) nasıl durduracakmış acaba?..

AKP''nin önerdiği çözüm komik ve etkisiz olmakla birlikte yüzü astarından daha da pahalı...

Üstelik bir tarafı marketlerle rekabet, bir tarafı da "sanal" olacakmış o tuhaf çözümün!!!

Soygunu market mi durduracak?..

+++++++++

AKP, piyasadaki darboğaz ve market zincirlerinin halkı soyması karşısında çaresiz kalmış olmalı ki, Cumhurbaşkanı geçen hafta Tarım Kredi Kooperatifleri marketlerinde en az 40 ürünün fiyatının düşeceğini söyleyince, birçok yurttaş heyecanla o marketlere hücum etmiş, ancak beklenen bir düşüşü görmeyince de hayal kırıklığına uğramıştı...

Erdoğan''ın yeni talimatına göre Tarım Kredi Kooperatifleri''nin 1400 olan market sayısı 2500''e ulaşacakmış...

Franchise modeli ile kısa sürede yüzlerce market daha açılacakmış...

Yani, kazıkçılığı durdurulamayan özel marketlere karşı rekabet oluşturulacakmış!!!

Şubeler açılırken bakkal ve manav esnafına, yani 30 bin aile marketine öncelik verilecekmiş...

Aynı zamanda 400-500 bin nüfusun olduğu şehir merkezlerinde ise KoopgrosS''lar açılacakmış...

Tarım ve Kredi, büyükşehirlerde açacağı 20 depodan, PttAVM''nin yanı sıra kendi kuracağı "sanal" kanallarda da internetten satış yapacakmış...

Evet; AKP iktidarının son bir yılda halkı nefes aldırmayacak hale getiren, açlığa, sefalete, çaresizliğe sürükleyen ve denetimsizliğin de yol açtığı piyasa vurgunculuğuna karşı büyük çözümü "market" açmakmış!!!

1100 yeni marketin daha oluşturulması sırasında ortaya çıkacak büyük maliyeti (akaryakıt, nakliye, pazarlama girdilerindeki artışı) bir tarafa bırakalım...

Peki; Koca Türkiye Cumhuriyeti''nin, halkı soyan piyasa tüccarları, market zincirleri ile stokçu hainleri yola getirecek tek stratejisi market açmak mı olmalı?..

Söyler misiniz; üretim, nakliye, pazarlama konusunda büyük girdiler ve sıkıntılar varken, yeni marketler gıda fiyatlarının düşmesine nasıl etki yapacak ki?..

Devlet devletliğini, yeni market açarak göstermeye çalışacağına; piyasa denetimsizliği ve iktidarın sorumsuzluğu, pervasızlığı yüzünden halkı dolandıran market zincirlerine, arabuluculara, toptancılara devletin o sert yumruğunu neden göstermiyor acaba?..

Bunun sebebi acaba gıda sektöründeki pazarlama ve market piyasasının büyük bölümünün yandaş tüccarlarda olması mı?..

AKP, vurgunculuğa karşı "sanal" marketçilik yerine, devletin denetim gücünü sert ve kararlı gösterseydi, milyonlarca insan bir kutu zeytine, bir paket makarnaya bu kadar muhtaç kalmazdı...

Yazarın Diğer Yazıları