"Vurdur" abi...

Pratik milletiz... Hiçbir zorluk ve sorun bizi yıldıramaz!.. Anında çözümü üretir, uygulama sokmakta da hiç vakit kaybetmeyiz... Tereddüt, asla ve kata!..

Tuvalete gireriz. Lavobada sıvı sabun mu bitmiş?.. Hemen kabın içine su ekler ellerimizi yıkarız...

Bir yerimiz mi yandı?... Diş macunu sürüp tedaviye başlarız...

Bozulan cihazlarımızı önce aç kapa yaparak tamir etmeye çalışırız. Olmadı mı?.. Yavaş yavaş tokatlarız.. Fayda etmedi mi?. Tokatların şiddetini arttırırız... Taki alet adam olana kadar!..

Cep telefonumuzun kafası mı karıştı?.. Bataryasını söker takar sorunu anında hallederiz...

Traş olurken kesilen yerimize kağıt yapıştırırız...

Yazmayan tükenmez kalemimizi ağzımızın içine sokarak veya "hoh" yaparak ısıtıp yazdırmaya çalışırız...

Ağrıyan dişimize kolonyalı pamuk bastırırız...

Biten pilin ömrünü uzatıp kullanmak için elimizin içinde ısıtırız...

Kolayı, sallayıp fışkırtarak asidini azaltır sonra çocuğumuza içiririz...

Arabamıza bindiğimizde "emniyet kemerini takın" uyarısı çok ısrar ederse, koltuğa takarız...

Televizyonumuzun anten girişine çatal takıp, çataldan anten olmasını bekleriz...

Oturduğumuz sandalyenin dengesi mi bozuk. Bacaklarından birinin altına elimizle güzelce katladığımız kağıdı sokuşturur, otururuz. Sandalye hala mı sallanıyor?.. Dengeye gelene kadar kağıdın kalınlığını arttırırız...

Evimizdeki aletin bozulan düğmesinin yerine kibrit çöpü ikame ederiz...

Sabah kalktık, Arabamıza binip işe gideceğiz. Çalışmıyor... Aküsü bitmiş olabilir. Mahalleden 2-3 delikanlıya sesleniriz "gardaş şuna bir el altın" diye.. Vitesi 2'ye takarız, Ayağımız debriyajda. Gençler başlar ittirmeye; "vurdur abi..." Debriyaja bas çek, bas çek, delikanlılar kan ter içinde kalır. Araba çalışınca keyfimize diyecek kalmaz. Camdan kafamızı dışarı çıkarır "eyvallah, sağolun gençler" deyip yola devam ederiz. İçimizde daha pratik olanlarda vardır. Her ihtimale, itici gençler bulamama riskine karşın, arabasını rampaya park eder!..

Buraya kadar sıraladıklarım benim bir çırpıda aklıma gelenler... Meğerse yıllar önce çağ atlamışız!.. Dün ekonomik kriz haberlerini okumaktan bunaldım. Yanlış yunluş şeyler yazıp da başımı belaya sokmaktansa farklı konulara dalayım istedim. İnternet sitelerinde gezinirken, koltuklarımı kabartan bir video habere rastladım. Aynen şöyleydi;

"Nevşehir'in Gülşehir ilçesinde bulunan Kapadokya Havalimanı'nda çalışmayan özel jeti havalimanı personelleri iterek çalıştırdı. Kapadokya Havalimanı'nda pilot tarafından çalıştırılamayan özel jet, devreye giren havalimanı personelleri tarafından itilerek çalıştırıldı. 2013 yılında kaydedilen görüntülerde pilotun bir süre jeti çalıştırmak için uğraştığı görülüyor. Jetin hareket ettirilememesiyle devreye 5 kişiden oluşan havalimanı personeli giriyor. Otomobil çalıştırır gibi jeti iten görevliler, jetin hareket ederek çalışmasını sağlıyor. O anları cep telefonu ile görüntüleyen bir başka havalimanı personeli ise 'uçağı şimdi vurduracağız' diyerek o anları saniye saniye anlattığı görülüyor."

***

Sizlere bugün iletmeyi düşündüğüm güncel sıcak haber ise, ekonomik krize karşı alınacak önlemler arasında Saray'da konuşulan, "Ukrayna, Çin, Rusya, İran ve Türkiye arasında kurulacak ekonomik birlik" formülüydü.. Hem de "altın temelli..." Soracaktım, altını neyle alacaksınız? Hangi para birimi ile?...

Tam da, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ticareti milli para birimleriyle yapma çağrısına yanıt veren Kremlin, bunu bütün ülkelerle gerçekleştirmek için çabaladıklarını söyledi.

Kremlin'den Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ticareti milli para birimleriyle yapma çağrısına yanıt geldi. Erdoğan'ın çağrısı hakkında açıklama yapan Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, bütün dış ticaretin milli para birimleriyle gerçekleştirilmesini istediklerini dünyaya duyurdu.Türkiye'yle yaptıkları görüşmelerde bu konunun birden çok kez gündeme geldiğini vurguladı.

Ancak bu modelin uygulamaya konması için detaylı çalışma gerektiğini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumartesi günü Türkiye'nin Çin, Rusya ve Ukrayna'yla ticaretini milli para birimleriyle yapmak için çalışmalara başladığını açıklamıştı" haberinin düşmesi üzerine...

Vazgeçtim!..

"Deve sidiği şifadır" sözleriyle ün yapan ilahiyatçı Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebubekir Sifil'in, sosyal medya hesabından yükselen dolarla ilgili açıklamasını gördüm.

"Yaşadığımız, adı konulmuş bir istiklal savaşıdır. Bu savaşta tarafsız kalmak, sessiz kalmak düşmanla işbirliğidir. Elinde dövizi, altını olanların bozdurup TL'ye çevirmesi farz-ı aynıdır" buyuruyordu muhterem!..

Fetvayı alınca yerimden kalktım. Mutfağa gidip bir adet çatal aldım. Yok yok, kendime saplamadım!.. Devamlı haber takip ettiğim emektar televizyonumuzun daha kaliteli görüntü vermesi için arkasına geçirdim...

Daha net görüntü alırım diye bekliyorum!..

Yazarın Diğer Yazıları