İHA’nın haberine göre; Doç. Dr. Doksöz, soğuk algınlığı gibi viral enfeksiyon vakalarındaki artışa dikkat çekti.
Doç. Dr. Önder Doksöz, kalp kası iltihaplanmasına (miyokardit) en sık virüse bağlı enfeksiyonlarına neden oluyor.
Doç. Dr. Önder Doksöz, “Hastalıkların hastalık doğurmaması için enfeksiyonlardan korunmak zorundayız. Virüs salgınlarında miyokardite dikkat” dedi.
“ENFEKSİYONLARDAN KORUNMAK ZORUNDAYIZ”
Öte yandan hastalığın seyri konusunda da bilgi veren Çocuk Kardiyoloğu Doç. Dr. Doksöz şunları belirtti:
“Klinik belirtilerden birkaç gün önce genellikle solunum yolu veya gastrointestinal hastalık öyküsü vardır. Ateş, kas ağrısı, burun akıntısı, öksürük, ishal, kusma gibi belirtilerden birkaç gün sonra göğüs ağrısı, çarpıntı, hızlı ve zor nefes alıp verme, çabuk yorulma, halsizlik, iştahsızlık, terleme ve bayılma gibi spesifik olmayan semptomlar görülebilir. Hastalıkların hastalık doğurmaması için enfeksiyonlardan korunmak zorundayız. Virüs salgınlarında miyokardite dikkat”
“BU NEDENLE GERÇEK SIKLIĞI BİLİNMEMEKTEDİR”
Miyokardite neden olabilen çok sayıda faktör bulunduğunu ve ayrıca kalp hastalıklarının hiç belirti vermeden sinsi bir şekilde ilerleyip aniden ortaya çıkabileceğini kaydeden Doksöz, şunları belirtti:
“Miyokardit; kalp kası dokusunun iltihaplanmasıdır. Kas dokusu hasarı sonrası kalpte fonksiyon bozukluğu ve kalp yetmezliği gelişebilir. İltihap ortadan kalktığında kalp kası ciddi şekilde hasar görebilir. Bu, zayıflamış, genişlemiş bir kalbe neden olabilir. Buna ‘dilate kardiyomiyopati’ deniyor. Çocuklarda dilate kardiyomiyopatinin (DKMP) en sık nedeni de geçirilmiş miyokardittir. Bu çoğunlukla bir virüsten, bakteri, mantar ve hatta bazı kimyasallardan da kaynaklanabilir. Otoimmün hastalıklar, toksinler ve hipersensitivite (alerjik) reaksiyonlarına bağlı da miyokardit gelişebilir. En sık sebebi virüse bağlı enfeksiyonlardır. Toplumda en çok bilinen virüslerden genellikle gözleri veya üst ya da alt solunum yollarını etkileyen adenovirüsleri, influenza (grip), hepatit C ve kora virüsler miyokardite sebep olmaktadır. Klinik bulgular, laboratuvar bulguları ile tesadüfen tespit edilen semptomsuz hastalardan, kardiyojenik şok ve ani ölümle başvuran hastalara kadar oldukça değişken bir seyir gösterdiği için her miyokardit hastası tanı almayabilir ve bu nedenle gerçek sıklığı bilinmemektedir”
