Ver coşkuyu!..

Washington'dan bildiren Türk gazeteci büyüklere masallar anlatıyor:

Amerikan başkentindeki güvenilir(!) kaynaklar, "Türkiye'de yaşanan Suriyeliler tartışmasını şaşkınlıkla takip ediyor"muş.

Türkiye'deki Suriyelilerin varlığı, "Türkiye'yi Suriye ve bölgede değerli bir yumuşak güce dönüştürmüşken ve başka hiçbir ülke bölgede Türkiye kadar soft power(yumuşak güç) açısından güçlü değilken" böyle bir tartışmanın ne anlamı varmış.

"Bazı çevreler, Türkiye'nin göçmenlere kucağını açan yaklaşımının ülkeye global düzeyde ne kadar yüksek ve kıymetli bir yumuşak güç avantajı sağladığını göremiyorlar"mış...

"Washington'daki birimler Türkiye'nin bölgedeki bu yumuşak gücü nedeniyle Suriye'deki hiç bir çözüm sürecinin Türkiye dışlanarak olamayacağını biliyor ve bunu da ifade ediyorlar"mış.

Ver coşkuyu!

Kesmez...

Ver mehteri!

Yersen tabii.

***

Suriye'nin tam da PKK-PYD-YPG (ABD'nin) arzu ettiği ve Türkiye'nin hiçbir şekilde istemediği gibi, coğrafi olarak etnik temele dayanan yeni bölgelere ayrılmış olması başta olmak üzere bütün diğer ayrıntıları bir kenara attık, değerlendirme dışı bıraktık diyelim...

İnsan sormaz mı;

Türkiye, Suriye'de madem bu kadar stratejik, etkili, belirleyici bir "soft power" sahibi neden Fırat Kalkanı, Zeytindalı gibi "hard power" operasyonlara başvurma ihtiyacı duyuyor?

Neden bugün masadaki en "caydırıcı", onu küresel oyuna dahil eden kartı BM'ye göre sayısı 3,5 milyonun üzerine çıkan, konunun Türkiye'deki uzmanlarına göre 5 milyona yaklaşan Suriyeli sığınmacı değil de "askerî harekât" yapıp yapmayacağı?

***

Bir varmış bir yokmuş...

Çok uzaklarda bir diyarda, kendini çok akıllı, kendinden başka herkesi de akıl fukarası sanan bir "Yankee/Yanki" topluluğu yaşarmış...

Bu "Yanki"ler, kendilerinden başka herkesi olduğu gibi Türkiye'yi de, Türk insanının aklını, fikrini, sağduyusunu da küçümsüyor, iki "Suriyeliler seni güçlendirir", "Ne kadar çok Suriyeliyi alırsan bölgesel liderliği o kadar pekişir" gazıyla, Türkiye'yi de kolaylıkla Pakistan'a, Afganistan'a çevirebileceklerini düşünüyormuş; hatta bundan eminmiş.

Halbuki, Türkiye'de yaşayan azıcık şuur sahibi, yaşadıklarından azıcık ders almayı becerebilmiş herkes, bu kötü kalpli "Yanki"lerin tek hedefinin Türkiye'nin Suriye sınırındaki demografik değişimi "iç savaş çıkaracak" düzeye ulaştırmak, Suriye'nin Türkiye sınırında PKK-YPG-PYD terör örgütünün at koşturması için sistematik biçimde boşaltılan alanda da Irak'takine benzer bir "Kürdistan ayağı" yapılanması olduğunu biliyormuş.

***

Gökten üç elma düşmüş.

İlki, Suriye'den kontrolsüz biçimde gelen, Türkiye'de kontrolsüz biçimde üreyen bir kitle, gözünün önünde önce azımsanmayacak oranda gettolaşır, sonra örgütleşir, sosyal devletin imkanlarından yararlanmada eşitsizlik ve adaletsizliğe yol açar, can ve mal güvenliği için ciddi tehdit oluşturmaya evrilirken, misal daha birkaç gün önce bir Türk çocuğu "neden baktın" denilerek 35 Suriyeli tarafından linç edilmiş, boğazına bıçak saplanarak katledilmişken, Türk insanının bu masallara kanacak kadar aptal olduğunu düşünenlerin başına...

İkincisi, bu tabloya rağmen hâlâ uyanmamayı başarabilen, uykusu kulağının dibinde davul çalsan açılmayacak kadar ağır olan bir avuç sırça fanus sakinin başına...

Üçüncüsü de emperyalizmin bu algı mühendisliklerine alet olmaya utanmayan gazetecilerin başına!

Hani dükkanı kapatmıştı?

Gelenek bozulmamış ve dünyanın çeşitli coğrafyalarındaki sivil darbelerin sponsoru olarak da tanınan borsa spekülatörü George Soros bu Davos'un da "özel konuşmacı"ları arasındaki yerini almış.

ABD ile Çin arasındaki soğuk savaşın sıcak bir hale dönüşme tehdidi bulunduğunu söyleyen Soros, sizce de "yenilgiye uğradığını" kabul edip "dünyayı dizayn" işinden elini eteği çektiğini açıklayan biri için fazla iddialı konuşmamış mı?

Boşuna demiyorlar huylu huyundan vazgeçmez diye...

Sorun...

Türkiye'de yapılan "en önemli/öncelikli sorun" anketlerinin sonuçlarında son dönemde önemli bir değişim yaşandığını; "ekonomik kriz"in ilk defa açık ara önde olduğunu takip eden üç diğer sonunun da yine "ekonomi"yle ilişkili olduğunu yazmıştım ya geçenlerde. Eski bir okurumuzdan itiraz mesajı geldi. İddiası, "Türkiye'nin en önemli sorununun din, Atatürkçülük, milliyetçilik maskelerinin arkasında organize olmuş, şahsi mevcudiyetleri için ülke kaynaklarını sömürmekten kaçınmayan bir grup siyasi"den daha büyük bir sorunumuzun olmadığı...

Takdir sizin...

Yazarın Diğer Yazıları