Ve AKP, Atatürk'ü keşfetti...

Peki peki anladık,

Her şeyi sen bilirsin.

Peki peki anladık;

O'nu en çok sen seversin.

Peki peki anladık;

Kabrinde "sap gibi(!)" durmadın...

Bayramlarını kutlamadın...

Adını andırmadın...

Fotoğraflarını kaldırttın...

Sözlerini yasaklattın...

Nutuk'u "suç delili" saydın...

Askerlerini tutuklattın...

Ordusunu dağıttın...

Yine de...

Peki peki anladık;

Koltuğuna sen oturdun!

Unvanlarını sen kullandın!

Herkesten çok izindesin,

Atletle fotoğraf çektirmedin!

Peki peki anladık;

En Atatürkçü sensin!

Sen neymişsin be abi!

***

Şaka bir yana da...

Nereden çıktı dersiniz bu ani Atatürk sevgisi, ilgisi?

Bugüne kadar kurduğu devleti temellerinden, ilkelerinden, ülkülerinden dinamitlemek için canını dişini takmış bir kadronun, günlerdir kendi attıkları her adımı Atatürk ve hatta İnönü'yle meşrulaştırmaya, muhalefetin attığı her adımı da Atatürk'e layık olmadıkları gerekçesiyle itibarsızlaştırmaya çalışmasının, düne kadar 10 Kasım'ları "görmeyen" yandaş medyanın Atatürk'ün hem de en alerjili oldukları "salon adamı" fotoğraflarıyla muhalefete ayar vermeye çalışmasının bir tek anlamı var:

Atatürk tayin edecek 2019'un kazananını!

Kuruluşu süren yeni partiden yayılan bütün subliminal kodlar da bunun kanıtı...

CHP'deki "ulusalcı olmayan" kanadın hiç adetleri olmadığı üzere ağızlarını fermuarlaması da...

***

Geçtiğimiz hafta sonu şehir dışından gelen misafirlerimizi Anıtkabir'e götürdük; "özel bir gün" olmamasına rağmen, Anıtkabir girişindeki dijital termometre 36 dereceyi, araç içindeki 39 dereceyi göstermesine, o beton-mermer karışımı açık alan sıcaktan cayır cayır yanmasına rağmen hem yaya hem de araç girişinde uzun kuyruklar vardı. Otopark bir türlü boşalmayınca araçla girmeyi başaramayıp yaya kapısından denedik şansımızı...

Bu da bir nevi delildir sanıyorum;

Türkiye'nin yükselen aidiyetinin adresi, yeniden 'Ulu Önder'i, onlar için "papaz elbisesi giymek"ten bile zor olana katlanıp, Atatürk'ü seviyor "muş gibi" yapmaya başladıklarına göre yaptırdıkları anketler de kulaklarına fısıldıyor olmalı bu gerçeği!

---

KORKMADIKLARI İÇİNDİR!..

Bayındırlık ve İskan eski Bakanı, MHP eski Trabzon Milletvekili ve eski Genel Sekreteri, 2000'li yılların başından bu yana MHP içi muhalefetin liderlerinden de olan Koray Aydın'ın, MHP'den ayrılıp "yeni parti"de siyaset yapacağını duyurduğu basın toplantısı, benim takip edebildiğim kadarıyla Halk TV dışında hiçbir kanalda "canlı" yayınlanmadı.

Yeni partinin, Türk siyasetinde kartların yeniden dağılacağı 2019 seçimlerinin "belirleyici" unsurlarından olacağı sürekli yazılıp çizildiği halde, Yeniçağ dışında, birinci sayfasında geniş yer veren/hatta sadece yer veren gazete de olmadı dün Türk basınında...

"Neden" diye soran okurlarımız var;

Korkmadıklarından!

---

YENİ TARAFLARI DA VAR

Dünkü yazımın bir bölümünü, yeni kurulmasına çalışılan partinin, organizasyon usulü açısından eski parti alışkanlıklarını sürdürdüğü yönündeki gözlem ve eleştirilerime ayırmıştım. Çoğunluğu yeni partinin kurucuları, kalanı da sempatizanlarından olmak üzere çok sayıda mesaj aldım. Hemen hepsi eleştirilerime hak verip, teşekkür edip, bundan sonraki organizasyonlarda tekrar edilmemesini sağlamaya çalışacaklarını bildiriyordu.

İşte bu tutum Türk siyaseti için "yeni";

Daha önce "münferit" diyebileceğimiz kadar az gördük diğer partilerde örneklerini.

Eğer eleştiriyi, itirazı, kaygı beyanını düşmanlık olarak algılamama, dikkate alma, dahası teşekkür edebilme özgüveni de partiyle birlikte kurumsallaşırsa, ümitvar bir başlangıç olur basın yoluyla iletişim adına...

---

VEBALİ KİMDE KALACAK?

Gerçek adı mıdır bilemiyorum, Hasan Uyar hesabından yollanmış bir e-posta... Her zamanki gibi "yetkili-ilgili makamların dikkatine" diyerek paylaşıyorum:

"Manisa'nın bir ilçesinde edebiyat öğretmeniyim. Açığa alındım ama ihraç olmadım. Buna rağmen ByLock adlı programı kullandığım iddiasıyla tutuklanıp 2 ay cezaevinde kaldım. Telefon numaramla, kullandığım IP adresleriyle, WIFI ile eşleşmeyen, altında imza olmayan, ne şekilde kullanıldığı belli olmayan, bir ByLock kullandı listesi ile tutuklandım. İtibarım zedelendi. Kullanmadığı, adını bile bu süreçte öğrendiği bir program yüzünden insanların hapse atılmasının vebali kimde kalacak acaba?"

Yazarın Diğer Yazıları