İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Kliniği Ana Bilim Dalı''ndan Prof. Dr. Harun Cansız, söz konusu burun spreyinin klinik çalışmalarına ilişkin yazılı değerlendirmelerde bulundu.
Cansız, burun spreyinin, dünyanın en büyük sodalı gölü olmasının yanı sıra, içerdiği yüksek mineral oranıyla da insan bünyesinde hastalıklara sebep olan birçok virüs ve bakterinin çoğalmasını sınırlayan Van Gölü''nün suyundan esinlenilerek üretildiğini bildirdi.
Doğal ve güçlü formülüyle dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan spreyin, burun içinde virüs ve bakterilere karşı bariyer etkisi sağladığını vurgulayan Cansız, spreyin diğer etkinlerinden bahsetti.
Cansız, burun spreyinin Kovid-19''un da insan vücudundaki ilk yerleşim alanı olan burun ve geniz için bariyer etkisi sağladığının altını çizdi.
VİRÜS YÜKÜNÜ AZALTIYOR, HASTALIK HAFİF ATLATILIYOR
Prof. Dr. Cansız, burun spreyi için İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Kliniği''nde klinik çalışma yapıldığını ve sonuçların Laryngoscope dergisinde yayınlandığını bildirdi.
Cansız, Klinik çalışmaya göre, koronavirüs tanısı konmuş hastalarda spreyi kullanan grupta oluşan virüs yükünün azaldığı, hastalığın hastaneye yatmadan, hafif atlatıldığı görüldü. Tıp camiasında heyecana sebep olan çalışma sonuçları, dikkatleri dünyada ilk ve tek olma özelliği taşıyan alkali hipertonik Van Gölü burun spreyine yöneltti ifadelerini kullandı.
Yaklaşan bahar aylarıyla beraber uyanmaya başlayacak ağaç ve çiçeklerin polenlerinden kaynaklı alerjik nezlenin yaygınlaşacağını kaydeden Cansız, şu açıklamalarda bulundu:
Özellikle bu dönemde burun hijyenin sağlanması, her gün burnun düzenli yıkanması, polenleri uzaklaştırmaya yardımcı olabiliyor. Tıkalı burnu doğal yoldan açabilme özelliği taşıyan, yüzde 100 doğal içeriğe sahip sprey, bahar aylarında da alerjik nezleye karşı genç, yaşlı, çocuk gibi herkes tarafından rahatlıkla kullanılabilir. Gebeler ve emziren annelerin kullanmasında da hiçbir engel bulunmuyor.