Dünyanın en büyük sodalı gölü olan ve çerisinde endemik tür olan inci kefalini barındıran Van Gölü, 2019-2023 yılları arasında küresel iklim değişikliğinin etkisiyle büyük ölçüde su kaybı yaşadı.
Bu yıl sonbahar itibariyle etkili olan yağışların ise Van Gölü’nün seviye kaybı için umut olabileceği düşünülüyordu. Ancak uzmanlar; kısa vadede yağışların göl seviyesine etkisi olacağını, ancak uzun vadede ise yaz aylarında buharlaşmanın yoğun olmasından dolayı çekilmenin devam edeceğini belirtiyor.
Van Gölü’nde su kaybının yaşanması ise bölgede ‘mikrobiyalit’ olarak tabir edilen su altındaki dikitlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.
"YAĞIŞLARA RAĞMEN SU GERİ ÇEKİLMEYE DEVAM EDİYOR"
Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, 2019-2022 yıllarında Van Gölü Havzası’na düşen yağışın yetersiz olduğunu hatırlattı. 2023 yılında ise yağış açısından havza için özel bir yıl olduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Bu yağışlar havzanın ihtiyaç duyduğu suyu büyük ölçüde karşıladı. Yağışın şekli geçmişte kar, günümüzde ise ağırlıklı olarak yağmur şeklinde gerçekleşiyor. Ancak buna rağmen Van Gölü’nde su geri çekilmeye devam ediyor. Havzanın son birkaç yıldır yetersiz yağış almasından kaynaklı toprağın suya olan ihtiyacı büyük ölçüde giderilmiş oldu. Ancak su yolculuğuna devam edecek ve muhtemelen önümüzdeki yılın bahar ayları boyunca da nispeten göle ulaşacak. Dolayısıyla göldeki seviye bir parça iyileşecek” diye konuştu.
“VAN GÖLÜ SEVİYE KAYBETMEYE DEVAM EDECEK”
Uzun vadede sıcaklıktaki artışın devam etmesiyle önümüzdeki 10 yıllar boyunca gölün seviye kaybetmeye devam edeceğini dile getiren Alaeddinoğlu, “Zaman zaman düşen yağışlarla birlikte bir iyileşme görülebilir. Ancak süreçte gölde bir iyileşme beklemiyoruz. Gölün alan kaybetmesi gayet doğal, çünkü yaz ayları boyunca buharlaşmanın şiddeti artıyor. Kuzey yarımküre yaz ayları boyunca çok fazla ısınıyor. Bu şartlarda göldeki iyileşmenin sınırlı kalacağını ve düşen bu yağışların da aslında çok ciddi bir anlam ifade etmeyeceğini düşünüyorum. Ancak düşen bu yağışlar, tarımla uğraşan veya kırsaldaki insanların ihtiyaç duyduğu suyu belli ölçüde karşılamış olması ise sevindiricidir” şeklinde konuştu.