Göz kuruluğu, gözyaşı miktarının azalmasıyla ortaya çıkan ve gözlerde batma, yanma gibi rahatsız edici semptomlarla kendini gösteren bir sağlık sorunu olduğu biliniyor.
Uzmanlar, gözyaşı miktarı ve kalitesinin yetersizliğinin, gözleri enfeksiyonlara karşı savunmasız bıraktığını ve tedavi edilmediğinde ciddi görme kayıplarına yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Göz Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Şimşek, mevsimsel geçişler ve uzun süre ekran başında kalmanın göz kuruluğunun başlıca nedenleri arasında olduğunu belirtiyor.
Şimşek, çevresel faktörler ve hava kalitesinin de bu duruma katkıda bulunduğunu ifade ederek, ekran kullanım süresinin azaltılmasının önemine dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Yonca Aydın Akova, göz kuruluğu tedavisinin hastalığın derecesine göre değişkenlik gösterdiğini ve uygun tedaviyle hastaların şikayetlerinin azalacağını aktarıyor.
Op. Dr. Uğur Toka ise, göz kuruluğuna iyi gelen tedavi yöntemlerini ve günlük yaşamda dikkat edilmesi gereken hususları sıralıyor.
Göz Kuruluğu ve Tedavi Yöntemleri
Göz kuruluğu, gözün dış yüzeyini koruyan nemli tabakanın eksik ya da düzensiz olması durumunda ortaya çıkar.
Yaygın bir rahatsızlık olan göz kuruluğu, ilerleyen yaş ve çevresel etkilerle artabilir.
Tedavisi genellikle suni gözyaşı damlaları ve jelleri ile sağlanırken, otoimmün hastalıklar veya A vitamini eksikliği gibi durumlarda hekim danışmanlığı önerilir.
Göz Kuruluğunun Belirtileri ve Önleme Yolları
Göz kuruluğunun belirtileri arasında gözlerde batma, yanma, kızarıklık, yapışıklık ve görme kaybı bulunur.
Önleme yolları arasında rüzgardan korunmak, yeterli su tüketimi, nem oranını ayarlamak ve gözleri düzenli olarak dinlendirmek yer alır.
Kontakt lens kullanıcıları için doğru kullanım da göz kuruluğunu önlemek adına önemli olduğu bildirildi.