Uzmanından kritik hamilelik uyarısı

Uzmanından kritik hamilelik uyarısı

Çocuk Nörolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hülya İnce, serebral palsiye yol açan hastalık sebeplerinin çoğunun önlenebilir olduğunun altını çizdi. İnce, “Sağlıklı ve kontrollü hamileliğin ardından doğumun hastanede gerçekleşmesi sayesinde serebral palsi vakalarının sayısı önemli ölçüde azaltılabilir” ifadelerini kullandı.

İHA’nın haberine göre; Çocuk Nörolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hülya İnce, beyin felci olarak da bilinen serebral palsinin insan vücudundaki kasların hareketlerini veya vücudun duruşunu etkileyen bir grup fiziksel engel durumuna verilen isim olduğunu ifade ederek bu durumun çoğunlukla doğumdan önce olmak üzere olgunlaşmamış beynin gelişmesi sırasında meydana gelen hasardan kaynaklandığını dile getirdi.

“BELİRTİLER BEYNİN BÖLGESİ VE YAYGINLIĞINA GÖRE DEĞİŞİR”

Dr. İnce, serabral palsinin gelişmekte olan beyinde (anne karnındayken, doğumda, ya da doğduktan sonra 2 yaşından önce) oluşan bir zedelenme nedeniyle, çocuğun duruş ve hareketlerde güçlük çekmesi hali olduğuna dikkat çekerek şu sözleri söyledi:

“Zedelenmenin beynin hangi bölgesinde ve ne kadar yaygın olduğuna bağlı olarak serebral palsinin belirtileri değişir. Örneğin, bazı hastalarda sadece hafif topallama, diğer bazılarında ise tekerlekli sandalye kullanma gereksinimi bulunabilir”

HAMİLELİK VE DOĞUMDAKİ SORUNLAR NEDEN OLABİLİR

Serebral palsinin sebeplerine de değinen İnce, şu ifadeleri kullandı:

“Sebepler arasında hamilelik ve doğum sırasında yaşanan sorunları sayabiliriz. Erken (prematüre) doğum, annede tansiyonun yükselmesi veya düşmesi, kan grubu (Rh/rh) uyuşmazlığı, geçirilen kanamalar ve enfeksiyonlar. Zor bir doğum esnasında bebeğin oksijensiz kalması veya doğum sonrası geçirilen ağır mikrobik hastalıklar, kafa darbeleri, yüksek ateş de serebral palsiye yol açabilir. Ama çoğu zaman da sebebi bulunamayabilir”

“HASTALIK SEBEPLERİNİN ÇOĞU ÖNLENEBİLİR”

Dr. İnce, serebral palsiye yol açan hastalık sebeplerinin çoğunun önlenebilir olduğunun altını çizerek şunları söyledi:

“Sağlıklı ve kontrollü hamileliğin ardından doğumun hastanede gerçekleşmesi sayesinde serebral palsi vakalarının sayısı önemli ölçüde azaltılabilir. Annenin yaşının 18’in altında ve 40’ın üzerinde olması, ikiz-üçüz gibi çoklu gebelikler, gebelikte aşırı kilo alma ya da 5 kilodan az alma gibi risk etmenleri bilinirse, bir kısmının etkisi önlenebilir. Erken tanı ve erken tedavi başarıyı arttırmakta; her çocuğun gelişimi izlenmeli, yaşıtlarına göre farklılık görülürse ilk fırsatta doktora başvurulmalıdır”

“PEK ÇOK BECERİLERİNİ İLERLETEBİLİRLER”

Dr. Öğr. Üyesi İnce, serebral palsinin tedavisi konusunda da açıklamalarda bulunarak şu sözleri söyledi:

“Beyinde oluşan hasarı geriye döndürmek mümkün değildir fakat serebral palsili çocuk modern tıbbi ve destek tedavileriyle pek çok becerisini ilerletebilir. Tedavinin en önemli unsuru ailenin ve çocuğun ilgisi, uyumudur. Serebral palsi tanı ve tedavisi konusunda gelişmiş ve yetkin kurumlarda başlıca çocuk nörolojisi, fizik tedavi, ortopedi bölümleri, ayrıca çocuk psikiyatrisi, beyin cerrahisi, göz, kulak-burun-boğaz, beslenme, fizyoterapi-rehabilitasyon, ergoterapi, dil ve konuşma terapisi bölümleri hastanın tedavisinde rol alır. Bu bölümlerin her birinin hastanın işlevlerini artıracak, kapasitesini kullanmasını sağlayacak, günlük yaşamı kolaylaştıracak katkıları olur. Kas gevşetici ilaçlar, fizik tedavi, çeşitli dış destek cihazları (ortezler), botulinum toksini enjeksiyonları, cerrahi yöntemler ve kas-hareket-konuşma eğitim programları çocuğun durumuna göre seçilerek uygulanır. Bu yöntemler sayesinde serebral palsili çocuk yetenek ve becerilerini geliştirebilir, yaşama katılabilir ve yaşam kalitesini büyük ölçüde artırabilir”

“GÖRME, İŞİTME KAYIPLARI VE ZEKÂDA GERİLİK OLABİLİR”

Dr. İnce şunları söyledi:

“Çocuğun özellikle hareket gelişimi yaşıtlarına göre gerideyse daha geç oturmuş, emeklemiş veya geç yürümeye başlamışsa; kol-bacakları normalden daha gergin veya gevşekse; duruşu, oturuşu normalden farklıysa, serebral palsiden şüphelenilmesi gerekiyor. Bazı çocuklarda etkilenen kaslar normalden gergin (kasılı) durumdadır ve hastanın hareketlerini kısıtlar. Bazı çocuklardaysa kaslar fazlasıyla gevşektir ve hasta vücudunu istediği gibi yönetemez. Bazı çocuklarda vücudunun bir yarısı, bazılarının sadece bacakları, bazılarının ise tüm vücudu etkilenebilir. Ağız-boğaz kaslarının etkilenmesi sonucu konuşma güçlüğü de olabilir. Beyin zedelenmesinin yaygınlık derecesine göre görme ve işitme sorunları ve bir ölçüde zekâda da gerilik olabilir.”

İlgili Haberler