Kalp krizi, kalp kasının beslenmesini sağlayan koroner damarların tıkanması sonucu kalp kasının oksijensiz kalması ve hasar görmesi durumu olduğu biliniyor.
Kalp krizinin dünyada en sık ölüme neden olan hastalıklardan biri olduğunun altı çizildi.
Kalp krizi geçiren hastaların yarısı, hastaneye ulaşmadan önce hayatını kaybedebilir. Bu nedenle, kalp krizi belirtilerini tanımak ve erken müdahale etmek hayati önem taşır.
Kalp krizi belirtileri arasında, göğüste baskı, sıkışma, ağrı, yanma, batma gibi hisler, sol kola, omuza, sırta, çeneye veya boğaza yayılan ağrı, nefes darlığı, terleme, bulantı, kusma, baş dönmesi, bayılma, çarpıntı, huzursuzluk, kaygı gibi durumlar sayılabilir. Bu belirtilerden herhangi biri ortaya çıktığında, vakit kaybetmeden 112 acil servisi aramak ve hastaneye gitmek gerekir.
Kalp krizi tedavisinde, tıkanan damarın açılması ve kan akışının sağlanması amaçlanır. Bu amaçla, ilaç tedavisi, anjiyoplasti, stent veya bypass ameliyatı gibi yöntemler kullanılabilir. Ancak, bazı durumlarda, bu yöntemler yetersiz kalabilir veya hastanın durumu çok ağır olabilir. Bu gibi durumlarda, ECMO (Ekstrakorporeal Membran Oksijenasyonu) adı verilen bir yaşam destek cihazı devreye girebilir.
ECMO, hastanın kanını vücut dışına alarak, yapay bir akciğer ve pompa yardımıyla oksijenlendirip vücuda geri veren bir sistemdir. ECMO, kalp veya akciğer yetmezliği olan hastalara, bu organların iyileşmesi için zaman kazandırmak amacıyla uygulanır. ECMO, kalp veya akciğer hastalığını tedavi etmez, sadece destek sağlar.
ECMO tedavisi, kalp krizi sonrası kalbin durması veya akciğer damarına pıhtı atması gibi durumlarda kullanılabilir. Bu durumlarda, hastaya kalp masajı yapılırken, ECMO cihazı da hastanın solunum ve dolaşımını destekler. Daha sonra, hastanın tıkanan damarı, ilaç, anjiyo veya ameliyat ile açılır. Hastanın durumu düzelene kadar, ECMO cihazı devam eder.
ECMO tedavisi, hastanın hayatta kalma şansını artırır ve kalp veya akciğer fonksiyonlarının iyileşmesine yardımcı olur.