İHA’nın haberine göre; Dt. Tuğçe Serdaroğlu, şeker ve karbonhidrat içeren gıda maddelerinin tüketimi en aza indirilmesi gerektiğini ifade ederek tedavi yöntemleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Engelli bireylerin ağız ve diş hastalıkları bakımından yüksek risk grubunda olduklarını söyleyen Dt. Tuğçe Serdaroğlu, “Bu bireylerde beslenme ve çiğneme problemleri yaygındır. Bu nedenle tedavileri ihmal edilmemelidir“ sözlerini kullandı.
Engelli bireylerin çoğunun protez veya diğer apareyleri kullanmaya uyum sağlayamadığını söyleyen Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği’nden Dt. Tuğçe Serdaroğlu; diş kayıpları ile birlikte konuşma problemlerinde artışların gözlemlendiğini, çocukların eğitimlerinde verim kaybı olduğunu dile getirdi.
“AĞIZ KOKUSUNU ÖNLEMEK İÇİN DİL DE FIRÇALANMALI”
Dişlerin çocukların ağzında görünür-görünmez, beslenme aralarında nemli bir tülbent ile temizlenmesi gerektiğini ifade eden Dt. Tuğçe Serdaroğlu, 2 yaşından sonra küçük ve yumuşak kıllı bir diş fırçası ile diş bakımının yapılması gerektiğini söyledi. Kötü ağız kokusunu önlemek için dilin de fırçalanması gerektiğinin altını çizen Serdaroğlu, “Özel üç yüzlü fırçalar ve elektrikli diş fırçaları, kullanım kolaylığı açısından önerilmektedir. Diş çürüğünü önlemek amacıyla flor uygulamaları yapılmalıdır. Engelli bireyler için tablet formları veya diş hekiminin uygulayabileceği jel formları tercih edilir. Kalıcı dişler sürdükten sonra dişlerin çiğneme yüzeylerine diş hekimi tarafından fissür örtücü cilalar uygulanmalıdır. Güven ilişkisi açısından mümkünse hasta takibi aynı diş hekimi tarafından yapılmalıdır” dedi.
“GECE BESLENMELERİNİ KALDIRIN”
Biberonla beslenen engellilerde tüketilen sütün, hazır mamanın ve meyve sularının şeker içerdiğinden biberon çürüklerine neden olacağını vurgulayan Dt. Serdaroğlu, beslenme sonrası su içirilmesi ya da ağzın bir tülbentle temizlenmesi gerektiğini ifade etti. Dt. Serdaroğlu, “Önlem olarak mümkünse gece beslenmeleri kaldırılmalıdır. Diş çürüğünün ana nedeni şekerli, asitli, diş ve dişetine kolayca yapışıp kalan besin maddeleridir. Engelliye özel bir diyet önerilmemişse bol şeker ve karbonhidrat içeren gıda maddeleri yemek aralarında verilmemeli, bu gıdalar ana öğünlerde tüketilmelidir. Püre tarzında, yumuşak gıdalarla beslenmek zorunda kalan engellilerde diş fırçalama yapılamıyorsa, yemek sonrası ağız çalkalatılmalı ya da gıda artıkları silinerek temizlenmelidir. Şurup formundaki ilaçların çoğu şeker içerdiğinden bu ilaçları sürekli kullananlar ağız-diş bakımına daha özen göstermelidirler” şeklinde konuştu.
Dt. Tuğçe Serdaroğlu, engelli bireylerde ağız ve diş sağlığı için tedavi yöntemleri ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Lokal Anestezi (iğneyle uyuşturma): Genelde sözel iletişim kurulabilen, korkan ve korkusunu psikolojik yaklaşımla çözebilecek engelli bireylere uygulanabilir. İğneyle uyuşturma sonrası dudak ve yanak ısırma en sık karşılaşılabilen sorunlar arasındadır. Engellilerin tedavileri sonrasında, yapılan tedavinin durumuna göre ağrı kesici ilaçlar verilmesi önerilmektedir.
Sedasyon (uyutma): Psikolojik yaklaşım ve davranış şekillendirilmesinin işe yaramadığı durumlarda kullanılan tekniğin adıdır. Halk arasında uyutma olarak bilinmektedir. Hastanın derin uyku konumuna gelmesini sağlamak için engel durumuna uygun uyku ilaçları kullanılmaktadır. Zihinsel engelliler, hiperaktif çocuklar, dikkat eksikliği olanlar, motor gelişim bozukluğu olan engel gruplarında ve sözel iletişim kurulamayan çocuklarda sıklıkla uyutma yapılarak diş tedavisi işlemleri mümkün olmaktadır. Uyutma genel anesteziden birçok farklılıklar içerir. En önemli özelliği, engelli çocuğun kliniğe yürüyerek gelip, yürüyerek eve dönmesidir. Çocukta öksürme, tıksırma, solunum, dolaşım gibi refleksler ortadan kalkmadığından son derece güvenlidir.
Genel anestezi: Daha ağır özür gruplarında uyutmanın işe yaramadığı, büyük cerrahi gerektiren durumlarda genel anestezi engellileri uyutmak için diğer alternatif bir yöntemdir. Genel anestezinin uyutmadan en önemli farklılığı soluk alıp verme, öksürme, tıksırma gibi doğal reflekslerin bu yöntemle kaybolmasıdır. Soluk alıp verme bir cihaz yardımıyla yapılmaktadır. Bu yüzden tam donanımlı bir hastanede bu işlemin yapılması gerekmektedir. Tedavi ameliyathane şartlarında anestezi uzmanı ve ekibiyle yapılması gerektiğinden pahalı bir yöntemdir. Ameliyat öncesinde mutlaka laboratuvar tetkikleri ve akciğer filme çekilmesi gerekmektedir.
Bu yöntemlerin hastanın engel durumu ve hastalığın öyküsüne göre farklılıklar içerdiğini ifade eden Dt. Tuğçe Serdaroğlu, “Yöntemlerin hepsi engellilerin ağız ve diş sağlığına hizmet etmek için insan sağlığının hizmetine sunularak etkinlikleri ve güvenlikleri kanıtlanmıştır. Engellilerin ağız ve diş sağlığı sorunlarının çözümünde önemli bir engelin ülkemizde aşılmaya başlaması bizlere ayrıca sevinç ve mutluluk vermektedir.”