Doç. Dr. Topçu, “Bilekten anjiyonun en önemli avantajlarından biri kasıkta olabilecek olumsuz hayati kanama, şişlik gibi risklerin hiçbiri bu yöntemde yok. Dolayısıyla hastalar bu tip ürkütücü yan etkileri duyduğu için özellikle bilekten yapılan anjiyoyu tercih ediyorlar” dedi.
Dünya ve Türkiye’de en çok ölümün kalp ve damar hastalıklarından kaynaklandığını belirten Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Selim Topçu, yoğun görülen damar tıkanıklığı hastalığının çeşitli anjiyo yöntemleri ile tedavi edilebildiğini ve özellikle yan etki açısından en az riskli tedavi yönteminin ‘bilekten yapılan anjiyo’ olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Topçu, “Hastalar zaten buraya ön bir kabulle geliyorlar. ‘Hocam eğer koldan yapacaksanız ben anjiyo olacağım’ diyorlar. Çünkü koldan anjiyon avantajları herkes tarafından biliniyor. En önemli avantajlarından biri kasıkta olabilecek olumsuz, hayati kanama, hematom dediğimiz şişlik veya damarın yırtılıp kanaması gibi riskler bu yöntemde hiç yok. Dolayısıyla hastalar bu gibi ürkütücü yan etkileri, komplikasyonları duyduğu için özellikle radyan yani koldan, bilekten anjiyoyu önceliyorlar” şeklinde konuştu.
“TEDAVİ SONRASI HASTANIN İŞ HAYATINA DÖNMESİ ÇOK KISA SÜRÜYOR”
Bu yöntemin hastanın konforunu öncelediğini vurgulayan Doç. Dr. Topçu, “Çünkü hasta, işlem sonrasında tuvalet dâhil bütün ihtiyaçlarını rahatlıkla giderebiliyor. Ayrıca kasık anjiyoda yaptığımız, kum torbasıyla sırtüstü saatlerce yatma gibi bir durum yok. Hasta rahatça dolaşabiliyor. Sonrasında iş hayatına, günlük yaşamına dönmesi çok kısa sürüyor. Hastane yatış süreleri çok kısa oluyor. Dolayısıyla hastane yatış maliyetleri düşmüş oluyor. Bu gibi avantajlarından dolayı şu an Avrupa, Amerika tedavi rehberlerinin de uygulanmasını önerdiği bir yöntem” ifadelerini kullandı.
“TEDAVİNİN YAPILMASI İÇİN KOLDAKİ 2 DAMAR SAĞLAM OLMALI”
Bilekten anjiyo uygulanması için öncelikle bir damara ihtiyaç olunduğunu belirten Doç. Dr. Topçu, “Kol damarlarının sağlam olması gerekiyor. Kolda 2 adet atar damar mevcut. Bu 2 atardamarında sağlam olması işlemin güvenliği açısından önemli. 2 damarın sağlam olup olmadığına dair test yapıyoruz. Biz uygulama yaptığımız hastanın 2 damarının da sağlam olduğunu gördük. Ve koldan anjiyografi yapma işlemine karar verdik. Öncelikle kolunu steril sıvıyla yıkadıktan sonra hastayı ve kolunu tamamen kapatıp kolunu uyuşturup iğneyle girdik. Sonra kalbe ulaşan bir kateter dediğimiz ince boru gibi alet içinden ilaç vererek kalbin damarlarını gösterdik. Damarlarını gösterdiğimizde bir darlık olduğunu gördük. Hastamızda darlık da belli bir düzeyin üstünde, yüzde 90’ın üzende darlık çıktı. O düzeyin üzerinde olduğu için ve hastanın da şikâyeti olduğu için stent takma işlemine karar verdik. Tedavisini tamamladık” dedi.
“TEDAVİ ORTALAMA 7-8 DAKİKA SÜRÜYOR”
Uygulama sonrasında dikkat edilmesi gerekenleri sıralayan Doç. Dr. Topçu, “Herhangi bir komplikasyon, zorluk olmazsa 7-8 dakikalık işlemle bu yöntemi uyguluyoruz. Bunda olabilecek en önemli yan etki, yaptığımız damarın tıkanması. Ama öncesinde yaptığımız diğer damarın çalışıyor olması, bunun herhangi bir olumsuz yönü olmadığını gösteriyor. Çünkü bu damar tıkansa dahi diğer damar avuç içini ve parmakları besleyeceği için herhangi bir problem olmuyor. Hastaların bu yöntem sonrasında dikkat etmeleri gereken şey aynı gün içinde o kolu kullanmamalarıdır. Herhangi bir şişlik ve kanama olduğu zaman üzerine bastırıp hemen hastaneye başvurmaları gerekiyor. İşlem yapılmışsa da işlemden sonra tavsiye edilen ilaçları kesinlikle aksatmadan kullanmaları gerekiyor. Damarsal bir işlem olduğu için kesinlikle tamamen risksiz bir işlemdir demek çok yanlış olur” uyarılarında bulundu.